Merhaba Arkadaşlar! Buralarda yeni de sayılmam aslında ama ilk defa bir hikaye yazıyorum , bana doğrularımı yanlışlarımı söylerseniz çok mutlu olurum ♥ ... Şimdiden teşekkürler :) ... Issız bir geceyi bölen gürültülü ayak sesleri, karanlık , ölü , taşlı bir caddede yankılanıyordu . Dikkatle bakıldığında , karanlık caddeyi aydınlığa boğan , ellerinde iri meşalelerle haykırışları duyulan bir grup iri yapılı adamlar görülüyordu . Gür bir sesle hep bir ağızdan bağırıyorlardı : " Zeyneeep !!!.. " " Zeyneeep !!!..." Zeynep'in babası Ahmet Ağa endişeli bir sesle : " Zeyneep !!! Neredesin ? Düğün halkı kalkıyor ! " Zeynep'in saklandığı yerden küçük , ağlama sesleri yükseliyordu : "Ama beni oyuncaklarım bekliyor..." ******* Aydınılk uzaklaşmaya başlayınca Zeynep saklandığı yerden hızlıca koşmaya başladı . Küçük kalbi yerinden fırlayacakmış gibi çarpıyordu . Zeynep'in şu anda tek bildiği şey koşmaktı . Nereye gittiğini de bilmiyordu . Aniden ayağına takılan küçük bir taştan dolayı düştü . Canı çok yanıyordu . Arkadan ayak sesleri duymaya başlamıştı . Canının yanmasına aldırmadan koşmaya başladı . Deli gibi koşuyordu . Az ileride polis karakolunu gördü . Bir el ansızın omuzuna dokundu . Zeynep avazı çıktığı kadar bağırıyordu : "Biri bana yardım etsiin ! " Polis karakolunun önünde nöbet tutan polis , sesi duyunca elindeki silahın mermilerini kontrol etti ve sesin geldiği yere doğru dikkatli adımlarla yürüyordu : "Kim var orada ?! "