-Çantamı Kim Attı ! -
Kafamı kaldırmayıp müzik dinlemeye devam ettim.Hoca bir türlü gelememişti.Çok fazla sıkıntım vardı.Ağlayamıyordum bile.En son ne zaman ağladım bilmiyordum.Ağlamayarak olayları içime atıyordum,sonrası ise bir sinir krizi oluyordu.Vücudum titriyor,çığlık atıyor,kendime zarar veriyordum.Ama ağlamıyordum.Kafamı sola çevirip sınıfa baktım.Tam yan sıramda Emre vardı.Eski sevgilim.Bir kaç sinir krizime şahit olmuştu.Nisaya benim için deli gibi bişey uzak tut onu benden demiş.Zaten ben sana bayılıyordum (!) Nisadan başka kimse beni sakinleştirmesini bilmiyordu.Ne Annem,ne bir psikolog,ne başkası.Gülüşme sesleri ile tekrar Emreye baktım.Başkası ile çıkmadığım için onu seviyorum sanıyordu.Ben onu hiç sevmemiştim ki.Sadece ufak bir hoşlantıydı.Bunu oda biliyordu.Şuan bana bakarak Merve ile oynaşıyorlardı.Evet resmen oynaşıyorlardı.Daha fazla bu vıcık vıcık görüntüye dayanamayarak telefonumla ilgilenmeye başladım.Yüksek bir ses ile neredeyse kalbim çıkıcaktı.Çantamı kim attı diye bağırıyordu.Aklıma bir çantayı attığım gelince hızlı kafamı çevirdim.Çevirdiğimde kumral saçlı,mavi gözlü bir çoçuk duruyordu.Kasları ben burdayım dercesine gömlekten bağırıyordu.
-Sen ? Sen mi attın !?
-Evet ? dedim sakince.
-Siktiğimin sürtüklüğünü yapmayı kes,çantamı attığın gibi geri al.
Bana sürtük mü demişti o ?
Yüzüne hızlı bir tokatı atacakken bileğimi tutup sıkmaya başladı.
-Bana sürtük diyemezsin.
Ardından dizimi erkeklik bölgesine geçirip bileğimi çektim.Hızlıca çantamı alıp yerdeki çantasına tekme attım.
Kolumu tutup tane tane konuştu.
-Yaptıklarının bedelini ağır ağır ödeyeceksin.
Kolumu çekip sınıftan çıktım.Elimde olan telefonumdan Nisaya bahçeye gelmesini söyledikten sonra bir banka oturup derin derin nefesler aldım.Ağlamamak için değil sinir krizi geçirmemek içindi.
Son derse kadar Nisa ile kantinden bir şeyler yiyip konuşmuştuk.Şuan bütün derdimi unutmuştum.Yarın teyzesinde kalcağını söylemişti.Son derse girmek zorunda olduğu için gitmişti.Bende zil çalınca çantamı alıp sınıfa geçtim.Sırama geldiğimde yine o çanta vardı.Omuz silkip yerime oturdum.Kafamı sıraya koyup hocanın gelmesini bekledım.Ardından yanıma birinin oturmasıyla kafamı kaldırdım.Uzun kahve saçlarımı kulağımın arkasına sıkıştırıp konuştu.
-Çantamı atmamışsın bu sefer.
Gülümsedi.Ama bu gülümseme tamamen samimiyetten uzaktı.
-Çantanı almayı öğrenmişsin sende ? Öğrendiğine göre tekrar atmamda bir sorun yoktur umarım ?
Ardından çantasını tekrar atıp kafamı sıraya koydum.
Kulağıma fısıltıyla konuştu.
-Ölmek için ağlayacaksın.
Telefonumu eteğin cebinden çıkartıp mesaj bölümüne baktım.
-SARI CİVCİV-
Rapunzel çıkışta eniştem gelicekmiş .Tek dönmek zorundasın üzgünüm.Ama yarın beraberiz.
-GÖNDERİLİYOR-
Özledim.En kısa zamanda dön artık aptal sarışın.
Ziin çalmasıyla gözlerimi açtım.Çantamı takıp elime telefonumu aldım.Yanımdaki sert mavi göz hala kalkmıyordu.
-Çıkabilir miyim ?
Geçmem için sonunda kalkmıştı.Ayağa kalkıp sıradan geçerken tekrar sıraya oturup beni de kucağına oturtturdu.
-Bu pozisyon nasıl,rahat mı ?
Sinirle kalkıp tane tane konuştum.
-Sakin bir daha bana dokunma.Kendini erkek sanıyorsun,önündekini eline veririm.