Bölüm 1. Yolculuk

174 8 1
                                    

✨İyİ Okumalar✨

Aniden gelen bir boğulma hiss ile öksürmeye başladım. Ağzımdan akan su ile gözlerimi açmıştım. Başım dönüyor, midem bulanıyordu, aklım karma karışıktı. Kendimi toparladığımda başımın üstünde endişeli gözlerle bana bakan bir adam görmüştüm.

Koyu kahve rengi saçları örülerek at kuyruğu yapılmıştı. Kocaman kehribar rengi gözleri, esmer bir teni vardı. İri elleri yanağımda gezerken "İyi misin? " sorusuna cevap olarak gözlerimi kırpıştırdım. Konuşmaya hiç halim yoktu.

"Bir yerlerin ağrıyor mu? " hayır anlamında başımı salladım. Tek kelime bike edemiyordum.

Neredeyim ben?

Koşar adım seslerini duyunca hızla kendimi geri çekmiş, ayğa kalkmaya çalışmıştım ama tabiki becerememiştim. "Lanet olsun" diye mırıldandım ağzımın içinde.

Karnıma giren bir ağrı ile dudaklarımı ısırdım. Bağırmamak için zor tutuyordum kendimi. Aniden yaklaşan yaşlı bir adam, esmer adamın kulağına eğilip bir şeyler fısıldamıştı. Ne dediğini duymasam kötü bir şey olmadığını hissetmişdim. Esmer adam ayağa kalkıp giydiği pelerinimsi kiyafeti çıkarıp üstüme atdı. Bir elini dizlerimin altına bir elini ise sırtıma yaslayıp beni kucağına almıştı. Refleks olarak kollarımı adamın boynuna dolamıştım. "Endişelenme seni gemiye götürücem, burda böyle yatamazsın. "

Endişelenmiyordum zaten. Karnımdaki acıdan başka bir şey düşünemez olmuştum. Gözlerimin önünden geçen bir sürü anı ile aklım başıma gelmişti. Elim yavaşça karnımın üzerine gitdi.

Siktir... Bebeğim?

Bu düşünce içimde derin bir kedere neden olmuştu. Paniklemeye başlamıştım.

Şu anda nerede olduğumu bilmiyordum ve bana yardım ediyor gibi gözüken bu adama güvenmekten başka çarem yoktu
Aklımı başıma toplayıp adamın kucağındayken etrafı izledim bir süre. Bom boş bir adadaydık ve önümüzde büyük bir gemi vardı.

Tamaaam nerde olduğumu öğreneyim sonra kurtulurum. Sakin olmam lazım

Gemiye girdiğimizde adam beni bir kamaraya doğru götürüp içeriye girdi. En başından beri bizi takip eden adamlar ise takibi bırakmış, kamaradan uzaklaşmışlardı.

Esmer adam beni yatağa yatırıp dışarıya çıktı. İçerisi çok sade döşenmişti. Yatağın önünde bir boy aynası, küçük bir masa, bir kütüphane ve bir de dolap vardı. Ben odayı incelerken adam elinde bir kaç kiyafet ile geri gelmişti.
"Daha iyimisin?" başımı salladım. Yumuşak bi ses tonuna sahipti  

Normalde olsa hiç bir şeyden korkmazdım ama işin için bebeğimde vardı bu yüzden adamla göz göze gelmemeye çalışıyor sürekli odada dolaşdırıyordum gözlerimi. Yatağın yanındaki dolabın üstünden siyah bir kurdele alıp bana baktı "Otura bilecek misin?" başımı salladım ve oturur pozisyona geçtim. Adam bana bir az daha yaklaşınca kendimi geri çekmiştim. İnsanlarla fazla yakın olmaya sevmezdim ve çoktan yakınlık seviyesini aşmıştı bu adam.

Adamın iri elleri nazikçe saçlarımı taramıştı. Kurdeleyi saçıma bağlamış topuz haline getirmişti. Saçlarım bir az fazla uzun olduğundan neredeyse yataktan aşağıya sarkıyordu.

"Güzel. Şimdi bir hekim çağıracağım seni muayne etsin. " hamile olduğumu hatırlayınca hızla başımı salladım "Hayır hayır hayır, hekim olmaz. Hekim çağırmayın. Ben iyiyim" ben bir erkektim hamile olduğum ortaya çıkarsa kim bilir yine neler olurdu.
Kendimi sakinlrştirmrye çalışsamda prk beceremiyordum.

O sırada kapı tıklatılmıştı. Korkuyla battaniyeyi üstüme çektim. Kapının önünde kim vardı bilmesem de içeriye girmemişti. Adam üstümdeki battaniyeyi açıp gülümsedi;"Hadi kalk üstüne bir şeyler giyin sonrada yemek ye. Hekim gelmeyecek endişelenme. " yüz ifadelerini okumakta başarılıydım aslında ama yine de son yaşadıklarımdan sonra ne kadar güvenmeliydim bikmiyordum. Adam samimi görünsede tamamen güven vermiyordu.

Adamın getirdiği kiyafetlere bakıp başımı salladım.
Adam aniden bir şeyler hatırlamış gibi konuştu: "Kiyafetler kadın kiyafetleri benimkiler sana olmazdı başka da bulamadım senin için umarım sorun olmaz. Zaten üstündeki yıtıklarda kadın elbisesi. "
Başımı olumlu anlamda salladım. "Önemli değil. Teşekkür ederim. "

Kiyafetleri aldım ve adama döndüm. Adam bana bakıp duruyordu. "Bana bir süre müsade edicek misiniz? Yoksa önünüzde mi soyunayım?" Adam aniden yüzünü döndü. "B-ben dı dışarıdayım...giyin sen " yüzümde alaycı bir sırıtma oluşmuştu.

Aynanın önüne geçip elimi karnıma koydum, daha üç ayı anca tamamlanmıştı. "Hâlâ yaşayıp yaşamadığını nasıl öğrenicem ben?" Üzerimdeki yırtık elbiseleri çıkarıp esmer adamın verdiği kiyafetleri hızla üstüme giydim. Önce alt elbiseler üstünden ise mavi renk bir gömlek tarzı bir şey ve beyaz, uzun bir etek. Aynada kendime baktım. Gerçekten güzel durmuştu üstümde ve karnımın görüntüsünüde kapatıyordu. Ama hâlâ anlayamıştım ben hangi zamandayım da böyle kiyafetler giydim? Bu gemideki insanlar kim? Neden buradayım?
Şu an yapmam gereken tek şey sakin olmaktı o yüzden aynadan kendime emirler vermiştim.

Kapı tekrar tıklatıldığında aynanın önünden çekilip konuştum " hazırım ben. " içeriye gülümseyerek girip elindekileri masaya bıraktı. "Aç olduğuna eminim. Hadi gel ve bir şeyler ye. " Masanın üzerindeki kağıtları hızla toparlamış bir dolaba tıkıştırmıştı. "Ah endişelenme hall ederim ben sonra" gülümseyip masaya oturdum "Her şey için teşekkür ederim" dedim sakin bir ses ile.

Ellerini hızla sallayıp ciddi bir ifade takındı "Önemli değil. Sadece hayatını kurtardım" diyerek sırıtmaya başlamıştı.

Masaya baktığımda adını bilmediğim bir sürü balık yemeğini görünce "bunlar ne" diye sormadan edememiştim. "Eee hadi bak şunun tadına eminim seveceksin" diye cevap vermiş tabağıma bir sürü şey doldurmuştu.

Yemeğe başladıktan bir süre sonra ciddi bir şekilde soru sormaya başlamıştı. "Adın ne? "
Ağzımdaki lokmayı bitirip dikkatle cevap verdim " Alçin" başını onaylar anlamda sallayıp düşündü "Ne oldu? "  Esmer adam bir bardağa su doldurup uzatınca hızla sudan bi yudum aldım.

"Omuz silktim pek bir şey hatırlamıyorum." Aslında bölük pörçükte olsa bir şeyler hatırlıyordum ama tabiki bilmesine gerek yoktu. Bu yüzden kısa bir cevap verdim. "Birinin beni suya itdiğini hatırlıyorum sadece" adam gülümseyip konuşmaya devam etdi. "Bir şeyler hatırlarsan söylemeyi unutma. Yardımcı ola bilirim belki. Peki ailen?" ağzıma bir parça et atıp yutdum. Ailem.... Onları kayb etmiştim. Hepsi teker teker ölmüştü. Sadece annem hayatda kalmış o da benden nefret etmişti. Yutkunup esmer adama döndüm "Efendim adınızı sormayı unutdum" adam meraklı bakışlarını üstümden çekip gülümsedi "Ebren" başımı sallayıp önüme döndüm.

"Nereye gidiyoruz, efendim? " merakla esmer adama döndürdüm yüzümü. Esmer adam ayağa kalkıp elini bana uzatdı. Tereddüt etsemde elinden tutup ayağa kalktım. Kamaradan dışarıya çıktık ve geminin kenarına yaklaştık. Az önce bulunduğumuz ada geride kalmıştı. "Saraya" dedi nazik bir ses ile.

🌜Bölüm sonu🌛

Yanlışım varsa aff ola

Beğenilirse devamı gelir
Beğenilmezse de napim yani gene   devamı gelir
🌾✨

Kızıl Kainat [BxB] Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin