20. Bölüm

14.2K 483 82
                                    

Asaf ve Akif koyun koyuna yatarken Asaf eğilip canının boynunu öptü koklayarak.

" İyi misin gözümün nûrû ."

" İyiyim Asaf."

Kocası onu sabaha kadar ciyak ciyak bağırtdığı için sesi iyice kısılmıştı. Bir an önce iyileşmesi için çok iyi bakacaktı yavrusuna.

Eşinin boynuna ufak ufak öpücükler kondurmaya devam ettiğinde Akif iyice mayışmıştı. Tüm vücudu sızım sızım sızlıyordu saatlerce yaptıkları şey yüzünden. Sabit dururken bile deliğine dikenler batıyordu. Ama bu onu çok huzurlu hissettiriyordu.

Sanki kocası hep içindeymiş gibi bir histi bu. Zaten çıkmamıştı da. Bacaklarını Asaf'ın beline sıkıca dolamış kocaoğlanı kılıfında dibine kadar sımsıkı sıkıştırmış şekilde iç içe geçmişlerdi. Bacaklarını sımsıkı sardığı için canını yakmadan içinden çıkması mümkün değildi Asaf'ın. Zaten çıkmaya da niyeti yoktu.

" Asaf'ım seni öyle çok seviyorum ki kalbim aynı deliğimin kasıldığı gibi kasılıyor senin için."

"Nûrdan çocuğum benim. Sevgilim, eşim sen bana geldin bu adamı güzelliğinle kutsadın ya kurban olsun bu Asaf'ın sana."

Akif kafasını iyice kaldırıp kocasının dudaklarına yapıştı. Deliği heyecanla kasılıp gevşerken kocaoğlanı sıkıp gevşetiyordu. Deliği adeta kocaoğlanı sağma mekanizmasına dönmüştü.

Geri çekildiğinde nefes nefese kalmıştılar.

Nasır tutmuş avunu Akif'in yanağına götürüp yüzünü inceledi. Bazen güzelliğinden kalbi duracak gibi oluyordu. Ona güzellik veren uzun kirpikleri, güzel gözleri minicik dudakları, pembe yanakları değildi. Sanki dünyayı Asaf kurtarmış gibi olan bakışlarıydı. Ağır aksak yürüyüşlerine bile aldırmayışlarıydı.

Nasırlı ellerini avuç içlerinden öpüşüydü. Belki dışarıdaki bir yabancının hor görerek bakacağı, görünüşüyle dalga gececeği ve kötü ithamlarda bulunacağı görünüşüne karşı olan o tutkusu, aşkıydı.

Elini yanağında olan Asaf'ın eline koyup kafasını çevirdi Akif. Nasırlı avucunu öperken mutluydu. Sevmek, sevilmek çok güzel bir histi.

"Asaf'ım seninle bir bebeğimiz olsun istiyorum. Her şeyin farkındayım ben. Çocuk olursa evden çıkamam. Kabulüm bu. Çocuk doğunca buradan gideriz, biliyorum zor olacak ama değmez mi?"

Değmez miydi hiç. Bu güzel çocuktan bir bebeği olması fikri bile kalbini göğsünden dışarıya çıkacakmış gibi attırırken gerçek olmasına değmez miydi ki.

Çok çalışacaktı Asaf. Bebekleri olana kadar, onu kucaklarına alana kadar çok çalışıp onları rahat ettireceği yere götürecek olan parayı denkleştirecekti. Üç kişi olmalarının vakti gelmişti belliki. Ona nasıl da yakışırdı bir bebek. Karnına kaydı gözleri.

Bir an içi geçer gibi oldu. Mümkün müydü bu. Bu güzel çocuktan, gül tenli sevdiğinden mis kokulu bir bebeklerinin olması mümkün müydü sahiden.

Bir eli gayri ihtiyari miniğinin miniğine dokundu. Çocuk bu dokunuşla bile hazır ola geçmişti.

" Bana geldiğinde. Adımı o güzel ağzına alıp benim olmak istediğinde bu anı hayal edemezdim. "

Eliyle miniğinin miniğini ufak ufak otuşturmaya başladı. Aklı burda değil gibiydi. Refleks olarak yapıyordu bunu ama bu Akif'in kıpırdanıp kalçasını oynatmasına engel olamadı. Deliği kaskatıydı her hareketinde bıçak saplanırmış gibi oluyordu ama bu zevk almasına engel olmuyordu.

Ansızın _MPREG- Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin