Medyadaki; Gökdeniz.
***
Omzumda hissettiğim el ile gözlerimi araladım. Gözlerim tekrar kapandığında zorlukla açtım. Etrafa bakındığımda güneşin çoktan doğmuş olduğunu gördüm. Çınar ile göz göze geldiğimizde bana gülümseyerek bakıyordu. "Günaydın," diyerek emniyet kemerini çıkarttı.
"Günaydın, mola mı vereceğiz?" diye sordum.
"Hayır çünkü geldik." dediğinde hızla telefonu cebimden çıkarıp saate baktım.
Saati gördüğümde ağzımdan bir oha çıkmıştı. "Baya uyumuşum, neden uyandırmadın beni?" diye sordum. Yol arkadaşı olmak için gelmiştim ama yolun yarısını uyuyarak geçirmiştim.
"Bir ara mola vermek ister misin diye soracaktım ama tek kişilik koltuğa rağmen rahat ve güzel uyuduğunu görünce vazgeçtim." Gerçekten arabasının koltukları aşırı rahattı.
"Arabanın koltukları yatağımdan rahat olabilir," dedim gülümseyerek. O da gülümseyip arabadan indi. Ben de indiğimde ayaklarım uyuştuğu için hafif sendelemiştim. Bagajdan valizleri alıp lüks bir otele girdik. Otelin içi daha çok kahverenginin tonlarına hakimdi. Güzel bir dekorasyonla gerçekten lüks bir otel olduğunu belli ediyordu.
Resepsiyona geldiğimizde Çınar iki oda istediğini söylemişti. Kadın önündeki bilgisayardan bir şeylere baktıktan sonra bize dönüp, "Elimizde sadece bir oda kalmış. Eğer uygunsa o odayı verebilirim." dediğinde Çınar'ın bakışları beni buldu.
Çınar ile aynı odada kalmak sorun olmazdı benim için ama o sorun edermiydi bilemiyordum. Bakışlarına baktığımda da ne düşündüğünü tahmin edemiyordum. "Gökdeniz sorun olur mu senin için?" diye sorduğunda başımı hayır anlamında salladım.
"Olmaz ama senin için sorun olursa başka bir otele bakabiliriz." dedim ama cevap vermeden kadına dönüp odayı tutacağımızı söylemişti. Bu da rahatsız olmam demekti galiba.
Kadına kimliklerimizi verip kayıt işlemlerini yaptıktan sonra odaya geçtik. Valizlerimizi taşıyan çalışanlara Çınar bahşiş verdikten sonra kapıyı kapatıp içeriye geçti.
Kendimi yatağın üzerine atıp uzandım. Sanki yolun yarısına kadar uyuyan ben değilmişim gibi üzerimde bir yorgunluk vardı. Bütün gece arabayı Çınar kullandığı için benden daha yorgun olduğunu düşününce kendimi toplayıp yataktan kalktım. Oda büyüktü ama oda da sadece bir yatak vardı. Sadece bir tanecik...
"Aç mısın?" diye sordu Çınar.
"Biraz," diyerek camdan dışarıya baktım. Şansımıza son oda deniz manzaralıydı.
"O zaman ben duşa giriyorum çıktığımda kahvaltıya ineriz." dediğinde başımı salladım. Çınar banyoya girdiğinde ben de kendimi tekrar yatağa attım. Benim yatağımı geç, Çınar'ın koltuğundan bile rahattı bu yatak.
Bir süre yatağın keyfini çıkarttıktan sonra ayağa kalktım. Üzerimdeki kıyafetlerden sıkıldığım için valizi açıp hem rahat hem şık bir kombin yaparak üzerime geçirdim.
Aynada kendime baktığımda banyonun kapısı açıldı. O tarafa döndüğümde Çınar'ı yarı çıplak görmemle gözlerim fal taşı gibi açıldı. Su damlaları vücudunda yollar çizerken bakışlarım karnındaki baklavalarında takılmıştı. Pürüzsüz ve bir o kadar da güzel bir vücudu vardı.
Yanlış anlamaması için bakışlarımı gözlerine odakladım. "Duş çok iyi geldi istersen sen de gir?" diye bir öneride bulunurken valizini yatağın üzerine çıkarıp açtı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yeni Yıldız [Yarı Texting]
Short StoryÇınarArslan: Merhabalar, rahatsız ediyorsam affınıza sığınıyorum. ÇınarArslan: Profilinize biraz baktımda size bir teklifte bulunmak istiyorum. ÇınarArslan: Eğer kabul ederseniz ücret konusunda da anlaşacağımıza eminim. GökdenizSoylu: Bakın eğer s...