@Muratkozan ithafen...
İyi okumalar...
Öyle ya da böyle kah tartışarak kah gülerek ama sevgi katılıp lezzeti katmerlenerek hazırlandı yemekler. Mahah'ın keyfine diyecek yoktu. Mustafa'sı gelecekti. Kimse gelecek dememişti, ona söz de vermemişti ama o öyle istiyor o yönde düşünmeye çaba gösteriyordu.
Elini beline koyup mutfaktan çıktı. Neredeyse hava kararacaktı. İş güç bitmişti fakat ne Cemal gelmişti ne de Mahir. Ortalığa doğru "Ömer !" diye seslendi. Ömer kucağındaki kardeşiyle beraber avluya çıktı. Mahah hayret etti duruma , ne acep odasında değildi? Üstünde durmadı.
"Meliha'yı bana getir de git bak bawon nerede kalmış?"
Ömer çocuk gibi ordan oraya koşturulmaktan yorulmuştu artık.
"Şu ev telefonlarından mezata da çekilse keşke gider komşudan bawoyu arardık."
"Mezattan önce eve hat çekeydik. Mustafa'm aramak istiyor da arayamıyordur belki."
Ömer kardeşini eyesine verirken " ohoo varsa yoksa Mustafa! Hat mat çekmez bawo. O tek hat çekmiş o da nerde olursa olsun senin döşeğe bağlanıyor" dedi. Omzuna bir şaplak yedi.
"Besudum kaç yaşına geldin. Evlendin barklandın hala aklın fesatlıkta besudumlukta."
"Yalan mı eye. Dün gece yıkanalım dedik baktım bawo benden önce kendini attı hamamlığa."
Mahah elini ağzına kapadı utançtan. Göz ucuyla etrafı taradı duvar dibindeki süpürgeyi görünce uzanıp aldı yerden. Kucağındaki mahzunla beraber kapıdan çıkana kadar kovaladı onu. Fato ile Ağavni çıkıp onlara bakınca yediler Mahah'dan paparayı. Dağıldılar hemen.
Ömer sokağın başına varınca diğer taraftan gerine gerine gelen bawosu ile Mahir emmisini gördü. Adımlarını yavaşlatırken onlara doğru yürümeyi ihmal etmedi. Yanına ulaşır ulaşmaz eğilip emmisinin elini öptü. Halini hatırını sordu. Mahir ise ayak üstü evliliğini tebrik etti.
"Sağ ol emmi. Arabayı niye getirmedin?"
"O Haşim'in orada kaldı. Kaç gündür yol geliyorum azıcık yürüyeyim dedim. Mezata da yürüyerek indim."
"Benim öyle arabam olsa hiç yürümezdim ben."
Mahir keh keh güldü yine.
"Olur yeğenim senin de olur. Biraz çalış biriktirir alırsın."Ömer göz ucuyla bawosuna baktı korksa da söyleyeceğini söyledi yine.
"Doğru dedin emmi benim çalışmam lazım. Bawo kaç yaşına kadar hovarda hovarda gezmiş çalışmak için geç kalmış, Ferman emmi dedi ki...''''Emmi? Başka ne dedi emmin?''
'' Aslında aylak aylak gezdi o komşudan ekmek diğerinden yemek istedi öyle doyurdu karnını dedi. Çalımıyla kandırdı kızları dedi....''Bir an duraksadı Ömer, yanlış sularda yüzüyordu o an fark etti hemen değişti lafı ''kaç yıldır çalışıyor Bawo, dişini tırnağına takmış gece gündüz davar peşinde ama araba neyin görmedik. Yiyecek ekmek bulduğuna şükür diyor. Yetmiyor. Acaba bende mi Alamanya'ya gelsem sizle."
Cemal elinin birini belinden alıp bıyığıyla oynadı. Ama sinirini kontrol altına alamadı.
" zipzip kaç canını kurtar yeğenim ..." dedi Mahir ve o an Cemal ayağından çıkardığı yumurta topuk kundurasına eğilmişti.
Ömer ne oldu diye sormadan parıldayan simsiyah kundurayı görünce koşmaya başladı . Sırtına çarpmasıyla da inledi. İkincisini yemeden daha da hızlı koşarken "lan eve nasıl gideceğim bawo misafir var demez. Ağavni'nin yanında bir şey etmese bari. Her şeye de kızıyor yalan mı söyledik sanki" dedi kendi kendine.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Gül Cemal 2
General FictionGünler ayların, aylar yılların peşini bırakmadan ardı sıra mevsimleri birbirine bağlamıştı. Yaz geçmiş güz geçmiş köyden kente göç eden Gül Cemal'in ailesi genişlemiş yaş almış mevsim tekrar güze yıl seksenlere dayanmıştı. Biraz sosyolojik biraz eko...