Mehir gitmek için sabırsızdı zaman çok çabuk geçmiş. Babasıyla sonunda yüzleşme zamanı gelmişti. Yerinde duramıyordu. Siyah'ı beklerken oda da volta atıp durdu. Siyah'sa sanki her zamankinden çok daha fazla geç kalmıştı. Aşağı inmek bilmiyordu. Alt tarafı üstünü değiştirecekti neden bu kadar geç kalmıştı? Merdivenlerden inen ayak seslerini duyduğunda kalbi atmaya başladı. Siyah sıkıntılı yüz ifadesiyle Mehir'in yanına geldi. Mehir kapıya gitmek için yönelmişti ki Siyah hareket etmedi.
"Sence de tuhaf değil mi ?"
Mehir, arkasını döndü soruyu soran Siyah'a baktı.
"Ne tuhaf ?" Siyah kaşlarını çattı. "Bu mesajı ustam atmış olamaz Mehir. Bence gitmemeliyiz."
Mehir, öfke ve şaşkınlık arasındaki yüz ifadesiyle Siyah'a baktı. "Biz bu anı beklemedik mi Siyah! Babam işte, yıllar sonra hatasını anladı beni çağırıyor."
"Bak! zor durumda olan bir insan arar. Mutlaka ulaşır. Kendini belli eder. Bu mesaj sıkıntılı lütfen oturalım iyice düşünelim."
Mehir, sesini yükseltmeye başlamıştı. "Bütün hafta oturup düşünmedik mi zaten." Siyah'da sesini yükseltti konuşmalar giderek tartışmaya dönüşüyor, seslerinin şiddeti artarak bağırmaya kadar gidiyordu.
"Ben düşündüm sen düşünmedin. Sen o mesaja bakarak sadece hayaller kurdun. Baban bu mesajı atacak bir adam değil Mehir. Bu bir tuzak."
"Tuzak olmadığını düşünmedim mi sanıyorsun. Sen ne yapardın gitmez miydin. Tabi sende haklısın babamla ben senin kadar vakit geçirmedim. Bilemem. Ama bugün ben oraya gideceğim. Sen gelmezsen ben kendim giderim." Mehir laflarını söyledikten sonra çekip gitti.
Siyah iç çekerek arkasından koştu.
***
Adres onları yüksek binaların arasında kalan ıssız bir mahalleye getirmişti. Yıkık dökük bir gecekondu onları karşıladı. Arabayı gecekondunun arkasına koydular. Eve doğru yürümeye başladılar.
"Babam beni burada mı bekliyor ?"
"Bekleyen ne bilmiyorum ama baban olmadığına eminim Mehir." Siyah'ın sesi öfkeli çıkıyordu. Mehir'se bu cevaba somurtkan bir bakış atmakla yetindi. Gecekondunun kapısı açıktı. Tahta kapı çürümüş rutubet kokusu geliyordu. Karanlık oda duvarı kısman yıkılmış olan verandaya çıkıyordu. Verandada ve gecekondunun içinde hiçbir şey yoktu. İkisi evi incelemeye başladılar. Mehir'in verandadan sesi geldi.
"Siyah ! Burada bir şey var."
Siyah verandaya girdiğinde şüpheci bakışlarını Mehir'in gösterdiği şeye yöneltti. Bu bir paltoydu. Ustasının paltosu.
"Ustamın paltosu bu." Mehir'in gözleri açıldı.
"O zaman o burada belki bir yere gitti. Gelir herhalde değil mi ?" Mehir içinden Siyah'a karşı zafer kazanmış gibi sevindi. Haklıydı işte babası bu kötü evde zor durumdaydı. Yardım istedi belkide yine borca girmiş tefeciler onun peşindeydi. Tüm bunları babasıyla yüzleştikten sonraya saklıyordu.
Siyah gözlerini yüksek binaların tepelerine dikti. Uzaklardan bir ışık güneşinde etkisiyle gözünü alıyordu. Burası aslında bir veranda değildi. Duvarı yıkılmış küçük bir odaydı. Duvar yıkılınca veranda gibi duruyordu. Duvar yıkılırken dökülen moloz yığınları önlerinde kısa bahçe duvarı gibi olmuştu. Burası ustasının kalabileceği tarzda bir yer değildi. Şüpheci bakışları yine binaların tepelerine gitti. Uzaklarda ki göz alıcı güneş yansıması gitmişti. Yansıma Mehir'in üzerine doğru gidiyordu. O esnada Siyah'ın kalbi hızla attı. Korkuyla yüksek binanın tepesine yeniden baktı ardından Mehir'e baktı. Mehir olanlardan habersiz paltonun ceplerini inceliyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BEYAZ KARGA
AdventureSiyah isimli genç bir adamın ustasının kaybolmasıyla başlayan olaylar zinciridir. Ustası gizli istihbarat timinin başıdır. Bu ekibin adı "Kargalar'dır" ve Siyah bu timde görev yapan önemli şahıslardan sadece biridir. Ustayı arama macerasında ustasın...