Bölüm: 1

14 2 0
                                    

Burnuna gelen fena kokudan vaziyeti anlayan Duval:

- Ulan dedi, kepaze olduk. Hani ayaklarını yıkayacağına çorap değiştireceğine yemin etmiştin?

- Vallahi değiştirdim be kardeşim! İnanmazsın diye kirli çorapları cebime kormuştum, nah işte.

SON

OCAĞIN BOZULMADI

İki karadenizli hemşehri gurbette konuşuyorlardı. Eskisi yenisine sordu:

- Bizum çilli horozi gördun mu?

- Onu çakal kapmış.

_ Pekey Karabaş neredeymiş?

- Karabaş mı? Eşek bir tekme vurup gebertmiş.

- Eşek değirmende değilmiymuş?

- Babanın cenazesine su getiriymiş.

- Uyy! Eldi mi bubam?

- He ya ananun ölümüne çok yanmış idu. Dayanamadı zavallı.

- Ah anam ah! O da mi gitdu?

- Eviniz yanınca, onun yüreğine indu.

- Desene ocağum sondi, yıkıldi. Uyy ben ne edeceğum?

- Üzelme, evin yandı yikildi amma vallahi ocağın hiç bozulmadi, olduğu gibi duriyi.

SON

KADIYA DÜŞER

İki komşu, birbirine bitişik evlerinin önünde otururlarken, bir köpek gelip iki evin tam ortasına pisler. Bu yüzden komşular arasında:

- Pislik senin eve yakın. Sen kaldıracaksın.

- Hayır sana daha yakın. Senin kaldırman lazım.

diye münakaşa çıkar. Münakaşa gitgide kavga halini alır. Derken, komşular işi azıtıp mahkemelik olurlar. O sırada Nasreddin Hoca da kadının yanında bulunmaktadır. Kadı, bu köpek tersi kavgasının içinden çıkamayacağını  anlayarak, hocaya alaycı bir dille:

- Efendim bu davayı sen üzerine al, der.

Hoca da iki tarafa ayrı ayrı dönerek:

- Sokak herkesin geçtiği bir yerdir. Kimsenin mülkü olamaz. Şu halde, köpek tersi ne sana düşer ne de sana. Onu kaldırmak olsa olsa kadı efendiye düşer, der.

SON

TAZMİNAT

Bir gün Bekri sarhoş bir halde hamamın önünden geçiyordu. O sırada aklına esip hamama girdi. Hamamcı, Bekri'nin iri yarı vücudundan, onu zengin bir adam sanarak hürmetle karşıladı. Bekri gösterilen alakadan memnun, soyunup dökülerek verilen peştemalları kuşandı. Tam hamamın kapısından içeri gireceği sırada dışarıda kalabalık sesler işitti. Hemen dışarı çıktı. Geçenler okul talebeleriydi. Bekri bunların arasına katılıp sarhoşlukla yürümeye başladı. Yolda, kendisine bakıp bakıp gülenleri görünce aklı başına geldi. Tesadüf bu ya, o sırada önünden geçmekte olduğu bir başka hamama girdi. Güzelce yıkandı. İşi bitip de çıkacağı sırada, baktı ki elbiseleri yok. Hemen hamamcıyı çağırarak:

- Ben hamama böyle gelmedim ya. Benim elbiselerim neredeyse bulunuz, dedi. Hamamcı aradı taradı elbiseyi bulamadı. Bütün hamam telaş içindeydi.

Hamamcı:

- Ağam elbiseleri bulamadık, kusura bakma, kayıp olmuş, demek zorunda kaldı. Bekri mazeret dinlemeyerek hamamcıyı sıkıştırdı. Nihayet hamamcı yepyeni bir elbise alarak Bekri'ye tazminat olarak mecburuiyetinde kaldı.

SON

ÇİFTE İLTİFAT

Kadın yeni evlenen bir arkadaşının kocasını tebrik ediyordu:

- Ne mutlu size, böyle bir hanım buldunuz.

- Teşekkür ederim.

- Yalnız bir kadın değil, bir saadettir.

- Mersi.

- Siz evlenmediniz, size piyango çıktı.

- Teşekkürler.

- Kocanız tam anlamıyla büyük bir ikramiyedir.

Sabrı tükenen gelin sordu:

- O büyük bir ikramiye, anladım. Ya ben neyim efendim?

Kadın bir kahkaha savurdu:

- Siz mi? Siz de bir amortisiniz.

SON

SIĞINMAYA KALKARSA

Evliydi. Karısı annesine kaçmıştı. Adam son derece kederliydi. Bir arkadaşı:

- Üzülme, dedi. Kadınlarda adettir, hemen annelerine kaçarlar.

- Ona üzülmüyorum, dedi öteki. Ya annesi de kocasına kızıp kızına sığınmaya kalkarsa?

SON

YENİ DOKTOR

Genç doktor, küçük bir kasabaya yerleşir. Müşteri beklemeye koyulur. Bir gün kapısı çalınır. Doktor:

- Giriniz, der. Fakat o ara hemen telefona sarılır. Giren adama da:

- Bir dakika efendim, der. Hastalarımdan biri aradı. Onunla konuşuyorum. Siz oturun, ayakta durup da rahatsız olmayın.

Sonra da üç beş dakika süren bir konuşma yapar. Telefonda sık sık: " Estağfurullah aman efendim vazifemiz. Verdiğim ilacın sizi bir günde dipdiri edeceğini biliyordum. Bundan böyle bir daha rahatsızlanmayacaksınız." gibi sözler geçer. Nihayet telefonu kapatır. yeni gelene döner:

- Buyrun efendim, şikayetiniz nedir?

Adam şaşkın şaşkın, bir doktora bir de telefona bakar:

- Hayır efendim, ben telefon ustasıyım. Postaneye haber yollamışsınız. Size ait olan telefon, henüz hatta bağlanmamış, onun için yollamışlardı beni.

SON

ve bitti yazmıycam bundan sonra bb

Seçme Çocuk FıkralarıHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin