_______
Kafam allak bullak, ne düşünmem gerektiğini inanın bilmiyorum.
Sorgu odasından çıktığım gibi, kendimi odama kapattım ve 2 saattir boş boş yere bakıyorum.
Bunca yıldır suga ile ayrı kalmamızın ve düşman olmamızın asıl sorumlusu babam, ona gidip: neden baba? Demek isterdim. 'Neden? Bunu bana, bize neden yaptın? Ne istedin bizim dostluğumuzdan?' Demek isterdim, Tabi babam yaşasaydı.
Olayı daha anlaşılır anlatıcak olursam eğer:
Suga ile 2 yaşında tanıştık, aynı mahallede karşı komşuyduk. Suga'nın annesi ölmüştü, babası ise bir başkasıyla evlenmişti ama o kadın suga'ya hergün şiddet uyguluyordu. Suga ağlasa 'niye ağlıyorsun, sus artık' diye vurur, uyumasa 'neden uyumuyorsun" diye vurur. Sadece vurur işte...
Babası ise her akşam içmiş bir şekilde eve gelir, eğer suga odasında değilse o da döver 'gözüme gözükme! annen senin yüzünden öldü, eğer senide öldürme mi istemiyorsan gözüme gözükme.' Diye bağıra, çağıra döver.
Bunları nerden biliyorum; çünkü babam anlatıyordu, bazen denk geliyormuş dövüldüğü zamanlara ama engellemek için hiçbir şey yapmıyordu. Ben elinden bir şey gelmediği için yapmıyor sanıyordum ama durum daha farklıymış.
Neyse işte, sonra aradan baya zaman geçti; ben ile suga 4 yaşına geldik. Bu zaman da hâlâ suga dövülüyordu ama biz biraz yakınlaşmıştık. Aynı parka gelmiştik, ilk orda karşılaştık. Birlikte oyun oynarken baya yakın arkadaş olmaya başladık. Sonra babası artık dayanamamış ve suga'yı sokağa atmıştı. daha o yaşta bir çocuğu, kendi çocuğunu sokağa atmıştı. Ben o sabah yine parka giderken, suga'yı gördüm çöp kutusunun yanına çökmüş ağlıyordu. Yanına gidip; noldu falan dedim. O gidecek yerinin olmadığını, sokakta kaldığını söyledi. Bende hemen babama dedim, ne kadar hayır desede zorla ikna ettim ve suga'yı eve aldık.
Aradan yine zaman geçti, 13 yaşımıza geldik. O gün yani suga ile ayrıldığımız gün, ben askeriye'ye gitmiştim. Biliyorum o yaşta ne askeriye'si diyeceksiniz ama babam gibi olmak için hergün gider onları izlerdim ve akşam geri dönerdim. Yine askeriye'ye gitmiştim ve Geri geldiğimde suga yoktu ve babam: 'suga evden ayrıldı, birisinin onu almaya geldiğini ve artık bize ihtiyacı olmadığını söyledi, yani arkadaşın seni terk etti jeon. Seninle işi bitti ve gitti.' Dedi.
O an cidden çok kötü oldum, saatlerce odama kapanıp ağladım. Sonra suga'nın beni terk ettiği şehirde kalmak istemedim ve babama söyledim, o da 'buradan gidelim o zaman' dedi ve taşındık. Ama ben hergün bizim bankımıza gelip, suga'nın geri gelip gelmediğine bakmaya geldim. 4 gün, 4 gün boyunca aralıksız geldim ama suga gelmeyince ümidimi kestim ve geri gelmeyi bıraktım.
Ve son durumumuz bu oldu, iki düşman. Hayat ne kadar acımasız değil mi? Herşey güzel diyorsunuz ve 10 dakika sonra, hayatınız sikiliyor. Bir bakmışsınız kardeşim dediğiniz insan, artık düşmanın olmuş.
Peki şimdi ne olucak? Bu soruyu kendime çok sordum, bu 2 saat boyunca. Şimdi ne olucak? Ne yapıcaz? Bu yanlış anlaşılma aramızı bozdu ve şimdi gerçeği öğrendik, peki aramız neden düzelmiyor? Aslında bu basit bir soru oldu. O Vante'nin sağ kolu, ben ise bir mareşal. iki kanlı, bıçaklı taraf.
"Jungkook..." Birinin bana seslendiğini duyunca, kafamı yerden kaldırdım ve gelen kişiye baktım.
"Efendim baekhyun?" Sesim bir fısıltıdan farksız çıktı.
"İyi misin? Olanları öğrendim ve gelip sana bakmak istedim." İyi misin? Herkesin umursamazca sorduğu bir soru. Ve karşıdaki iyiyim cevabını verince cevabı takmadan, cevabın gerçekliğine emin olmadan konu kapatılır. Eğer bu sorunun önemini bilimiyorsan, sorma. Birisi iyi değilse karşısında ki kişi anlamadan iyi değilim demez ama karşısında ki kişi asla anlamaz, eğer onu gerçekten tanımıyorsa...
"İyi değilim Baek." Ve ben iyiyim diyecek gücü kendim de bulamadım...
"Ah, tahmin edebiliyorum." Dedi ve yanıma gelip oturdu.
"Bak Jungkook, üzülme demeyecem çünkü olay çok kötü ve ağır. Sadece bekle, herşey yoluna girene kadar bekle, herşey düzelene kadar bekle, herşey geçer demiyorum, çünkü geçmez. Sadece alışırsın ve alışana kadar bekle. Ağla, bağır, çağır ama susma Sadece bekle kook." O an yanağıma elini koyup yavaşça akan yaşlarımı sildiğini hissettiğim de farkettim ağladığımı.
"Güçlü birisin kook, seni tanıyorum. Bunu da atlatacaksın. hem sen neleri atlatmadın ki?"
Cevap vermeyip ağlamaya devam ettiğim de beni kendine çekti ve sarıldı."Teşekkürler baek, sarılmak iyi geldi." Dedim, sarılmasına karşılık verirken.
"Her zaman kook." Biraz daha öyle kaldık ve baek gitmesi gerektiğini söyleyip yanımdan ayrıldı.
Bende o sırada, askeriye'den çıkıp arabama bindim ve eve sürmeye başladım.
_________
Eve geldiğim gibi duş aldım ve kendimi yatağa attım. Bugün çok düşündüm, şimdi ise birşey düşünmeden sadece uyumak istiyorum.
Ama bana uyku haram çünkü kafamı koyar koymaz telefonum çaldı.
"Evet?" Cevap yok, Nerdeyse 1 dakika bekledim ama cevap veren olmadı.
"Bakın, bugün çok kötü birgün geçirdim ve uyumak istiyorum eğer birşey demeyecekseniz kapatın ve birdaha beni rahatsız etmeyin."
Tam kapatıcakken ses geldi:"Ne o jeon, birimi öldü? Ah, yoksa beni yakalayamadığın için mi?"
"Sikeyim, sen benim numaramı nerden buldun?"
"Ben istersem bulurum jeon."
"Anladım, ama şuan senle uğraşamam bu yüzden kapat telefonu ve beni birdaha arama kim."
"Hepsi tamam ama seni aramama konusu, işte o mümkün olamaz jeon." Siniri bozucu iğrenç herif.
"Tamam sen ara o zaman." Dedim ve aramayı sonlandırıp, telefonu komple kapattım.
Tekrar kafamı yastığa koyup uykuma geri döndüm.
_________
Bölüm sonu♡♡♡Okul var diye hafta içleri kısa bölüm atarım ama hafta sonu uzun atarım.
Önceki bölümde bazı yerleri düzelttim bilginize❤🌹
Ve yazım hatalarını görmezden gelin pleas🥺Yeni bölümde görüşürüz🤗🤍🖤
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Soldier And Mafia || TaeKook
Action(!!!) İlk ficim olduğu için çok fazla mantık hatası ve saçmalıklar vardır bu yüzden sinirlenmeden okumanız saçma olur yani okumanızı pek önermem :) ruh salığınız için dedim^-^ Asker jeon jungkook ve mafya kim Taehyung ;) *mini fic* "Tüm hakları jung...