11. BÖLÜM

1K 207 72
                                    

⭐️⭐️⭐️⭐️⭐️

Yeni evli çifti oturacakları eve bıraktıktan sonra geleneksel düğün kritiği için bile kimsenin takati kalmamıştı. Eren ve Reyhan çoktan pazara dönen günde, birkaç saat sonra uçağa bineceklerdi. Kurstan son haftalarda o kadar çok izin almak zorunda kalmıştı ki; bu kez yalnız cumartesiyi kurtarabilmişti. İstanbul'a vardıklarında ayağının tozuyla eğitime geçecekti. Erhan ve Serhan'la vedalaştıktan sonra doğruca evde gördüğü ve uzanabileceği ilk boşluğa bıraktı kendini.

"Mendebur adam bugünü de verememiş. Nasıl dayanacaksın kızım?"

"Mecburum anne. Yok nişandı yok doğumdu derken kursu tamamlamam için gereken saatler yetersiz kalıyor. Bugünden itibaren izin hakkım kalmadı. Niye riske atayım?"

"Eren oğlum sen de bir şey desene. Sonraki dönem alıversin bunu da."

Eren tüm yorgunluğuna rağmen Reyhan'ın düğün boyunca üstüne düşeni fazlasıyla yerine getirdiğini biliyordu. Yorgunluktan bayılmak üzere olduğunu da... Kendisi dahi aralıksız yirmi dört saat uyumak için birilerine rüşvet verecek haldeyken onun kas ağrılarının boyutunu düşünemiyordu. Ne var ki, annesinin teklifini babası yapmış olsa da kabul etmez, sabahın ilk ışıklarında, uçakta uyuyacağı bir iki saatlik kalitesiz uykunun ardından o kursa giderdi.

"Reyhan kafasına koyduğu bir şeyi başarmadan bırakmaz Feryal Anne. Bu önerini üzülerek pas geçiyorum."

Reyhan gözleri kapalı halde gülümsedi. Eren bu sessiz tebessümün kendine has olduğunu biliyordu. Babası gençlerin yola çıkacağını buyurarak herkesin yatmasını salık verdi. Odalarına geçerlerken damadına bizzat eşlik etmeyi uygun gördü. Şimdi onu engelleyecek Seyhan da yoktu, kendisi de derin uyurdu mazallah onu, sabah kızının odasından toplardı.

"Hade eyi geceler damat. Gımıldamadan yat uyu. Gızımın odasının yakınından yöresinden geçip beni dellendirme."

"Tabii efendim. Çok yorgunum zaten. Size de iyi geceler Tayfun Baba."

"Yorgun olmasan ne oluciidii?"

"Hmm, yine uyurdum sanırım. Muhakkak tek başıma uyurdum nitekim çok yorgunum."

"Eyi, uyu bakam."

Eren, kayınpederi koridorun en ucundaki odaya ulaştığında kendini tutamayarak ona seslendi.

"Tayfun Baba, ben... Reyhan'ın istemediği hiçbir şeyi yapmam. Ona olan güveniniz gözlerinizden okunuyor ve o da sizi üzecek bir şey yapmaz. Siz... Mükemmel bir evlat yetiştirmişsiniz. Benim kalbimi seçtiği için şanslıyım."

Tayfun Göbekli kızını kendi gözünden görmeye yakın duygularla konuşan adama dönmeden önce pos bıyıklarının altından şöyle bir gülümsedi. Kaşlarını çatarak ardına döndüğünde ona haksızlık ettiğine ikna olmak üzereydi. Ama kızına olan sevgisi, onun gönlünü kaptırdığı adamı tek seferde döşünden içeri sokmaya yetmiyordu.

"Gızım benim datlım, gıymatlım. Sen de eyi bir oğlansın lafım yok hinci. Bizde bir laf vardır biliin mi? Sen bal ol ben can oliiim. Birleşek balcan olak. Bişek bişek sörülek, gadasını aldığım. Elbet genetleniciiniz amma benim evimde deel. Hadi dinelme daha fazla kapıda. Zabanan erken kalkıciik. Yat, uyu."

Eren Reyhan'ın bal kendisinin can olma kısmından sonrası için tercümana ihtiyaç duymuştu ancak her ne olacaklarsa bu evde olamayacağı için fazla üstünde durmadı. Dün gece kaldığı odaya girer girmez pijamaları yerine uçakta giyeceği giysileri geçirdi üstüne. Kendini yatağa bıraktığında tüm eklemleri ona küfrediyordu. Ondan farkı olmayan Reyhan, sevdiği iki adam konuşurken çoktan rüyalar alemine dalmıştı. Öncesinde makyajını çıkarırken belki de on dakika banyoda kestirmiş bile olabilirdi. Annesinin usulca omzuna dokunmasıyla yalvarması gecikmedi.

Menümüzde Aşk VarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin