Selam!
Yeni bölümle geldim. Hikaye yavaş yavaş kurgusuna kavuşuyor canlar. Sabredin bakalım azcık. Ne demişler sabreden derviş, muradına eremeden gebermiş! adsgha Allah korusun tabii. Şaka yapıyorum.
Bu bölümün ithafı fftmanrr'ye gidiyor. Umarım beğenirsin canım. <3
İthaf isteyenler söyleyebilir.
Beğeni ve yorumlarınızı eksik etmeyin lütfen.
Keyifli Okumalar! :)
°Zeynep°
Başımda kocaman bir ağrıyla uyandığımda yerdeydim. Olanları başta idrak edemesem de sonradan fark etmiştim ki, kendi kendine ayılıp bayılan biri olarak tarihe geçebilirdim.
Ne bekliyordum ki? Zaten yalnızdım, kalan üç beş kişiyi de kovmuştum. Gerçi pişman mıydım, kesinlikle hayır!
Soğuk zemin sırtıma öyle bir işlemişti ki kalkmakta epey zorlandım. Koca ev yalnızlığıyla uğulduyor, benimle dalga geçiyordu.
Hiç eksiğim yokmuş gibi bir de hasta olacaktım. Bunu çok net görebiliyordum! Yani hissedebiliyodum.
Bir öksürük dalgası bedenimde can bulurken ciğerlerim çıkacak gibiydi. Eee, şaşıramazdım ki? Yaklaşık on iki saattir yerdeydim. Yani hesaplarıma göre.
Bir telefon sesi odada yükseldiğinde doğruldum. Boğazım hafifçe yanmaya başlamıştı. Çalan ev telefonuna yöneldiğimde kim olduğunu hiç de merak etmiyordum. Yani önemsiz biri olacağı kesindi.
"Efendim?"
Pürüzlü ve oldukça kısık çıkan sesimle gözlerimi kocaman açtım. Artık hastalığın kaçarı kurtuluşu yoktu. Ama nasıl bu kadar çabuk etki etmişti? Kesin o evde de biraz üşümüştüm!
"Zeynep!"
Kemâl Bey'in sesini duyduğumda elimi ağzıma götürdüm. Tam anlamıyla sıçmıştım. Şu nefret edilesi hayat bir kere de yüzüme gülmez miydi?
"Evet?"
Yediğim haltlar azmış gibi istemeden de olsa ukala çıkan cevabıma gözlerimi devirdim.
"Sen neredesin Zeynep, kaç gündür? Arkadaşların bir gün hasta dediler, daha iyileşemedin mi?"
Borozan gibi çıkan sesimden hiç mi anlamıyorsunuz demek istesem de sustum.
"Ben hastayım, hâlâ ve iyileşeceğimi de sanmıyorum. İzin alsam acaba, mümkün mü?"
Kemâl Bey'in kulaklarımı patlatacak derecede yüksek çıkan sesiyle yüzümü buruşturdum.
"Kızım, sen benimle dalga mı geçiyorsun? Habire izin almalar falan, oh ne âla?"
"Ama ben gerç-"
"Zeynep yarım saat, hadi tamam bir saat içinde geldin geldin, gelmedin kovuldun! Bilirsin, seni kovmam için çok önemli nedenlerim de var!"
Telefondan gelen mekanik sesi duyduğumda onu da yere attım. Evimde bulunan her şeyi döküp saçmak fıtratımda vardı. Galiba!
Yerle buluşup koku yapan çirkin yemek kokularıyla baş edemeyeceğimi anladığımda hizmetçi kadını aradım. Emirlerle dolu kısa süren telefon konuşmamdan sonra, odama çıktım.
Sıcak duşun altına girdiğimde kemiklerim sızlamıştı. Kısa süren bir duşun ardından çıkıp hazırlandım. Oldukça sıkı giyinmeye gayret etmiştim.
Uzun zamandır içmediğim sinir haplarımı ve birkaç ağrı kesiciyi içtim. Midem biraz yanacaktı aç karnına içtiğim için ama yapacak bir şeyim yoktu. İşimi de kaybedemezdim.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Dengesiz [ZeyKer]
FanfictionArabanın kaputuna yaslanmak için adımımı attığımda karanlık ve boş sokakta yankılanan sesleri duydum. "Sen kimsin lan? Ha kimsin söyle! Ne hakla bana böyle şeyler dersin?" Yönümü değiştirip kapının kolunu tuttum ama açmadım. İçimdeki dürtü beni...