"Senin midillin var mıydı?" diye sordum çayımdan bir yudum alıp.
"Neden soruyorsun?" diye sordu.
"Çünkü ona çiftliğimde midilli de var dedim." dedim.
"Senin ablası olduğunu bilmeyen küçük erkek kardeşine çiftliğinde midilli mi var dedin?" dedi alaycı bir ses tonuyla.
Karan'ın evinini bahçesindeydik. Kütüphaneden sonra direkt buraya gelip ona olayları anlatmıştım. Çok şaşırmadı. Zaten Karan'ı şaşırtmak çok zordu.
Onunla yani kardeşimle tanışmamı desteklemişti ve doğru bulmuştu. Bu beni daha çok heveslendirmişti.
"Evet." dedim. "Bu arada adı Evren." diye ekledim.
"Senin çiftliğinde yok." dedi.
Evren'e bu teklifi yaparken kendi çiftliğimden değil de Karan'ın çiftliğinden bahsetmiştim. Çünkü Karan'ın da dediği gibi benim ne çiftliğim vardı ne atlarım..
Tamamen Karan'a güvenerek bu yola çıkmıştım.
"Doğru." dedim onu onaylayarak. "Belki bana bir günlüğüne çiftliğini ödünç verirsin." dedim sonra tüm sevimliliğimi kullanarak.
"Haa." dedi. "Şimdi anladım derdini, buraya neden geldiğini.."
"Seni görmek için de geliyorum." dedim hemen.
"Tabi." dedi inanır gibi yaparak. Elinde ki çaydan bir yudum aldı. "Çocuk bu davetine ne dedi?"
"Annesine soracak." dedim.
"Kütüphane de Ecrin diye biriyle tanıştım ve beni at çiftliğine davet etti. Gidebilir miyim anne mi diye soracak?"
Karan'ın realist oluşu beni bazen sinirlendiriyordu.
"Dünya da tek Ecrin ben değilim." dedim.
Karan bu lafıma karşılık gözlerini devirmişti.
"Adımı söylememesini umacağım." dedim çayımı sehpaya bırakıp. "Ve bence annesine söylemeyecek."
"Nasıl yani?"
"Her yerde annesinin adamları var. Çocuğun kısıtlı bir hayatı var yani. Ayrıca arkadaşı filan da çok yokmuş. Özgür değil. Bu da demek oluyor ki çiftliğe gelmesine annesi asla izin vermez."
"Eee?" dedi hiç meraklı olmayan bir ifadeyle.
"O çiftliğe gerçekten gelmek istedi. Gözlerinde gördüm. Annesine sorarsa hayır diyecek. Ee si, annesine sormadan, kaçarak gelecek."
Karan gözlerini yeniden devirdi. "Bu bir kumar."
"Kazanmaya oynadığıma eminim." dedim başım dik bir şekilde.
"Düşünmeden hareket etmişsin." dedi.
"Demin iyi yapmışsın diyordun." dedim bende itiraz ederek.
"Tanışmakla iyi yapmışsın." diye devam etti. "Adını keşke söylemeseydin."
"Beni annesine benzetti." dedim.
"Benim de annem deseydin."
Bu sefer ben gözlerimi devirdim. "Tabi. Onu öldürmek istiyorum da dese miydim?"
Arkama sertçe yaslandım. Yumuşacık koltuk beni iyice mayıştırmıştı. Bugün adam akıllı bir şey yapmamıştım ama yorgun düşmüştüm. Duygusal olarak ağır bir gündü.
"Tamam." dedi sonra benim yüzümün düştüğünü fark edince. "Eğer kabul ederse çiftliğe getir. Ben yarın ayarlarım."
Gülümsedim. "Midillin var mı?" diye sordum tekrar.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BABAMIN EMANETİ
Narrativa generaleSadece soyadınız aynı olan kişilerle aile olabilir miydiniz? Ecrin,kendi hayatını kurmuş,kendi başına yaşayan bir kızdır. Bir gün babasının eski dostu onun yanina gelir ve ona kötü bir haber verir. Bu eski dost bu kötü haberi vermekle kalmaz,aynı...