Bölüm 1, Kısım 2

651 25 9
                                    

  Ne yazık ki, Jungkook'un uykusu ilk başta hayal ettiği gibi uzun sürmemişti. Yapmaları gereken tonla iş vardı ve günün ilerleyen saatlerinde stüdyoda olması gerekiyordu. Bu yüzden uyuduktan bir saat kadar sonra Seokjin tarafından hafifçe sarsılarak uyandırılmıştı. Seokjin'in Yoongi'yle konuşan yumuşak sesini tam anlamlandıramadan, kendini yarı uykulu bir halde vokal ısınma antrenmanlarını yapacakları odaya sürüklenir halde bulmuştu.

  Yemek yemek için stüdyodan ayrılıncaya kadar, zaman oldukça yavaş bir şekilde geçmişti. Jungkook yemeğine gömüldüğü anda, Jimin ve Taehyung başında bitmişti.

  "Yoongi-hyung ikimizi de bir güzel azarladı," diye giriş yaptı Taehyung. Jungkook gözlerini yemeğinden ayırmadan konuştu.

  "Kendimi aptal yerine koymam sizin hatanız olduğundan olmasın o."

  Taehyung fazlasıyla yapay görünen bir şekilde üzülerek iç geçirdiğinde, Jimin çoktan kıkırdamaya başlamıştı bile. "Biz senin için en iyisini düşünmek dışında ne yaptık, direkt konunun uzmanına gönderdik. Tek istediğimiz şey, Jungkookie'mizin aklındaki soruların en iyi şekilde cevaplanmasıydı -"

  "Sana detaylardan bahsetti mi?" diye meraklı bir şekilde araya girdi Jimin. Jungkook onu ayıplayan bir bakış attı. Çok küçük ve şirin görünen birine göre Jimin oldukça sapık bir kişiliğe sahipti.

  "Ah, hayır. Ayrıntıları konuşmak... Bu cidden garip olurdu?"

  "Yah, ama Yoongi-hyung'un seks hakkında konuşurkenki tarzının oldukça yoğun olduğunu biliyorsun. Bir keresinde sarhoşken, o meşhur dil teknolojisi üzerinde konuşmaya başlamıştı ve -"

  Jungkook hızlı bir şekilde eliyle Jimin'in ağzını kapattı. Tehlikeli sulara giriyorlardı. Hem de çok tehlikeli. Ama içgüdüsel bir şekilde, Jimin'in çenesini kapatmasını sağlamak için geç kaldığını hissedebiliyordu. "O burada değil mi, tam arkamda? Aman tanrım," diye tersledi Jungkook. "Sus artık!" 

  "Hayır Jimin-ah, devam et," öfkeli tınılardan izler taşıyan derin bir ses oturdukları masanın ucundan duyuldu. Jungkook buram buram karanlık ve kendine güvenen bir aura yayan Yoongi'yi gördüğünde utançtan sıcaklamaya başlamıştı bile. Hyung'unun bu öfkeli görüntüsüne kalbinin teklemesinin garip olup olmadığını merak etti Jungkook. Öyle olmamasını umuyordu. "Aklınızdaki her şeyi sorun gitsin. Eğer görsel bir ispata ihtiyacınız varsa-" 

  "Yah, Jajangmyeon'umun önünde flört etmeyi bırakın," dedi Seokjin iğrenmiş bir ifadeyle. Jimin bunun üzerine yaramaz bir şekilde tekrar kıkırdamaya başlamıştı (Ç.N: Tam bir kıkırdama makinesi). Şükürler olsun ki konu dağılmış ve Yoongi'nin seks hayatından başka bir noktaya evrilmişti. Herkesin dikkati başka yönlere kaymıştı.

  Yani, neredeyse herkesin.

  Jungkook Yoongi'nin 'dil teknolojisi'ni ilan ettiği Cypher dizelerini tekrardan hatırladı. Gerçi Taehyung yurtta, düzenli aralıklarla bağıra çağıra o şarkı sözlerini tekrar ettiğinden unutması da mümkün değildi: 'Hepinizin bildiği gibi, sesim herkesi azdırıyor / Kadın olsun erkek olsun, esnek dil hareketlerim ve rap'im sizi Hong Kong'a götürecek.'

  O zamanlarda Jungkook 'Hong Kong'a götürmek' kısmının anlamını bilmediğinden diğerlerine sormak zorunda kalmıştı. Seokjin ve Hoseok 16 yaşındaki Jungkook'a o ifadenin 'birinin sadece oral seksle gelmesini sağlamak' anlamında kullanılan bir ifade olduğunu açıklamışlardı. Jungkook Hyung'larının konuyu açıkladıkları zamandaki dikkatli ve yumuşak bir ifadelerini dün gibi hatırlıyordu. Ama Jungkook şarkının asıl ukala ve cüretkâr olan dizelerinin o kısım olduğunu düşünmüyordu. 'Kadın olsun erkek olsun...' Bu kısım bir süredir aklından çıkmıyordu.

Tongue Technology (YoonKook) • TamamlandıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin