Medya ile okumanızı tavsiye ederim, tamamen bunu dinleyerek yazdım; ficin şarkısı da diyebiliriz.
İyi okumalar! 💖🌕🏳🌈
"Yeter artık, sus anne!"
Ellerimi saçlarım arasına daldırdım ve sertçe çekiştirdim.
"Bu aptallığına göz yumamayız, Kook!"
Annemin dolu gözleri bana çevrildi ama fazlasıyla öfke barındırıyordu. "Bir anne evladını böyle şeyler yapsın diye yetiştirmez, Jeon."
"Ya ne yapsın diye yetiştirir? Yalnızca okulunu okusun, devlete faydası dokunsun..." Başımı iki yana sallayarak çenemi sıktım. "Geriye kalan hiçbir şey, hiç kimsenin umurunda değil! Yalnızca, sizin emirlerinizin altında mutlu olmaya çalışmamızı istiyorsunuz."
"Kendi istediklerini yaptığında çok mu mutlu olacaksın sanki?!" Üstüme yürüyerek bağırdığında bir adım geri çekildim ve kemirmekten kanayan dudaklarımı dilim yardımıyla ıslatıp, derin bir nefes verdim.
"O şeyi yaparken mutluysam benim için başka hiçbir şey önemli değil. Bu devletin ve sizin iğrenç, saçma ve siktir-i boktan kurallarınızı bir yerime takamayacak kadar kendi halinde biriyim ben."
Hızla arkamı dönerek odama adımladım. Annemin arkamdan bağırışlarını umursamadan odama girdim ve sertçe kapıyı kapatarak kilitledim.
Dolabımın önüne kadar gittim ve kapağını açarak, en arka köşeye sakladığım kutuyu çıkardım. Dolu gözlerimle dizlerimin üzerine çöktüm ve kutunun kapağını açarak, bana en çok değeri veren ve en mutlu eden adamın, Taehyung'ın fotoğraflarına baktım.
Aklıma gelen anılarla gülümsedim. Bir yandan da ağlıyordum çünkü hepsinin birer kül olup gideceği gerçeği beni hiç olmadığım kadar üzgün hissettiriyordu.
"Keşke biraz daha zamanımız olsaydı sevgilim, o zaman doyasıya yaşardık hayatı."
Burnumu çekerek kutuyu düzenledim ve yerine geri koydum. Ayağa kalkarak yatağıma ilerledim ve üzerine uzandım. Tavanı seyrederek düşüncelere daldığım sırada kapımın sertçe yumruklandığını işittim.
"Çık dışarı, Jungkook! Konuşacağız."
Babamın sesini duymamla kalp atışlarım hızlanırken gözlerimi yumdum ve derin bir nefes çektim ciğerlerime. Ayağa kalkıp kapının kilidini açtım, kulpunu da indirdikten sonra başım öne eğik bir şekilde koridora çıktım.
"Hiç çıkmasaydın paşam, ne de olsa idama ben gideceğim."
Duyduklarımla gözlerimden yaşlar süzülürken zar zor, "N-Ne diyorsun baba sen, ne idamı?.." diyebilmiştim.
"Yarın sabah; öğleden önce on birde, o lanet oğlan ve sen idam edileceksiniz. Bu ülkenin geleceği için çok iyi bir şey!"
Babam önce sinirle konuşup, ardından memnunmuşçasına kahkaha attı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
forbidden love of the 90's.
Fanfictionjeon jungkook ve kim taehyung 90'lı yıllarda yaşayan iki gençti. okulda tanışmışlardı ve zamanla birbirlerinden hoşlanmaya başladılar. bir gün jungkook, taehyung'a çıkma teklifi etti ve taehyung kabul etti. çok güzel ilerleyen bir ilişkileri vardı f...