Sabah uyandığımda uykumun iyice açılması için bir süre beklemiş, yatakta bir o tarafa bir diğer tarafa dönmüştüm.
İçeriden bir sürü tabak kaşık sesleri ve sucuklu yumurta kokusu geliyordu.
Meriç'in mutfakta olduğunu anlayınca yüzümde uyuşuk bir gülümseme oluştu. Daha fazla sucuk kokusuna dayanamayıp yattığım yerde doğruldum.
Genişçe esneyerek ayağa kalkıp ayaklarıma civciv şeklindeki terliklerimi geçirdim.
Ayağa kalktığımda tamamen anadan üryan olduğumu ve bütün kıyafetlerin yerlerde olduğunu farkettim.
O an kafama dank etmişti... Lan Biz Dün Gece Halvet Olduk Amk!!
Bir an ne yapacağımı bilemeyecek öylece ayakta dikildiğimde sessizce yerimde zıplamış ve bir elimi ağzıma götürüp atmak üzere olduğum çığlığı engellemiştim.
Dün gece yaşanan herşey bir bir aklıma düşerken kendi kendime sırıtarak bir süre yatağı izledim.
Daha sonra temiz kıyafet almak için dolaba döndüğüm sırada sandalyenin üstünde temiz kıyafetlerin olduğunu gördüm.
Muhtemelen Meriç koymuştu. Gülümsemem artık kulaklarıma kadar varırken kafamı iki yana sallayıp kıyafetleri elime aldım.
Tam bir bacağımı şorttan geçirmiştim ki kalçama giren ağrıyla anında iki büklüm oldum.
O kadar büyüğünü alırsan olacağı bu !
Açıkçası bu kadar fazla bir ağrı hissedeceğimi düşünmüyordum. Yaparken iyiydi, ama şimdi hissettiğim ağrı hiç de iyi değildi.
Derin bir nefes alıp önce yavaş hareketlerle baksırı giydim. Sonra diğer kıyafetleri de dikkatlice giyinip mutfağa doğru ilerlemeye başladım.
Sucuk kokusunu takip ederek mutfağa girdiğim sırada Meriç önündeki tabağa birşeyler koymakla uğraşıyordu.
Sessiz adımlarla arkasından ilerleyip kalçasına şaplak atmak için bir hamle yaptım, ama benden önce davranıp hızla yerlerimizi değiştirdi.
Ben mermere yaslanmış halde büyüyen gözlerimle ona bakarken kıkırdayıp burnumun ucuna bir öpücük kondurdu.
Anında gülümseyip kollarımı boynuna sarıp başımı da omzuna gömdüm. Bir eliyle belimi okşarken kafamın üstüne bir öpücük kondurdu.
" Günaydın birtanem "
Kısık bir sesle "günaydın" deyip boynuna gömülmeye devam ettim. Bu hareketime kıkırdayıp saçlarımı karıştırdı.
"Ağrın var mı sevgilim ?"
İlgili ve şefkatli çıkan sesiyle konuştuğunda dudaklarımı büzüp gözlerine baktım.
" Hı hı.. "
Gülüp parmaklarıyla burnumun ucunu kıstırdı. Yüzümü buruşturup elinden kaçmaya çalışınca kahkaha atıp kollarını iyice bedenime sardı.
" Ya burnumdan ne istiyorsun Esmer pislik !"
Kafasını iki yana sallayarak cıkcıkladı. Gülümsememek için yanağımın içini ısırıp kaşlarımı çatarak ona baktım.
" Çok ayıp Eren, kocaya öyle mi söylenir !"
O hala gülerek bana bakarken, söylediği kelimenin şokuyla birkaç saniye donuk donuk baktım.
"Sen.. ne dedin az önce ? "
Dudaklarını birbirine bastırıp düşünüyormuş gibi bir hareket yaptı.

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doktor Bey Gay +18
Short StoryEsmer bir ten, gömleğinden taşan kol kasları, hafif kısılmış ciddiyetle bakan ela gözler, kirli sakal, siyah ve kahve arası saçlar. Allahım galiba harbiden cennete geldim ben! Gözlerim bugün ikinci defa kararırken, bu sefer aldığım darbe kafama de...