Louis yavaşça gözlerini araladı. Beli ağrıyor gibiydi. Yerinden kalkmadan önündeki büyük pencereye baktı. Şehrin ışıkları güzelce gözüne yansıyordu. Hava yağmurluydu. Gözlerini bir süre kapattı ve yorgunluğunu üstünden atmaya çalıştı ama yorgunluğu gitmedi. Yavaşça doğrulurken inledi ve yatakta oturmaya başladı. Telefonunu eline alıp tek eliyle ekranı açtı
'günlerden ne..?' Diye sordu kendi kendine.
30 Aralık 2019 Pazartesi 1:37
Okullar yılbaşından dolayı tatil yapılmıştı. Sessizce sıcak yataktan kalktı ve yorgun adımlarla tuvalete girdi. Elini yüzünü yıkayıp bir süre tuvalette oyalandı. Çıktıktan sonra mutfağa doğru yürürken cebinden telefonunu çıkartıp gelen bildirimlere bakmaya başladı.
Zayn Dün 12:16
Biz yola çıkıyoruz. Haber veremedim üzgünüm. Uçuşta olacağım. <3"Sikeyim seni.." dedi Louis sesli bir şekilde. Hızla mesaj yazmaya başladı.
Hadi ama ciddi misin? Bana haber bile vermeden dün gece uçuşa çıkmak ne? Sen şaka mısın? Ağzına sıçayım Zayn. Biliyordum. Ahmak.
Telefonu cebine koydu ve mutfağa girip sinirle kendine yumurta yapmaya başladı. Hem yapıp hemde söyleniyordu.
"Louis ne ki zaten? Dış kapının dış mandalı. Peh. Neyse ne! Bende krallar gibi yaşarım! Sürekli sevişme sesleri olmaz en azından!"
Diye söylenirken sertçe bardağı masaya koydu.
"Pislik!"
Masaya oturdu ve sinirle soludu. Tam havucunu ağzına atarken kapı çaldı. Kapı çalınca kaşlarını çattı, kapıyı açmamak için havucunu ısırdı ve yemeye başladı. Israrla çalmaya devam edince üfleyerek masadan kalktı. Kapıyı açmasıyla Harry hızla boynuna atladı. Louis kaskatı kesilip öylece olduğu yerde durdu, bir süre sonra Harry'nin beline sarıldı. Bir kaç kez sırtını sıvazladı ve geri çekildiler.
"Sana ulaşamıyorum kaç saattir Louis.. tanrım! Neredesin sen?"
"Dün akşam uyudum bir daha hiç uyanmadım.." dedi küçük bir yalanla. Olanları anlatamazdı.
Harry tekrar sıkıca göğsüne sarıldı Louis'nin.
ᘛ⁐̤ᕐᐷ
Harry etrafı inceliyordu. Gözüne boş odanın kapısı çarpmıştı. Eskiden burası Zayn'ın odasıydı. Evet doğru hatırlıyordu, orasıydı ama boştu. Bunu aklının bir köşesine not etti ve Louis'yi beklemeye devam etti.
ᘛ⁐̤ᕐᐷ
Louis mutfak tezgahının önünde dikilirken gözü kaynayan kettl'daydı. Kafası eğikken tekrar burnu kanamaya başladı. Kalbi hemen hızlanmıştı bile hızlı bir şekilde peçeteyi alıp burnuna tuttu. Harry ona seslendi:
"Yardım istemediğine emin misin?"
"Evet evet! Altı üstü bir kahve!" Diye bağırdı durumu belli etmemek için.
Harry "Peki.." diye mırıldandı kendi kendine ve etrafı incelemeye devam etti.
Louis peçeteye hafif rulo yaparak burnuna tıkadı ve kahveleri yapmaya devam etti. Bir süre sonra peçeteyi çıkartıp çöpe attı ve burnunu bir kaç kez temizledi. Kupa bardakları elinde tutarak mutfaktan çıktı. Sehpaya koyup tekli koltuğa yayıldı.
"Ee naber?" Diye sordu Louis yorgun şekilde.
"İyi.. senden naber?"
"İyidir. Neler yapıyorsun?"

ŞİMDİ OKUDUĞUN
23 Days Ago | Larry Stylinson
Romance"23 gün önce yalnız başına, gereksiz, yerde ki çöpten farkı olmayan değersiz birisiydim. Ama sen.. sen harold. Sen değerli kıldın beni.." Dedi baş ucunda duran Harry'e bakarak. Yeşil gözler şu dünyada bakmayı sevdiği en güzel gözler olabilirdi.