COUP DE GRACE

18 3 0
                                    

Hoş geldiniz efendim hoş geldiniz

~~~

Şehir insanların yazılı olmayan kurallarla hayatlarını idame ettirdikleri bir yaşam tarzıdır. Birçok yönden iyi ve birçok yönden kötüdür. Hayat gibi... Günün sonunda kimse fark etmese de yaşadıklarımız, söylediklerimiz ve hissettiklerimiz birbirlerine zincirlenir.

Mesela saat 16.32'yi 12 saniye geçmişken Houston'da bir kamyon şoförü direksiyon başında uyumak üzereyken Fransa'da saatler 22.32'yi gösteriyordu. Fransa'da hükümet karşıtı bir örgüt ise tam o saniyelerde şiddetli bir eylem içindelerdi. Eğer tam o anda radyoda bu saldırıların sesleri verilmiş olmasaydı ve bu seslere uyanmayıp kamyon şoförü tam karşıdan gelen kamyonu görüp sağa kırmasaydı...

Neler olabileceğini ve olayların nerelere gidebileceğini düşünebiliyor musunuz?

Şehirler bu sebeple görünmeyen hayatlar yumağıdır.

Ancak bu yumak güneş battığında daha da dolanır birbirine. Karanlığın verdiği rahatlık ise bazıları için paha biçilemezdir. İnsanlar evlerine çekilir, ışıklar söner, sessizlik havaya hakim olur. Rüyalar birbiri ardına sıralanır kimisi için. Bir başkası gözyaşlarından önünü göremeyecek raddeye gelmiştir. Bambaşka birisi ise onun ölüm ile yaşam arasındaki yerini sorgulamaktadır.

İçimizde bitirdiklerimiz, sığdıramadıklarımız, kurduklarımız bizim hikayemizi oluşturur. Bu noktada ne doğru ne yanlış; ne merhamet ne de kin... Hiçbiri kesin çizgiler çekemez kendine. 

...........

"Hayatımda gördüğüm en kasvetli paragraflardı."

"Rus edebiyatıyla tanış bir de. Depresyona girersin."

"Sağ ol almayayım. Sen oku bana anlat."

Kahve makinasının sesi gelince kalktı adam. Yorgun adımlarla tezgaha sürüdü bedenini. 8 saatlik bir ameliyattan çıkmış bedeni ne fiziki ne de ruhsal olarak iyi değildi. Aslında bu lanet dinlenme odasında da ne yaptığını anlamamıştı. Eve gidip sırf rahatça yayılabilmek için yaptırdığı büyük yatağına atmalıydı kendini. 

Hastanedeydi hala. Birkaç amatörce paragraf için.

"Bunları neden yazıyorsun ki? Yoksa artık cerrah olmak istemiyor musun?"

Kahveyi alırken boneden saçlarını kurtarmaya da çalışıyordu. Ah pardon o yapmıyordu bunu. Çaprazındaki aynadan görünen beden yapıyordu bunu. Ses etmedi bu yüzden. izledi sadece. Onun dikkatle yaptığı hareketler tebessüm ettirmişti. 

"Ben de bir gün bu bonelerden takacağım. Senden daha havalı olacağım."

"Neden demiştim?"

"Anlarsın bir gün sevgili cerrahım."

Diğerine dönüp boneyi aldı yavaşça. Elinin onun eline yavaşça kaydığını fark etmemişti bile.

"Eminim öyle olacak. O zamana ben herhalde torunlarımı severim. Lütfen ailemin doktoru sen ol."

Alayla söylediği cümleye ikisi de güler sanmıştı. En azından sataşma beklerdi. Ancak karşıdaki beden üzgün görünmekten başka tepki vermiyordu. İlk başta yazdıklarına verdiği tepkiden dolayı mı diye düşündü.

"Hey. Ben edebiyattan, yazmadan falan anlamam. Eğer dediklerim..."

"Ailenin... Senin ailenin..."

"Ne anlamadım?"

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Aug 05, 2023 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

Coup De Grâce| TaekookHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin