Bembeyaz çarşafa sıkıca sarılmış koca bedenini saklamaya çalışan adamı gülerek yataktan çıkarmaya çalışıyordu Eunhyuk. Yataktaki esmerse etrafına sarmaladığı beyaz yığına biraz daha karışıp itirazlarını sürdürmeye devam etti.
"Hayır, senden isteğimi yerine getirmedin hala! Yapmadığın sürece yataktan çıkmayacağım işte."
İnatla söylediklerinin yapılmasını bekleyen adamın şirinliğine daha fazla dayanamayan Eunhyuk beyaz çarşafı toparlayarak içindeki adamı kucakladı. "Daha fazla itiraz etmeden bir şeyler yiyeceğiz ve ardından bütün emirlerin yerine getirilecek prensesim. Daha fazla naz yapma da ilaçlarını al bir an önce."
Donghae sonunda güvenli kabuğundan kafasını çıkaran bir kaplumbağa edasıyla çarşafından kurtulduğunda Eunhyuk'un hazırlattığı masaya oturdu. Geniş koltukta bacaklarını kendisine çekip bu defada kollarıyla güzel yüzü önünde bir barikat kurduğunda Eunhyuk çaresizce mızıldandı. "Şimdi ne var? Yüzünü bana göstermeyecek misin artık?"
Hae sakındığı kahverengi gözlerini karşısındaki adama dikip fısıltıya yakın bir sesle, aceleyle cevapladı. "Yemeği yatakta da yiyebilirdik ama sen isteklerimi yapmamak için hep bahane kullanıyorsun!"
Eunhyuk yavaşça yaklaştığı bedeni kollarıyla sarıp boynuna öpücükler kondururken vücut ısılarının birbirleriyle karıştığı bedenin sakinleşmesini umdu. "İstediklerini yerine getireceğim bebeğim, sadece bir an önce ilaçlarını kullanabilmen için yemek yemelisin. Yemeğin biter bitmez arkadaşlarınla görüştüğünden emin olacağım."
Donghae öpücüklerin tesiriyle mi yoksa artık iyice bağlandığı muhteşem tınılı ses sayesinde mi bilmiyordu ama vücudu iyice gevşiyordu. Gözleri yeniden kapanmaya başladığında sırtında dolaşan ellerin aşağıya kaydığını hissedip kıkırdadı. "İlaçları içeceğimden emin misin Hyukie, kendine hâkim olmazsan uzun bir süre daha ilaçları alabileceğimi sanmıyorum."
Hyukjae kulağına çalınan sözlerle sardığı bedenden uzaklaşıp yiyecekleri önüne çekti esmer bedenin. "Benimle oynama Hae, önce yemekleri tüketmelisin ardından ne yapacağımıza birlikte karar veririz bebeğim." Dudakları sıcacık pembelikler üzerinde kısa süre gezinip geri çekildi.
☺☻☺☻☺☻
Kyuhyun karşısında bütün olan biteni şaşkınlıkla izleyen genç adamlara gülümsedi. "Gerçekten sarışınların nasıl insanlar olduğunu bilmeden bunca zaman kendimize işkence etmişiz. Basit bir yapay zekânın verdiği haz, bütün hayatlarına yön verip onları yavaşça her tür bilgiden soyutlarken, farkında olmadan beceriksiz ve düşünemeyen insanlar haline dönüşmelerine neden olmuş."
Ayaklarının yerini değiştirip yeniden rahat bir pozisyonda otururken devam etti. "İki gün... Sadece iki günümüz var, sistemin içine yolladığım özel bir virüs fark edilmeden, bütün Venüs'ü ele geçirecek. Bundan sonra artık cehennemin kapıları sadece sarışınlar için açılacak!"
Kyungsoo ve Jongin birbirine bakıp yutkundu. Buraya geliş amaçları, eski dünya şemsinde sık sık hayalini kurdukları olay nihayet gerçekleşiyordu. Ancak sonra ikisi de bakışlarını kaçırdı. Yapabilecekleri yardımı yapacaklarını söyleyerek Kyuhyun' un yanından ayrıldılar. Luna ikiliye yokluklarında yaptıkları geziye dair bilgiler verip Sehun'a yollamaya devam ettiği fotoğrafları anlattı. Jongin yanındaki Kyungsoo' ya teşekkür etti, direkt Sehun ile kaldığı odaya gitti. Luna'nın kapı önünde çektiği son fotoğrafı da Sehun'a yollamasının ardından odaya girdiler.
Luna, Kyungsoo yanlarından ayrıldıktan sonra, Kyuhyun' un kendisine yüklediği yeni özellikler sayesinde, oluşturulan plan bünyesinde yola çıkan esmerlerden bahsetti. Venüs'ün eksiklik hissiyle yapabileceği müdahaleye karşı kalabalık olmaları gerektiğini anlatırken bir anda sustu. "Efendi Sehun geldi. Lütfen farklı davranma ve ona bir şey hissettirme. Efendi Sehun'a karşı hala sorumluluk duysam da hayatıma değer veren insanlarla birlikte yol alacağım bundan sonra." Jongin başıyla onaylayıp açılan kapıya çevirdi bakışlarını.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Doğmayan Güneş (✓)
FanficFarklı bir dünya... Sarışınların esmerlere hükmettiği... Acımasız oyunların sahnelendiği ve Oyuncakların hep finalde çöpe gittiği... ♠♣ ♠♣ ♠♣ Doğmayan Güneş ♠♣ ♠♣ ♠♣ Ve Bir gün esmerler değişim için ayaklanır... Oysa Aşkta ihanet gibi kaderlerinde...