12.Bölüm [Oyun Başlıyor]

4 3 0
                                    

               Turuncu sıkılmış gözlerle mekana baktı. "Hiç sevmem böyle mekanları. Nerede ar damarı çatlak insan var burada. Yeşil güldü. "Öyle diyerek bana da laf atıyorsun ama." Turuncu, arabaya sırtını yaslayan Yeşil'e dönerek sordu. "Senin ar damarın sağlam mı sanki ?" Yeşil bu alaycı espriye kızmaktan ziyade gülerek cevap verdi. Bir süre birbirlerine bakıp kahkaha attılar. Mekanın önünde Cengiz'in gelmesini bekliyorlardı. Mekan klasik barlardan uzak pavyon, bar karışımı garip bir eğlence yeriydi. İçeri giren kadınlar oldukça açık giyiniyorlardı ve bu durum Yeşil'i cezbediyordu. Cengiz'den çok içeri giren bu kadınlarla ilgileniyordu. Turuncu ise tam tersiydi. Cengiz'i dört gözle bekliyordu. Onun şuan için yegane amaç Cengiz'i pataklamaktı. 

                 Saatler geçmiş Cengiz'den haber yoktu. Arabada bekleyip mekanı izliyorlardı. Bekleyiş o kadar sıkıcıydı ki Yeşil artık kadınlara bakmıyordu bile. Turuncu'ysa oldukça acıkmıştı. Zamanın yavaş geçtiği anlarda saatin yelkovanını biraz hızlandırmak isteyen Yeşil, yanında ki iri cüsseli adama sorular sormaya başladı.

"Eee ? Koca adam yok mu biri hayatında ?" Turuncu bu soru karşısında irkildi. Anlamsız surat ifadesiyle Yeşil'e baktı.

"Yok! İstememde. Bu işler bana göre değil." Yeşil'i meraklandıran cevap ardı arkası gelmeyen soruları da beraberinde getiriyordu.

"Neden korkuyorsun kadınlardan ?" Turuncu, bakışlarını karşıya dikti. Kaşlarını çattı.

"Korkmuyorum kardeşim. Sadece ben aşk adamı değilim beni kim niye sevsin ?" Yeşil elini çokta samimi olmayacak şekilde Turuncu'nun omzuna koydu. "Bu alemde öyle kızlar gördüm ki kimlere aşık. Saçma sapan adamlara tutulmuşlar. Senin gibi delikanlı birini niye sevmesinler ?"

Turuncu tebessüm edip Yeşil'e döndü. "Beni seven yemek yapmaktan başka bir şeye vakit bulamaz ki kardeşim."

Yeşil bu cevap karşısında gülme krizine girdi. "Yemek yapanı da buluruz. Sen merak etme."

Turuncu'nun sesi ciddileşti. "Yeşil ?"

"Tamam ya alt tarafı şaka ne kızıyorsun ?"

"Onu demiyorum adam geldi." Yeşil'in gülen suratı düştü hemen mekanın önüne baktı. Lüks bir araç kapının önünde durdu. İçinden giyimi Yeşil'e benzeyen biri çıktı. Bu Cengiz'di. İkisi de yapması gerekeni bildiği için konuşmadan arabadan indiler. Mekana doğru yürümeye başladılar. Mekanın çevresi arabayla doluydu. Sabah saatlerinde olmalarına rağmen mekan kalabalık olmalıydı.

             Turuncu, normalde böyle ortamlardan çekinmezdi ama bu seferlik Yeşil'in arkasında kalmaya çalıştı. Yeşil'se özgüvenli adım ve hareketlerle kapıdaki görevliye yaklaştı. Görevli  tanıdık bir yüz gördüğü için gülümsedi.

"Hoş geldiniz Akay Bey." Yeşil, ukalaca sırıttı. İçeri girmek için hamle yaptığı sırada arkasından bir ses duydu.

"Sizi alamayız efendim." Görevli Turuncu'yu tutmuş içeri girmesine izin vermiyordu. Turuncu'ysa sinirlenmişti. Görevliye diklenmeye başlamıştı. Kafalarının uçları birbirlerine o kadar yaklaşmıştı ki Yeşil bile alışık olduğu bu sahneden çekinmişti. Arkasına doğru yöneldi, görevliye seslendi.

"O benimle! Bir sakıncası yok değil mi benim misafirim sonuçta." Görevli bir süre Yeşil'in suratına baktı. Ardından kafa sallayarak onayladı. Turuncu için geçiş hakkı gelmişti. "Turuncu, adama halen dik dik sinirli gözlerle bakıyordu. Yeşil, kolundan tuttu ve kendine çekti. Böylelikle ufak sürtüşme son buldu. İçeride müziğin sesi kulak zarlarını deliyordu adeta. Kadınlar ve erkekler pistte dans ediyor, bu hareketler ortamın ısısını artırıyordu. Loş kırmızı, mor ışıklar etrafta cirit atarken birbiriyle tamamen zıt olan bu ikili, yine zıt hareketlerle ilerliyorlardı. Yeşil tanıdıklarla konuşmaktan geride kalıyordu. Turuncu o esnada kulaklarını tıkamaya çalışıyordu. Bir an önce gitmek istiyordu ama Yeşil durumu güçleştiriyordu. O kadar sinir bozucu olay olmuştu ki hiçbir şeye tahammülü kalmamıştı. Yeşil'e bağırdı.

BEYAZ KARGAHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin