Sekiz arkadaş oturmuş muhabbetin dibine vurmuştuk yeni arkadaşdık ve çok iyi anlaşıyorduk. Daha senenin başında tanışmıştık ama hepimiz aynı kafadaydık.Her neyse ,konuşmalarımızın çoğu gülüşmeler ve espirilerle geçmişti. Ecem aramızda ki mavi, Hatice yeşil, Esra espirili, Ebru süslü, Özge çalışkan, Aslı kore canlısı, Bilge sert ve ben ise siyahtım. Siyahın yanında arada gotik de derlerdi bu dinlediğim şarkılardan dolayıydı. Buna benzer daha çok vardı ama genellikle ¨Aslı sen tam bir delisinde¨derlerdi. Gurubumuzda iki tane Aslı mevcuttu biri ben diyeride adaşım ve çok sevdiğim arkadaşım Aslı idi.Bu adlarımızın aynı olması yüzünden arada çok sıkıntı çekerdik örneğin Bilge ¨Aslı bir baksana...¨ dediği zaman ikimizde bakardık ve bu sefer seçim söz konusu olurdu ¨Sen değil kanka diğeri...¨. Bir müddet buna çare aramaya başladık ama lakabdan başka bir şey bulamadık. Benim boyum gurubumuzda en kısa olandı bu yüzden bana kısa Aslı ona ise uzun Aslı denmeye başladı ama ne yalan söyliyim hiç hoşuma gitmedi ve bunu dile getirdim başka bişey bulmalıydık . Bir müddet daha böyle kaldı daha sonradan ise bize ¨Aslılar¨ denmeye başlandı. Bir müddet de böyle gitti. Gurubta bize lakabları bulan ya Esra ya da Ecem idi. Esra demişken değinmeden edemiyicem espiri konusunda üstüne yoktu. Bir konu konuştuğumuzda hemen o konu üstünde bir espiri yapar Ecem ve benim tepkimiz ¨Dağılın Esra gene espiri yaptı offf Esra off!!¨diye bilmekti. Ecem ise daha uysaldı. Mavi dememizin sebebi göz renkleriydi. Masmavi gözlere sahipti. O yüzden ona ya ¨Eco¨ ya da ¨Maviş¨derdik. Hatice de aynı idi. Ama farkı gözlerinin yeşil olmasıydı. Ebru aramıza yeni katılmıştı ve benim yakın arkadaşım Sümeyyenin yakın arkadaşıydı. Süs konusunda ise üstüne yoktu. Aramızdaki çalışkan ise Özgeydi. Derslerinin iyi olması ona çalışkan veya inek lakabının takılmasını getirdi. Ama benim kısa lafına alındığım gibi ince bir fikir düşünerek onun lakabı milka oldu. O da bir inekti ama daha sevimli duruyordu. Bilge ise karmaşıktı biraz, ama sert de bir kızdı bir kere sinirlendimi biraz zor fabrika ayarlarına çeviriyorduk. Bizim dışımızda biri bize lakablarımızla hitap edince bu hoşumuza pek gitmiyordu. Her çeşit vardı anlıyıcağınız gurubumuzda o günde oturmuş arada yaptığımız tartışmaları konuşuyorduk. Bir anda yüksek bir patlama sesi duyduk. Hepimiz hem korkmuş hem de şaşırmıştık. Birbirimize ‘ne oldu?’ bakışları atıyorduk. Etrafımıza göz gezdirdik. Etrafta bulunan esnaf kalabalığı bir caddeye doğru ilerliyordu. Bizde koşar adımlarla oraya yöneldik. Birkaç sokak sonra önümüzden bir ambulans bir itfaiye geçti. Hepimiz şaşırmıştık gördüğümüz manzara bizi korkutmuştu eski bir bina kocaman bir toz bulutuyla savaşan itfaiyeciler, telaşla olayı izleyen kalabalık ve ilgimi çeken yangının önünde oturan ellerini kafasının arasına alıp öylece yanan ateşi izleyen adam olmuştu. Yaşlıydı ve emek verdiği yer yanıyordu. Burası bir eskiciydi. Bir anda yanan yerin içine atladı yaşlı adam durdurmaya çalıştılar fakat adam durmadan içeri daldı. O atladığı anda dükkan bir anda patladı…
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Eskici
Teen Fiction...O patlamanın nedeniydi bu eski olan bina , belkide 4. olmuştu neydi de bu insanlara zarar veriliyordu? ben bunu düşünürken Bilge omzuma dokundu ve ¨İşte bir yer daha mahvoldu şimdi ne yapacağız?¨ diye sordu kafamı olumsuzca salladım ve elimdeki o...