BÖLÜM-6

30K 399 42
                                    

Gülümseyerek dudaklarından öptüm.

"Burda yaşadığına sevinmemiz gereken sizsiniz Bay Grey"

Tebessüm edip yatağına oturdum.

"Bu bir rüya mı? Sen ölmüştün. Sen kendini öldürdün Ana. Bebeğimizi kaybedince sen. Sen ölmüştün!"

Yüzünü elleriyle kapatıp ağlamaya başladı. Christian'ı ilk defa böyle görüyordum.
Doktorların söylediği gibi , uyanmadığı 15 gün boyunca rüya görmüş olmalıydı. Yada kabus .  
Ama bebek olayına gelmesi. Tüylerimi ürpertmişti. Onun daha bebeğimizden bir haberi yoktu.

Dudaklarımı dişleyip yüzünü kapatan ellerini avuçlarımın içine aldım.

"Sakin ol Christian. Bi kaza geçirdin 15 güne yaklaşık uyuyordun bebeğim. Ben iyiyim.  Kabus görmüş olmalısın. Ben doktor çağıracağım tamam mı?"

Yatağında doğrulmaya çalıştı.
Yarasının acıdığını belli eden yüz ifadesiyle kızarmış gözlerini yüzüme dikti.

"Ana gitme. Gitme."

Burnumu Christianın burnuna değdirip ,
"Şşş, sakin ol bebeğim. Gitmiyorum. " dediğimde gözlerimden yaşlar akmıştı.
Ya sevinçti. Ya da onu böyle görmenin üzüntüsü.



***


Christian'ın ellerini avcumun icinde sabitlemis yataginin yanında oturuyordum. Hala bir yere kıpırdamama izin vermiyordu. Sadece beni inceliyordu. Gördüklerinin etkisindeydi sanırım. Bi sakinleştirici vurulması gerekiyordu.. İç çektim.


Kapıyı tıkırdatıp içeriye giren Thomas , kendisine bakan Christian'ı fark edince elindeki poşetleri yere düşürdü. 

"Efendim. Uyanmışsınız. Hemen doktor çağıracağım!"


Sevinçle dışarı koşan Thomasın ardından gülümseyip  yere dökülen yiyecekleri poşete tıkmaya koyuldum.
Eğildiğim yerden arkamı döndüğümde,  beni dikizleyen Christianla bakışıp çarpık bir gülümseme gönderdim.

"Puding ve kekler mi? Ne zamandır tatlı yiyorsun bakayım sen?"

Utandım. Topladığım poşeti masaya yerleştirip yanına oturdum.

"Christian aslında protein depolamam gereken minik bir derdimiz var."

Küçük bebeğim için bana bir ay önce "dert " demesini yüzüne vurarak anlamasını bekledim. Gözlerini kırpıştırdı. Gülümseyip dizimdeki elimi dudaklarına götürdü.

"İnan bana Anastasia. Şuan baba olduğumu öğrenmek, ikinci kez öğrenipde, birinci defasından daha fazla sevinmiş olmanın anlamını sana anlatamam."

Ne demek istediğini anlamasamda tebessümle karşılık verdim. Elini karnımda gezdirip dişlerini çıkartarak gülüyordu.

"Tanrım rüya gibi!" 


İçeride iki doktorun ve Thomasın girmesiyle yataktan kalktım.

Doktor Christian'a gülümseyerek bakıyordu. 

"Uyanmanıza sevindim Bay Grey. Bayan Stelle başınızda nöbet tutmaktan heba oldu."

Gülümseyen doktorun aksine Christian'ın yüzü soluktu. Ah bu Grey'i özlemişim..
"Anastasia sen hamilesin. Kendine dikkat etmen lazım . Şu poşettekileri ye."

Onaylayıp tekrar doktora döndüğümde , 

"Müjdeyi vermişsiniz demek. Sizi de tebrik ederim Bay Grey."

Doktoru duymamazlıktan gelip, 

"Poşettekiler Anastasia.." diye mırıldanan Christian'a homurdanmak istesemde, gözlerimi dahi  devirmemeye çalışıp ona öpücük atarak masadaki poşete yöneldim.

Keki kabından çıkartıp bi parçasını ısırdıktan sonra tekrar Christian'a göz kırptım.

"Beni  tahrik mi etmeye çalışıyorsunuz  Bayan Stelle?." demesiyle öksürmem bir oldu. Kek boğazımda kalacak sandım.Thomas'ın uzattığı suyu yudumladım. İnsanların içinde bile içindeki grey'i dışarıya vurabiliyordu. Hemde bu halde.

Doktorlar gülüşüp "Sanırım bizim bugünlük buradaki işimiz bitti. Bol bol dinlenin Bay Grey birazdan bir hemşire sizin ilaçlarınızı getirecek. Ve sizde Bayan Anastasia istirahat etmeniz gerekiyor Bay Grey iyi, isterseniz artık evinize gidip dinlenebilirsiniz" dedikten sonra Christianla bir ağızdan,

"Hayır." dedik. 

"Beraber gideceğiz o zaman benim yanımdan ayrılamaz ." diyen Christiana şaşkın şaşkın baktım.

Doktorlar birbirlerine baktıktan sonra Bay Edward ağzını araladı.

"Sanırım bu mümkün. Ama bugün buradasınız Bay Grey."
dedikten sonra onay isteyip odadan çıktılar.

Thomas telefonu tuşlayıp kulağına götürdü.

"Bayan Katty yatak odasını hazırlar mısınız? Dinlenmesi gereken iki hasta gelecek yarın." 
Tebessüm ederek karşı tarafın sesini dinledi.

"İletirim , teşekkürler."

Telefonu kapattıktan sonra Christian'ın karşısında hazır ol vaziyetinde durdu.

"Bir isteğiniz var mı  Bay Grey?"

Yatağında doğruldu. 

"Lila yaşıyor mu?"

Christian'ın bu sorusundan sonra  Thomasla göz göze geldik.
Tekrar Christian'a bakıp , "Cehennemin dibinde efendim." diye cevap verdi.

Aldığı cevaptan tatmin olduğu belliydi. Dişlerini çıkartarak gülümsedi.

"Yaralardan birşey olur mu bilmem ama kalpten gideceğim . Hala şuan bu konumda olduğumuza inanamıyorum." 

Kaşıkladığım pudingden gözlerimi ayırdığımda beni izleyen iki adamı görünce utandım.

"Bunu nereden aldın. Şey bir tane daha var mıdır ki ?" dediğimde ciddiyetime karşılık gülüyorlardı.

"Ne? Tamam yemiyorum istemiyorum." diye karşılık vererek pudingin ağzını kapattım.


-Söylesene Thomas, bu kadınla hamileyken nasıl uğraşacağım ben ? 

-Efendim bilemiyorum.




***



Odaya giren esmer hemşireyi görünce Thomas müsade isteyip dışarı çıktı. Benim bile kadına ağzımın suları akmıştı. Sindiğim kanepeden kadını izlerken beni fark edip kibirlice Grey'e doğru yürüdü. Pis şıllık.
Christian'ın gözlerini bir an bile kadına doğru çevirmemesi hoşuma gitmişti. İçimdeki şeytan fink atarken kadını ablukaya almış her hareketini izliyordum.

Serum'u yenileceğini söyleyip Christian'a doğru eğilince , Christian hemşireden uzaklaşıp yataktan bana doğru eğildi. 

İri göğüslü sürtüğün serumla saatler süren!!11! işi bitince dik konuma gelip Christian'ın yatağının önünde durdu.

"Efendim ilaçlarınızı yeniledim." Efendim diyen o ağzını sikiyim senin.

Christian donuk bir ifadeyle kadını süzdü.

"Başka bir isteğiniz yoksa ben çıkayım."

-Çık.


Geldiği zaman topuklarını takırdata takırdata odaya bi havayla giren sülük, giderken odadan nasıl çıkacağını şaşırdı. Gerginliğimin yüzümden okunduğuna eminim. Kıskanmak için yersiz bir zaman olabilirdi evet. Ama elimde değildi işte.

"Benim küçük annemin dinlenmesi gerekmiyor mu? Gel. Yanıma yat sende."

İtiraz ederek reddettim.

"Yaraların acır. Çabucak iyileşmen lazım."

Dudaklar düzleşti . "Yanıma yat Ana."

Reddetme lüksüm olmadığını 15 günde unutmuşum herhalde. Dudaklarımı büzerek oturduğum kanepeden yanına doğru ilerlerken,, çalan telefonumla masadaki çantama yöneldim.

Arayan Bella'ydı.
Telefonu kulağıma götürdüm.

-Tatlım nasılsın, Christian nasıl?

-İyiyiz , Christian uyandı.

Dudaklarımı dişleyerek karnımı okşadım.

-Bunun olacağını biliyordum. Sana kendini de bebeğinizide üzmemeni söylemiştim. Biz gelelim mi hastaneye bugün ay elim ayağıma dolaştı ahahah, Elliot da yanımda çok sevindiğimizi ilet.

-Yarın çıkacağız eve gelirsiniz tatlım sevindiğinizi biliyorum.Tekrar konuşuruz öptüm.

-Öptüm.


"Bella mıydı?"
Bir yandan yanına yatmam için battaniyeyi açarken bir yandan tek kaşını kaldırmış cevap bekliyordu.
Yatağında açtığı yere tedirgince yerleştim. Canını yakmak istemiyordum.
Konumumu sabitleyince yüzüne yüzümü yakınlaştırdım. 

"Bellaydı."

Bana biraz daha yakınlaşmaya çalışırken yüzünü ekşitti. Canının yandığını anlayıp , ona müsade etmeden ben sokuldum kaslı kollarına. Yüzüne bakmak için başımı ona çevirdiğimde dudaklarımız arasında bir milimlik mesafe kalmıştı. Sıcak nefesini yüzümde hissediyordum.

"Seni bir daha kaybetmeyeceğim Ana." dedikten sonra dudaklarımla buluştu.Dilinin ağzımda gezmesine izin verdim. Tutkulu öpüşmemiz bu ana kadarki tüm sevişmelerimizden daha fazla duygusal gelmişti bana. Belkide hamilelikten bilemiyorum, gözümden süzülen bir damla yaş dudaklarımızın nemine karıştı.

Yutkunarak durdum. Nefesimi dizginleyip küçük bir buse daha yerleştirdim dudaklarına. Mimiksizce beni izliyordu. 

 "Seni seviyorum Christian."

Sağ eli başımın altındaydı. Sol elini karnıma yerleştirdi. Parmaklarıyla narince okşadı.

"Sizi seviyorum  Ana."


DARBE 2 (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin