Bugün günlerden berbat bi gün yine erkenden kalkıp kahvaltıyı hazırladım, kızlar götünü bile kaldırmaya cesareti yoktu. Kahvaltıyı hazırlayıp kızları uyandırmaya gittim, ama onlar kalkacak mı bilmiyordum ikisininde horol gibi uykusu var.
Sude: kalkın ulan hala hala.
Tuana: ışığı kapatsana amk.
Yüsra hala uyuyordu.
Sude: YÜSRA KALKSANA AMK SİZİ UYANDIRMAK ZORUNDA MIYIM?
Yüsra: kalktım tamam.
Sonunda uyandırabilmiştim böyle yapmaları aşırı sinirimi bozuyor, Hergün kalkıp kahvaltıyı ben hazırlıyorum içimden küfür etmemek için zor duruyordum.
Ve kahvaltıya oturmuştuk.
Tuana: *sesizce* sence ona söylemeli miyiz yüsra.
Yüsra: bilmiyorum ama söylersek üzülür ya da sinirlenebilir.
Tuana: hay sikim bu çocuk da nerden çıktı ya.
Yüsra: küfür etme de masaya geç.
Kızlar sürekli fısıltılı fısıltılı şeyler düşünüyordu pek umursamadım masaya oturup kahvaltımı ettim, bugün çok moralim bozuktu neden bilmiyorum. İçimden bi ses bişey olucak diye söylenip duruyordu, umursamadan kahvaltımı etmeye devam ettim.
Yüsra: sude.
Sude: efendim?
Yüsra; biz bugün dışarı çıkıcaz?
Sude: tamam çıkın siz.
Yüsra: *sesizce* iyiki gelmedi Ömer'i görseydi çok morali bozulurdu.
Tuana: evet evet.
Gene sesizce bişiler diyordu. Ömer kelimesi duydum sanki, evet Ömer dedi. Bunlar ne halt yiyordu acaba, en iyisi peşlerinden gitmekti.
***
Kahvaltımızı etmiştik. Kızlar yukarı çıkıp hazırlanmıştı, ve tuananın telefonuna mesaj gelmişti direk baktım, Ömer diye o birisi yazmıştı. Mesajı açtım, ve o ana inanamamıştım. Bu Ömer bu?
|Mesajda|
Ömer (-çevrimiçi)
Saat: 11.20
-Ne zaman buluşuyoruz.
Tuana: geliyoruz birazdan.
-Sude gelecek mi?
Tuana: hayır, seni görürse üzülür.
-ok
12.00
-Nerde kaldınız biz geldik bile.
-Tuana hadiiii.
Gözlerime inanamamıştım, kızların arkamdan iş çevirdiğini biliyordum. Ömer karşıma çıktı, ve bunu benden saklıyorlardı. Gözümden yaşlar akıyordu, onu çok özlemiştim. Saçını, kokusunu, herşeyini özlemiştim. Kızların ayak seslerini duyup, telefonu hemen bıraktım koltuğa oturdum.
Sude: gidiyor musunuz? kızlar.
Yüsra: evet
Tuana: hadi çıkalım.
Çıkıp gitmişlerdi bile bana gerçeği bile, demediler. Sinirlenip odama gittim, eşortman crop ve ceket giyip, peşlerinden gittim. Yürürken bile hala gözlerimden yaş akıyordu.
İşte kızlar oradaydı Ömer de yanlarındaydı ve yanlarında faruk ve sellahatin vardı. Çok değişmişlerdi, Ömer'in yanında kız vardı, ne kadar kızgın olsamda onu hala seviyordum, kız Ömer'e sarılıyordu Ömer'de onun saçını öpüyordu belkide sevgilisiydi... Bank'a oturup gözlerimden yaşlar gelmeye başladı, kendime hakim olamıyordum, gidip ömere sonsuza dek sarılmak istiyordum o kızıda dövmek istiyordum. Kendime hakim olamayıp ayağa kalkıp çantamı alıp, hıp hızlı yanlarına gittim.
Sude: wow wow wow arkadaşlarım ömerle buluşmuş ve bana söylemeyip hahaha.
Gözüm ağlamaktan kıp kırmızı olmuştu, Ömer sadece gözlerime bakıyordu ve göz göze geldik ki.
Yüsra: sude nasıl geldin sen buraya nasıl buldun bizi.
Tuana: sude bak lütfen kızma sana söylicektik.
Sude: kes sesini.
Aşırı sinirliydim ve üzgündüm Ömer hala bana bakıyordu, ve benim gözlerimden hala göz yaşı akıyordu.
Ömer: ağlayabilirsin.
Sude: gerek yok.
Diyip ordan uzaklaştım, sahil olan biyere gittim. Kimse yoktu sesizlik vardı, sadece deniz dalgaların sesleri vardı huzur vericiydi. Arkama baktığımda Ömer arkamdaydı.
Sude: ne yapıyorsun burada
Ömer: konuşmak istediğini biliyorum.
Sude: istemiyorum.
Ömer: ne oldu beni terkettin şimdi nasıl yüzüme bakabiliyorsun?
Sude: Nediyorsun sen ya?
Ömer: beni bırakıp giden sendin?
Sude: sebeplerim vardı, bilip bilmeden konuşma amk.
Ömer: aynen aynen ya, güzel atıyorsun yalanı.
Sude: Cidden inanmıyor musun?
O an göz yaşlarım daha da çok akıyordu, Ömer'in bunu diceği aklıma bile gelmezdi.
Ömer: sana bi gram bile inanmıyorum artık.
Sude: peki.
Çantamı alıp oradan uzaklaştım, akan gözyaşlarımı sildim ve eve doğru yürüdüm. Acaba bizim kızlar napıyorlardı, umursamadan yürümeye devam ettim.
|Diğerlerine bakalım|
Yüsra: Of umarım barışmışlardır ya.
Tuana: inş da Sude bizi sikmez umarım.
Miraç: bişi yapmaz rahat olun siz, ha bu arada Muhammed gelecek haberiniz olsun.
Yüsra: hangi muhammed?
Sellahatin: muhammed kurt.
Tuana ve yüsra: NE!
Faruk: niye şaşırdınız mk?
Tuana: lan bu yüsra hep ona aşıktı.
Yüsra: ananı sikim, nerden çıktı bu şimdi ne zaman gelicek.
Faruk: birazdan gelir yenge.
Yüsra: yenge deme.
Miraç: tamam yenge.
Tuana: hahahaha gülmekten ölücem.
Sellahatin: aha geliyor bizim muhammed.
Muhammed gelmişti, fakat anormal gibi bir bakışı vardı.
Muhammed: oo naber gençler.
Tuana: iyiyiz eniştee
Yüsra: ne eniştesi amk *sesizce*
Tuana: eheh
Muhammed: iyi ol eniştesinin gülü
Tuana: lan WĞDNAŞNSLA
yüsra: ne?
Miraç: oo aşk başlıyor izleyin.
Sellahatin: sskdnkddn hayırlı olsun yüsra yenge.
Yüsra: ne alaka be?
Faruk: muhabbet'i bırakın, sudeyle Ömer'i napıcaz amk.
derken Ömer'i gördük yanımıza geliyordu.
Sellahatin: kanka noldu?
Ömer: ...
Miraç: olum söylesene ne oldu Sude ne dedi?
Ömer: kavga ettik.
Faruk: ee?
Tuana: niye ettiniz aq?
Ömer: sonra.. bana inanmıyor musun dedi, bende hayır filan dedim bizden olmaz dedim, sonrada çekip gitti.
Yüsra: ha?
Muhammed: derken olum nasıl gitti.
Ömer: ...
Miraç bağırarak.
Miraç: KONUŞSANA GERİZEKALI.
Ömer: GİTTİ... BİLDİĞİN
Faruk, sellahatin, miraç, yüsra, Tuana ve muhammed hepsinin bi anda sesi kesildi.
Ömer: asla olamicaz unutun bunu!
Faruk: knk sen o kızı seviyorsun.
Ömer: bana yaptıklarından sonra mı?
Yüsra: hiç bişi bilmiyorsun Ömer.
Ömer: ben herşeyi biliyorum.
Dedi ömer, ve oradan gitti.
Tuana: inanamıyorum ya.
Miraç: bende.
Muhammed: abi Ömer nasıl biri oldu böyle.
Faruk: çok değişti..
Sellahatin: fazlasıyla hemde.
Yüsra: Of.
Miraç: hepimiz evlere dağılalım, siz sudeyle konuşun bizde Ömer'le konuşuruz akşam grupta yazışırız tamam mı?
Hepsi tamam der, ve herkes eve dağılır.
(Saat akşam: 19.08)
Yüsra: sude biz geldik.
Dedi yüsra Cevap bile vermek istemedim uyuma numarası yaptım.
Tuana: nerde bu kız?
Yüsra: dur bakim odasına.
Odanın kapısı açılır.
Yüsra: uyuyor.
Tuana: bırakalım da uyusun.
Sonra tuananın telefonuna mesaj gelir.
Faruk kişisinden mesaj:
Faruk<3 (-çevrimiçi-)
-sudeyle konuştunuz mu?
Tuana: hayır, o şuan uyuyor siz Ömer'le konuştunuz mu?
-Çok sinirli, eve geldiğimizde de, gözleri kıp kırmızıydı galiba ağlıyordu.
Tuana: canım eniştem ya, çok üzüldü belli seviyor hala sudede öyle.
-inş barışırlar.
Tuana: inş, neyse ben kapatıyorum yemek yicem görüşürüz.
-görüşürüz güzelim.
Faruk<3 (-çevrimdışı-)
Tuana Telefonu kapattı.
Tuana: ananı sikim o bana güzelim mi? Dedi lan.
Tuana bağırarak.
Tuana: AĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞAĞĞ LAN BANA GÜZELİM DEDİ, FARUK BİDAKİKA KALPTEN GİDİCEM.
Yüsra: ne bağırıyorsun aq Sude uyuyor.
Tuana: YÜSRAA FARUK BANA GÜZELİM DEDİ AĞAĞA.
Yüsra sırıtır.
Yüsra: aşık sana.
Tuana. Of of inş
Derken yüsraya da mesaj gelir.
Muhammed kişisinden mesaj:
Muhammed (-çevrimiçi-)
-Naber?
Yüsra: iyi senden.
- iyi bugün hiç konuşmadık.
Yüsra: evet öyle oldu.
-yarın müsaitsen buluşalım mı?
Yüsra: bilmem ki yarın işim yoksa, yazarım sana buluşuruz.
-tamam, görüşürüz<3
Yüsra: görüşürüz :)
Muhammed (-çevrimdışı-)
Yüsra: muhammed yazdı.
Tuana: ee?
Yüsra: yarın işin filan var mı, dedi bende bilmem yaptım yoksa yazarım sana yaptım filan yani.
Tuana: oo aşık oluyor bu sanaaaa ağağa.
Yüsra: hahaha hadi bakalım.
Bitchslar grubundan mesaj:
(-herkes çevrimiçi-)
Miraç: sude nasıl?
Tuana: bilmiyoruz, biz geldiğimizde uyuyordu.
Sellahatin: lan ilaç içip intihara kalkışmasın.
Yüsra: saçmalama sello.
Tuana: Ömer nasıl asıl?
Faruk: çok sinirli sürekli niye karşıma çıktı bu kız diye, söylenip duruyor mk?
Muhammed: ağlıyordu, gözleri kıp kırmızı olmuştu.
Yüsra: Of ikiside çok üzgün şuan.
Muhammed: evet.
Sellahatin: lan
Faruk: ne oldu sello.
Sellahatin: aklıma aşırı iyi fikir geldi.
Herkes bi anda ne fikri yazar.
Selahattin: şimdi bi kampa gitsek, bu kamp'ta sudeyle Ömer'i barıştırsak, hem bizde tatil yapmış oluruz.
Faruk: çok güzel fikir.
Muhammed: ulan sello bi işe yaradın sonunda.
Sellahatin: aa ayıp.
Yüsra: Of evet Harika fikir ama kim kim kalıcaz.
Tuana: evet kim kim çadırda kalıcaz yani?
Miraç: sude ömer, sellahatin ben, Faruk Tuana,
Muhammed yüsra, kimse itiraz etmesin kalmak istemiyorum filan demeyin yoksa bu plan işe yaramaz ve sizin azınıza sıçarım.
Herkes tamam der ve uyurlar.
|Sabah|
Evet yine erkenden uyandım, kim bilir kızlara hala uyuyor mudur? Kahvaltıyı hazırlayacak kadar gücüm yoktu. Hala uykum var ama gidip sürtük arkadaşlarımı uyandırmam gerek, ve kahvaltı hazırlamam gerekti. Aşağı indim şok bi mazarayla karşılaştım, kızlar benden önce kalkıp kahvaltıyı hazırlamışlardı bile. Bi tane salatalık yedim ve dedim ki.
Sude: hayrola kahvaltıyı hazırlamışsınız ben şok.
Tuana: evet ne var bunda?
Sude: hmm ne mi var? Siz sürekli uykucusunuz ve asla hazırlamazdınız, ne oldu söyleyin bakim.
Yüsra: bişi olmadı knk hazırlayamaz mıyız? Normal bişi.
Sude: tamam.
Tuana: sude dün için özür dileriz.
Sude: sorun yok.
Diyip kahvaltımı etmeye başladım, kızlar çok garipti sanki bana bişi söylicekler gibiydiler.
Yüsra: sude.
Sude: efendim?
Yüsra: bişi dicem ama kızma?
Sude: tamam söyle.
Tuana: kızmicağına yemin et.
Sude: şimdi söylemezseniz sinirlenicem!
Yüsra hıp hızlı söyleyerek.
Yüsra: sude biz kamp'a gidicez, ve seninde gelmeni istiyoruz nolur hayır deme lütfen.
Sude: tamam gidelim.
Tuana: oha.
Yüsra: gerçekten mi?
Sude: evet, hemde başımı dinlerim tatilde yapmış oluruz.
Tuana: şey.
Sude: ney?
Yüsra tuana'nın koluna vurur.
Yüsra: şey yok kahvaltımızı edelim.
Sude: ne zaman çıkıcaz.
Yüsra: bugün.
Sude: oha amk? Ne bu acele.
Tuana: biz zaten önceden almıştık randevuyu.
Sude: iyi tamam.
Diyip kahvaltımı edip odama çıktım, acaba güzel geçer mi? Tatilim. Çok oyalanmadan bavulumu hazırladım, ve kızların yanına gittim.
Sude: hadi gidelim.
Tuana: ee şey.
Sude: ney?
Yüsra: sude.
Sude: ne oldu?
Yüsra: şey erkeklerde gelicek.
Sude: hangi erkekler!
Tuana: şey işte... faruk ömer miraç filan ehe.
Sude: gelmiyorum siz gidin.
Yüsra kolumu tutup.
Yüsra: ya geliceksin ya da bizi unut.
Sude: gerçekten bunu mu yapıyorsunuz bana, sırf üzülmem için?
Tuana bağırarak.
Tuana: AA YETER KIZIM, BU BİZİM ŞANSIMIZ FARUKLA YALNIZ KALABİLMEK İÇİN MAL MISIN?
Sude: HER SEFERİN DE BENİ ÖMERLE KARŞI KARŞIYA GETİRMEYİN!
Yüsra: sude Tuana yapmayın.
Kavga ederken erkekler gelmişti bile.
Miraç: neyin kavgası bu amk?
Sude: sanane be hala hala.
Faruk: tuana güzelim noldu?
Tuana: yok bişi.
Sellahatin: hadi gidelim.
Sude: ben gelmiyorum amk.
Ömer: ne o benim için mi, gelmiyorsun bücür.
Sude: ÖMER KES SESİNİ!
Dediğimde Ömer göz devirdi.
Sellahatin: hay sikim inadınızı yürüyün ulan.
ben ve Ömer aynı anda "HAYIR"diye bağırdık
Miraç: hay ben siz-
Sellahatin: öhm öhm yavaş gel knk.
Miraç: sen küfür ediyorsun ben niye edemem mk.
Sellahatin: o kadar da değil.
|yüsrayla Muhammed'e bakalım|
Muhammed: yüsra.
Yüsra: efendim?
Muhammed: nası gidiyo.
Yüsra gülerek.
Yüsra: iyi gidiyor, senin nası gidiyo.
Muhammed: iyi gidiyor.
Dedi ve birbirlerine bakarak gülümsediler.
Sude: ulan ben bu 10 metre Ömer'le gelir miyim kamp'a.
Ömer: ben sana çok meraklıyım sanki bücür.
Sude: hay ben senin am-
Miraç: VALLAHİ DARALDIM HE!
Miraç: yeter, yürüyün binin arabaya.
Tuana: Of geç kalıcaz 31 geçiyor amk.
Sellahatin: tövbe.
Faruk sırıtır.
Hiç birini umursamadan arabaya bindim, kızlarla tek gideriz diye, düşünmüştüm kafamı dinlerim belki diye gelmiştim. Ömer yanımda sürekli bana bakıp duruyordu, aşırı sinirliydim ona ve yola girmiştik bile.
Ömer: niye bu kadar sinirlisin.
Cevap bile vermedim.
Ömer: ştt sana diyorum bücür.
Sinirim daha da bozuldu.
Sude: bana bücür deme.
Ömer: bücür, bücür, bücür. diyip duruyordu.
Çok sinirlendim Ömer'in üstüne atladım.
Sude: ULAN BANA BİDAHA BÜCÜR DEME!
Ömer: lan sello bu beni dövüyor yardım amk?
Sellahatin: jshdksndk napim? Yenge vur vur arkandayım.
Sude: HELAL BE SELLO.
Ömer: sellahatin ananı si-
Sude: SUS LAN!
Daha çok vuruyordum ömere, vururken de gülme krizine girmiştim. Ama yoruldum ve durdum, çantamdan sütlü çikolatamı alıp içmeye başladım, evet sütlü çikolataya aşığım.
Ömer: bana da ver.
Cevap vermeden, çantamdan ömere sütlü çikolata verdim. Ömer şok içindeydi kızıcağımı sanıyordu, neden kızayım ki sütlü çikolata için birisi benim adamımdır.
Ömer: aa kızmadın.
Sude: sus ve iç sütünü.
Kulaklığımı takıp müzik açtım ve dinlemeye başladım.
Another love...
şarkıyı dinlerken, mırıldanmaya başladım ve şarkıyı söylemeye başladım.
