Okumayacağını bilsem de bahsetmeye cesaret edemediği birine ithaftır,
(ayrıca yayımlama konusunda beni gaza getiren ayşegülüm <3)
**
Geleceğe dair o uçsuz bucaksız umut diyarına eminim yolculuk etmişsinizdir. Bu umutlar bazen bir kariyere bağlı, bazen bir kişiye ve türlüce hedefe bağlıdır.
Bu umutlar arasında en büyük ortak nokta ise hepsinin mutluluğa erişmekle ilgisi olmasıdır.
Çok üzgünüm sanırım biraz karmaşık başladım yazıma. Mazur görün. Kafam birbirine geçmiş ip parçaları kadar karmaşık. Ayrıca şu an dinlediğim müzik de ağlama isteğimi körüklüyor.
Baştan başlıyorum diye sayalım
Demek istediğim hiç hayal kurdunuz mu?
Kurdunuz değil mi?
Gözlerinizi kapattınız, sevdiğiniz kişiye baktınız ya da güzel bir manzaraya karşı oturdunuz ve hayal kurmaya başladınız. Hayaller her an kurabilir aslına bakarsanız. Bence hayaller en çok da mutlu olunca kurulur biliyor musunuz? Evet, hayallerimizde hep mutlu olmak isteriz fakat bunları aklımıza sokan bizi azıcık da olsa mutlu eden şeylerdir. İnsanız ya, doymuyoruz. O mutluluğun en büyüğü zihnimizde beliriyor ve onu kendimize hayal belliyoruz.
Bu bir genelleme değil sevgili okur.
Elbette zor zamanlarda kurulan ve yokluktan doğan hayaller de vardır.
Fakat kısmen iyi zamanımda kurduğum hayaller yüzünden dilim yandığından böyle konuşuyorum.
Bu yüzden de hayal kurmak deyince tüylerim diken diken olur. Kalbim hızla çarpmaya başlar, ellerim buz keser, içime bir üşüme gelir..
Çünkü benim hayallerim çalındı sevgili okur. Pembe saçlı, çilli ve güneş gibi olan bir oğlan tarafından çalındı tüm hayallerim.
Hayata dair tüm umutlarım ve mutluluğum gitti. Lee Felix onları bana verdi. Lee Felix bana cenneti yaşattı. Onları benden söküp aldı. Bana cehennemi yaşattı.
Bende anılar silikleşti fakat nasıl hissettirdiklerini halen daha, ne kadar denersem deneyeyim, unutamıyorum. Onun içinde olduğu hayallerimizi bile tam olarak hatırlamıyorum fakat nasıl hissettirdikleri her gece beni buluyor. Hisler üzerime yapışmış şekilde. Ve bu hisleri yeniden tadamamış olmak, tadamayacak olmak beni çıldırtıyor. Ne zaman onun olmadığı bir hayal kursam, eski hayallerim kadar iyi hissettirmiyor bana. Onsuz hiçbir hayali kendime unut edinemiyorum. O kadar iyi hissedemiyorum ve çok üzülerek itiraf edeceğim hayallerime doğru düzgün tutunamıyorum.
Bir kere çalındı ya hayallerim artık hiçbirinin gerçek olması ihtimali bana doğru gelmiyor.
Olmayacak diyorum her seferinde. Bu da olmayacak ki Jisung. Ne diye hayal kuruyorsun?
Bu düşüncelerim yüzünden beni gerçekten seven insanları da zor durumda bıraktığımın farkındayım. Felix'den sonra hiç kimseyi sevmeyecek olduğuma emindim. Uzun bir süre onun beni bırakmış olmasını yenmekle uğraşmıştım zaten. Fakat hayatımın gerçekten zorlaştığı bir dönemde tanıştığım Jeongin bana bazı şeylerin farklı olabileceğini düşündürttü.
Aynen Felix gibi çok zorlu bir zamanda hayatıma girmişti bu sevimli oğlan. Bana hayatta halen güzel şeyler olduğunu göstermiş, elimden tutmuştu. Bu benzetmeyi kesinlikle onu Felix yerine koymaya çalıştığım için yapmıyorum yanlış anlaşılmasın lütfen. Zira bu berbat bir şey olurdu. Ben Felix'den sonra Felix'in yerini doldurmak istemedim hiç. Bazen bazı yerler boş kalmalıdır zaten sevgili okur. Bunu, kaybettiğim birçok insan sayesinde anladım. Kimseyi ait olmadığı bir koltuğa geçiremezsiniz. Ben de geçirmeye çalışmadım zaten. Sadece bana gerçekten kendimi hissettiren birine ihtiyacım vardı. Bana yeni hayaller verecek, umutlarımda baş rolü oynayacak biri..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Once Upon A December | Jilix
Teen FictionÇünkü benim hayallerim çalındı sevgili okur. Pembe saçlı, çilli ve güneş gibi olan bir oğlan tarafından çalındı tüm hayallerim. Oneshot! 260921-021021