Konakta hazırlıklar devam ediyordu. Azra evin hizmetlisi olarak oradan oraya koşturuyordu. Ne denirse yapmak için çırpınıyordu. Bugün evin en büyük oğlu olan Korhan ağa gelecekti. Okumak için gittiği Ankara'dan 5 yıl sonunda kesin dönüş yapacaktı. Babası Hamit ağa artık her şeyi devredeceği ve emekli olacağı için çok sevinçliydi. Korhan ağanın annesi Asiye hanım ise oğlunun sonunda evine döndüğü için çok mutluydu. Öyle ki her an ağlayacak gibiydi. Gözü kapıda oğlunun bir an önce gelmesini bekliyordu. Diğer yandan Asiye hanım oğlunun sevdiği tüm yemekleri yaptırmış. Sofrayı kuş sütü eksik şekilde hazırlatmıştı. Hiçbir eksik olmaması için bizzat her şey ile ilgileniyordu.
"Azra kızım her şey tamam değil mi?"
"Hanımım her şeyi istediğiniz gibi yaptık."
"Tamam kızım. Şimdi Korhan gelir. Bahçeye bak bakalım sofrada bir eksik kalmasın."
"Tamam hanımım. Tekrar kontrol eder size haber ederim."
Azra bahçedeki sofrayı kontrol ettiğinde her şeyin düzgün olduğunu ve eksik kalmadığını gördü. Tek eksiğin Korhan olduğunu düşündü. Üniversiteye gittiği ilk iki yıl yazları eve gelmişti. Fakat son 3 yıldır Korhan'ı hiç görmemişti. Korhan mimarlık okumuştu. İşini çok sevdiği için son 3 yıl sadece kendini geliştirmeye adamıştı. Böylece deneyim kazanıp şirkette iyi bir iş çıkarmak istiyordu. Bunun için gece gündüz çalışmıştı. Azra bunları düşünürken kapıdan evin en küçüğü Yiğit'in bağırışını duymuştu.
"Abim geldi! Abim geldi!" Merdivenlerden avula atlaya atlaya iniyordu. Azra bir an koşmak istedi fakat bunun yanlış anlaşılmasından çekindiği için diğer hizmetlilerin yanına mutfağın kapısında ailenin yukarı çıkmasını bekledi.
"Hoş geldin oğul." dedi Asiye hanım. Korhan annesine yaklaştı. Elini öptü ve kocaman sarıldı. 3 yıldır annesi ve babasının ziyarete gelmesi haricinde onları hiç görmemişti. Asiye hanım oğlunu çok özlemişti dayanamadı ve ağlamaya başladı.
"Anam neden ağlıyorsun. Geldim artık kovsan da gitmem hiçbir yere." diyerek annesini gözündeki yaşları sildi.
"Asıl ben seni yanımdan ayırmam oğul." Asiye hanımın bu sözüne herkes güldü. Hamit ağa gülerek lafa girdi.
"Tamam hanım. Bırak biz de bir hasret giderelim." Bunu duyan Korhan hemen babasının eline atıldı.
"Hoş geldin oğul."
"Hoş buldum babam." dedi Korhan. Sonrasında kardeşleri ile sarıldılar. Tek kız kardeşi olan Berin bir yanında annesi Asiye hanım diğer yanında sarılarak merdivenden yukarı çıktılar. Bütün hizmetliler yukarıda onları bekliyorlardı.
"Hoş geldin Korhan oğlum." diyerek evin baş hizmetlisi Azime hanım öne çıktı. Korhan annesi ve kız kardeşini bırakarak onun üzerinden çok büyük emeği olan Azime hanımın elini öptü ve sarıldı.
"Hoş bulduk Azime anam." dedi. Sonrasında gözleri bir kişiyi aramıştı. Hizmetlilerin arasında ona bakan yüreğinin yangınına doğru baktığında heyecanla ona baktığını gördü. Fakat hiçbir şey diyemedi. Uygun olmayacağını biliyordu. Diğer hizmetlileri selamlayıp ailesi ile sofraya geçti.
"Azime hadi yemekleri getirin" dedi Asiye hanım. Hizmetlilerin her biri koşa koşa mutfağa gitmişlerdi. Her biri elinde bir şey ile sofraya geliyordu.
"Ana ne yaptın böyle. Sofrada yok yok." dedi Korhan.
"Oğlum gelmiş yapmayacağım da ne yapacağım. Hepsinde ye oğul. İncecik kalmışsın." dedi Asiye hanım.
"Anne ne abarttın ya. İzbandut gibi adama incecik kalmışsın diyorsun" diyerek abisiyle dalga geçti Boran.
"Boran kıskanma oğlum. Çalış senin de olsun " dedi Korhan.
"Abi o ne mümkün. Sen ki bu evin ağasısın. Sen ki tüm buraların yegane ağa adayısın. Sen ki bu evin İLK erkek çocuğusun. Biz kim sen kim." dedi yalandan ağlar gibi yaparak. Bu tavrına herkes gülmüştü. Hamit ağa araya girdi.
"Oğul biz sizi ne zaman ayırdık. Ayıp söylediğin."
"Babacım sen değil ama anam için abim her zaman bir numaralı evladı"
"Aynen öyle" diyerek Rüzgar abisini destekledi.
"Oy benim oğlum sen de benim canımsın. Hele neden öyle dersin" dedi Asiye hanım. Sesi kırılmış gibi çıktığı için Boran hemen yelkenleri suya indirmişti. Annesine hiç kıyamazdı.
"Asiye sultan şaka yaptım. Hemen üzülme kıyamam ben sana" diyerek annesine kocaman ve sulu bir öpücük bıraktı. Yemek böyle şen şakrak geçmişti. Korhan'nın aklında ise, Azra vardı. Herkes gelip gitmişti fakat bir tek onu görememişti. Asıl görmek istediğini bir türlü göremiyordu. Sofra toplandığında Hamit ağanın bir geleneği haline gelen Türk kahvesi servis edilecekti. İşte o zaman sonunda Korhan'nın istediği olmuştu. Elinde kahveler ile Azra'yı gördüğünde yerinde toparlanmıştı. Gözlerinin içine bakmasını istiyordu. Fakat kız gözlerini elindeki tepsiden kaldırıp bir an bile bakmıyordu. Korhan içinden dua ediyordu bir kez olsun gözlerine baksın diye. Kız kahveyi uzattığında Korhan ile göz göze geldi. Bunu beklemiyordu. Azra afallamıştı. Gözleri parlayarak ona bakan adama şaşardı. Kahveleri hemen verip gitmişti. Azra çok utanmıştı. Neden utandığını da anlamamıştı. Her zaman ki Korhan abisiydi. Abi olarak Korhan'ı çok severdi. Onunda onu kardeşi gibi gördüğünü biliyordu. Asıl gerçeğin ne olduğunu bilmeyecek kadar aşka acemiydi. Korhan onun için on senedir can çekişiyordu. Uzak olduğu her bir gün onun için cehennem gibiydi. Elindeki tek resme bakarak 3 yıl geçirmişti. Bir an önce gelebilmek için gece gündüz çalışmıştı. Korhan her annesi ile telefon konuşmasında Azra'nın evleneceğini duyacağı korku ile geçiriyordu. Neyse ki geçen yıllar içinde böyle bir şey olmadı. Gelirken geçmeyen saatlere dayanamamıştı. Tek istediği umutlarını yeşerten baharını görmekti. Azra, Korhan'nın gençlik aşkı ve tek aşkıydı. Hayatının geri kalanını tek aşkı olan Azra'yı merkeze koyarak planladı. Tek sorun bu aşkı ve planları Azra'nın bilmemesiydi.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Yüreğimde Umut
RomansaGençlik aşkına kavuşmaya çalışan bir adam ve onun aşkının anlayamayacak kadar aşkın acemisi bir kadının hikayesi. Korhan'nın memleketine geri dönmesiyle Azra'nın hayatının nasıl değişebilir. Azra yıllardır herkese karşı koruduğu kalbini Korhan için...