118.Bölüm

553 55 235
                                    

Bir Hafta Sonra Barış'ın Ağzından ||

"Ama Nisa..." Nisa ağlarken gergince bir nefes aldım. "Ama rüyamda öyle güzeldi ki... Ben neden rüyalarımı gerçekleştiremiyorum?" "Sevgilim... Çünkü dünyada çilekli sütten oluşan bir okyanus yok." "Bu benim sorunum değil. Doğurmayacağım onları ben..." Nisa ağlarken gergince Umut'a baktım. Hâlâ uyuyordu. Doğum için hastaneye gelmiştik. Nisa ise rüyasında çilekli sütten oluşmuş bir okyanusta bebeklerimizi doğurduğunu görmüştü. Ve gerçek olsun istiyordu.

"Sana çilekli süt almamı ister misin?" Başını iki yana sallarken derin bir nefes aldım. "Peki... Sana sarılmamı ister misin?" Başını iki yana sallarken derin bir nefes daha aldım ve  gözyaşlarını sildim. "Ben seninle öpüşmek istiyorum." Ben gülerken Nisa'ya yaklaşınca dudaklarıma uzun bir öpücük kondurmuştu. "Bebeğim doğmuş mu benim yoksa?" Bana bakıp gülümserken dudaklarımız yeniden birleşecekti ki Umut'un sesiyle ona baktım. "Baba..." "Babasının ilk fıstığı... Geldim oğlum." Umut'u kucağıma alınca Nisa'nın yanına gitsek de karnına bakıp ağlamaya başlamıştı. 

"Artık beni sevmiyorsunuz." Nisa da ağlamaya başlayınca gergince bir nefes aldım. "Ama Umut... Anne ağlıyor yapmayalım babam." "Baba benim." "Tamam ben sadece senin babanım..." Umut annesine bakınca Nisa da dudaklarını büzüp bakmıştı. "Artık bizim babacığımız değil misin?" "Nisa..." Nisa gülümserken Umut da ona sarılıp kokusunu içine çekmişti. "Benim yakında kollarımın arasında beş tane bebek mi olacak yani?" "Beş?" "Sen, Lucky, Umut, Güneş ve Uzay... Beş tane işte. Şapşal babacık..." "Ah... Çok güzel... Ama gel biz bebeklerimizi normal bir şekilde hastanede doğuralım..." "Anlaştık."

Nisa beni onaylarken Umut da annesini öpüyordu. "Oh oğlum benim..." "Şey... Onlar doğmasa ve burada kalsa olmaz mı?" Ben gülümserken Umut da heyecanla alkışlamıştı annesini. "Hayırdır küçük bey?" Umut bana bakarkeb gülümsemişti. "Biliyor musun birazdan kardeşlerinle tanışacağız oğlum?" Umut şaşkınca Nisa'ya bakıp kendi dilinde bir şeyler anlatırken Nisa da onu anlıyormuş gibi şaşırıp tepkiler veriyordu. Bu durum Umut'un hoşuna gitmiş olmalı ki gülmüştü bol bol. Ardından doktor annesini kontrole gelince hemen bana sarılmıştı. Kokusunu bol bol içime çektim oğlumun.

"Naber Umut?" Umut doktora gülümserken ben de gülümsedim. "Umut bey biraz kıskanç. Ama alışır yakında değil mi?" "Uyum süreci önemli tabii... Ama siz üstesinden gelirsiniz ben biliyorum sizi. Sancın falan yok değil mi Nisa? Arada vuruyor bugün..." "Tamam korkma... Doğumhaneyi hazırlıyoruz birazdan alacağız seni..." Nisa bana bakarken elini tuttum sımsıkı... "Hayır... canın yanmayacak Nisa'm... Sen uyandığında bebeklerimiz kucağımızda olacak..." "Söz mü?" "Söz..." Nisa rahar bir nefes aldığında gülümsedim kocaman...

...

Umut ağlarken annesini görünce anında sakinleşmişti... Nisa kendine yeni gelmiş ve oğlumuzu görünce gülümsemişti. "Geçmiş olsun meleğim." "Ne?" Nisa bana ve karnına bakarken derin bir nefes almıştı. "Barış ben bir rüya gördüm. Bizim ikizlerimiz oluyordu." "Oo Umut bu annenin güzel aklı karışmış." Umut gülerken Nisa da kıkırdamıştı. "Uzay ve Güneş neredeler?" "Henüz görmedim ben de... Hazırlanıp gelecekler." "Ya çok benzerlerse ben gülerim..." "Nisa ya..." Umut bana bir tokat attığında ona bakmıştık. "Hey... Acıdı ama..." "Kıskanç bir kedi mi olmuş benim oğlum?"

Umut annesine öpücük yolladığında kapıya tıklanmasıyla beraber kollarını boynuma dolamıştı. Kardeşleri geldiğinde Nisa'nın biraz daha doğrulmasına yardım etmiştim. Nisa heyecanla beklerken kimse konuşmamıştı bile... Önce Güneş'i vermişlerdi kollarına Umut ona hayran bir şekilde bakarken gülümsedim. "Barış... Çok güzel. Sana benziyor." "Saçmalama küçük daha o..." Umut annesine yaklaşıp kardeşine bakınca gülmüştü." "Baba, küçük o..." Umut'un yanağına kocaman bir öpücük kondurduğumda ben de Uzay'ı aldım kucağıma.

ALACAKARANLIĞIM Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin