Jungkook~
17 sayısının üstünü siyah kalemimle karalayıp memnun bir gülümsemeyle parmak ucundan yükseldim. Kasım ayının olduğu bölüme bakıp elimi 17 Kasım yazan yerde gezdirdim. 17 Kasım... Reşit olacağım gün. 1 ay sonra bu odadan, bu binadan, eski yaşantımdan kurtulacağım tarih. Tam 15 yıldır burada -yetimhanede- yaşıyorum. Hiç yalan söylemeyeceğim. Burası düşünüldüğü gibi sıkıcı yada sıkı disiplinli değil. İstediğim saatte uyuyup istediğim saatte dışarıya çıkabiliyorum. Hizmetli teyzeler gayet iyiler. Çiçek annem bütün çocukların müdüre dediği hanım buranın kurucusu herşeyden önce bizim mutluluğumuzu düşünür.
"Tanrım! Jungkook müdüre hanım seni çağırıyor. 15 dakikadır seni arıyorum çocuk."
Kaşları çatık hafif öne eğilerek ellerini diz kapaklarına koymuş Jimin'e gülümseyerek döndüm. Koştuğu için düzensiz nefesler alıyor olmalı ki göğsü balon gibi şişiyordu. Geri geri bir iki adım atıp takvimden uzaklaştım. Yatağımın üstündeki mavi mevsimlik hırkamı giydim. Yere oturmamaya dikkat ederek ayakkabımın üstündeki küçük toz parçacıklarını temizleyip hazır olduğumdan emin olarak Jimin'in yanına ilerledim. Beni beklemekten sıkılmış sürat ifadesini yüzüne takınıp bir kolunu omzuna attı. Her zaman bunu yapar, kollarıyla beni boğarak saçlarımı bozardı ve yine aynısı oluyor. Çırpınarak kolları arasından kurtulup koşmaya başladım. Koridorda Ya eun anne diye bağırıp Jimin'i kontrol ederek koşmaya devam ettim. Odasına yaklaştığımda kapıyı çalmadan içeri girip arkamdan kapıyı kapatarak alt dudağımı sarkıtıp kapıya yaslandım.
"Ya eun anne Jimin yine saçlarımı bozuyor. Bak çirkin oldular."
Gözlerimi Ya eun annenkilerle birleştirip anlık odaya göz gezdirdim. Karşılıklı sandalyelerde oturan 30 yaşlarındaki çifte baktım. Sertçe yutkunup kapıdan ayrılarak üstümü düzeltmeye çalıştım.
-Taehyung-
"Taehyung Bey, Min joon ve karısı yetimhaneye giriş yapmışlar."
Hortumun ucunu çimenliğe tutup çalışana küçük bir baş onaylaması verdim. Hortumu tekrardan küçük fil yavrusuna çevirip elimdeki fırçayla kulak arkalarını yavaşça taradım. Yavrudan aldığım hortum darbesiyle sırıtıp tutuğum hortumuna küçük bir öpücük kondurdum.
"Bebeğim bugün eve geliyor Lessy. 1 ay.. sadece 1 ay ona kendimi sevdireceğim. Eğer kabul etmezse onu bırakacağım. Reşit olacak zorla yanımda tutma hakkını kendimde bulmuyorum."
Yanıma gelen başka bir çalışana hortumu ve yavruyu verip çitin arka tarafına geçtim. Güneş gözlüklerimi düzelterek ofisi gösteren tabelaları takip ettim. Çelik kapıyı ittirerek açıp içeriye girdim. Üstümdeki tulumu ve ayağımdaki sarı plastik botları çıkarıp kenara koydum. Askıdan siyah deri ceketimi ve siyah dar pantolonumu alıp soyunma kabininin arkasına geçerek giyindim. Masanın üstünde titreşen telefonuma baktım. Yazan isimle telefonu açıp hoparlöre aldım.
"Efendim, Jungkook Bey eve giriş yaptı."
Yarım ağız gülümseyip karşıdakinin görmediğini bildiğim halde başımla onayladım.
"Bebeğimle güzelce ilgilenin ben gelene kadar odasına çıkmasın."
Telefonu kapatıp ceketin iç cebine koydum. Spor ayakkabılarımı giyip ofisten çıktım. Hayvan seslerinin yoğun olduğu bu alandan çıkma vakti gelmişti. Burası günün çoğunu geçirdiğim yer. Hayvanat bahçesi.. kulağa biraz tuhaf geliyor ama tam bir hayvan aşığı olarak burayı satın aldım. Jungkook'un da hayvanlara olan sevgisini biliyorum. Reşit olduktan kısa bir süre sonra burası Jungkook.'un üstüne olacak eğer benimle kalmaya devam etmek isterse. Kapıda hazır olan arabaya binip emniyet kemerini taktım. Aynaları kontrol ederek arabayı çalıştırıp yola koyuldum.
Merhaba bu benim ilk kitabım. Umarım kitabın konusu ve karakterler hoşunuza gider. 2-3 günde bir bölüm atmayı planlıyorum. Lütfen beni ve kitabımı destekleyin.🏳️🌈