1

638 39 32
                                    

Merhabalar.. İyi okumalar bol yorumlar. :))

Medyadaki, müziğin plaklı hali...
Lütfen dinlemeden başlamayın.

Yatağımda iki elim kafamın altında gözlerimi dinlendirmek için kapatarak uzanmış odamdaki plak'ın sesini sonuna kadar açmıştım, böyle nostaljik şeylerin hastasıydım. Müziğin sesi sadece bütün odamı değil aynı zamanda ruhumu da dolduruyordu ruhum besleniyordu bu müzikle... komodinin üstünde zırlayan telefonumu umursamadım muhtemelen yine arayan her zamanki gibi, başımı şişirecek olan müzik gurubumuzun gitaristi younghwa idi

"taehyung oğlum" kapıma dayanmış tıklatan babamla gözlerimi açtım "gel baba" tabii müziğin sesinden duymuşsa hiç kalkıp kısasım gelmiyordu. Sesimi duymuş olacak ki kapımı aralayıp odama girdi hemen karşı tarafta antika eşyalarımın arasında duran plak'a doğru giderek sesini kıstı. "oğlum şunun sesini neden bu kadar çok açıyorsun" sorusuyla birlikte omuz silktim hemen yanıma gelip baş ucumda oturdu. "seviyorum baba, biliyorsun ruhumu dinlendiriyor senin de hoşuna gittiğini biliyorum" diyerek göz kırptım ve yanağından bi makas aldım, bu hareketimle elime vurdu, "cıvıtma oğlum, aşağıya gel hadi yemek hazır ayrıca seninle konuşmam gereken bir mevzu var"

"ne mevzusu bu yine canım pederim" sorumla birlikte ayaklandı, "sofraya gel konuşuruz beraber hem yoongi hyungun da duymuş olur hadi ikiletme beni oğlum" başımı tamam dermiş gibi sallayıp odamdan çıkan babamla beraber ayaklandım

Hala çalan şarkıyla beraber üstüme baktım aynadan, dışarıya çıktığım üstlerimi değiştirmeden direkt yatağa atmıştım kendimi yorulduğum için,
üstümdeki krop, bacaklarımı ve kalçamı saran İspanyol paça kotumu çıkarıp yerine pijamalarımı giydim. Ellerime taktığım fazla yüzükleri çıkarıp banyoya doğru ilerledim elimi yüzümü yıkamak için. İşimi halledince biten müzikle beraber aşağıya doğru yol aldım merdivenleri inip masada oturmuş olan babam ve hyungum yoongiye bakarak yerime geçtim

Önümüzdeki yemekleri doyduğumuz kadar yiyince elimdeki çatal ve bıçağı bırakıp ağzımı peçeteyle silerken babama baktım, "evet baba seni dinliyorum neymiş bu mevzu" babam da biten yemeğiyle ağzını silip bakışlarını bana yöneltti, evdeki hizmetliler boşalan tabaklar için harekete geçmişti bile

Yoongi hyungum da merak etmiş gibi bütün ilgisini bize yoğunlaştırılmıştı, "oğlum öncellikle söyleyeceklerimi dinlemeden sakın karşı çıkayım deme" bu sözüyle kaşlarımı çatıp yoongiye baktım noluyor gibisinden o da bilmiyorum der gibi dudaklarını büzdü, "anlat baba" önümdeki tabakları alan hizmetliye kısa bir bakış atıp tekrar babama baktım sabırsızlanırcasına "sana bir koruma tuttum taehyung" bu sözüyle kaşlarımı daha da çatarak tam ağzımı açmıştım ki, "sakın karşı çıkayım deme bunu katiyen kabul etmiyorum geçen seferki olaydan sonra duracağımı düşünmedin herhalde" diyerek ekleme yaptı

"bunu kabul etmeyeceğimi çok iyi biliyorsun baba, ben kendimi koruyabiliyorum aylarca ders aldım bu konularda hâlâ neden inat ediyorsun"  sırf giyinişim ve babamın düşmanları yüzünden aylarca ders almıştım dövüş olsun ani olacak tehlikelere karşı nasıl tutum sergileyeceğim olsun bütün bu konularda gerekli eğitimleri almıştım, lakin babam diretmekte ısrarcıydı

"Taeyhung bunu kabul edip etmemen için söylemedim bu sana sunduğum bir seçenek değildi, bana karşı çıkma aksi halinin iyi olmayacağını biliyorsun"  babamı ikna etmesi için yoongiye baktım, "babam haklı tete, hem deneyip göreceğiz ne gibi zararı olabilir ki sana"  babam da onu onaylarmış gibi anında kafasını sallamıştı bana bakarak,  kötü bakışlarımı yoongiye attıp tekrar babama baktım.

"bunu katiyen kabul etmiyorum baba, peşimde bir tavuğun gezmesini asla istemiyorum"

*********

"Hasretinle yandı gönlüm
Yandı yandı söndü gönlüm
Evvel yükseklerden uçtu
Düze indi şimdi gönlüm"

Eline sazı almış her zaman geldiği mekanda içinde sebepsiz oluşan bir özlemle çalıp söylüyordu jin, kardeşi jungkook ve jungkook'un sevgilisi jimin tam karşısında oturmuş böyle içten söyleyen jine dikkat kesilmiş dinliyorlardı iyi gelmişti onlara da

"Aramızda karlı dağlar
Hasretin bağrımda kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm"

"Gözlerimde kanlı yaşlar
Hasretin bağrımda kışlar
Başa geldi olmaz işler
Yokluğundan öldü gönlüm"

Son sözünü de söyleyerek sazına son kez dokunup bitirmişti şarkıyı jin, bitirdikten sonra mekanda alkış sesleri kopmuştu.

"jin hyung seni bilmesem aşık olduğunu sanacağım o kadar içten söylüyorsun sanki her kelimesini bizzat yaşıyormuşsun gibi"  jin jungkookun dediğiyle elindeki sazı bırakıp güldü. "içimizde var demek ki jungkookaa"  diyerek kardeşine şebeklik yapıp güldürdü

"o değil de jin hyung en son iş falan diyordun noldu ne işi yapacaksın ki" bu soruyla düşünür gibi masada duran viskiye baktı jin daha sonra kendine gelerek yanıtladı jimini  "ben de bilmiyorum jimin bu sefer de bir veledin korumalığını yapacağım herhalde" 

masada duran viskiyi alıp tek seferde boğazına dikti. "nasıl bilmiyorsun, hem ne koruması daha önce hiç öyle bir şey yapmadın ki sen"  merakla cevap bekleyen jimine döndürdü bakışlarını bıkmışçasına. "jimin gerek dövüş olsun gerek dikkat olsun ve gerek zeka olsun bende ne ararsan var biliyorsun değil mi"  başını onaylarcasına salladı jimin, "ama daha önce kimsenin koruması olmadın ki hyung"   jungkook da merakla dinliyordu onları,  hemen yandaki barmene işaret verip bardağını fullemesini istedi jin.
"bu şu ana kadar yaptıklarım arasında en basit ve beni en yormayan şey olacaktır emin olabilirsin"  jin, jiminin daha fazla soru sormaması için odağını etraftaki diğer insanlara vermişti.

************
Babama hiç bir söz geçirememiştim tutmuştu artık bir kere inadı asla sözünden dönmezdi, ben de büyük bir yenilgiyi kabullenerek masadan kalkıp tekrar odama gelmiştim şimdi odamda bulunan koltukta oturmuş mesaj atan younghwa'ya dönüş yapıyordum. Gözlerimden uyku akıyordu telefonu kenara bırakıp yatağıma geçtim uyumak için, istemeye istemeye çünkü yarın bütün gün babamın deyişiyle koruma benim açımdan ise bir tavukla gezecektim

Düşüncelerimle beraber göz devirip kendimi uykunun kollarına bıraktım..... 

İki adam o gün birbirinden habersizdi biri fikrinin ince gülünü dinliyordu biri de sebepsiz bir özlemle 'yandı gönlüm' parçasını çalıp söylüyordu o sırada,

kader bu ikiliyi bir araya getirebilecek miydi?..... Yoksa bu ikili kaderlerine mahkum mu olacaktı..

Belli bir okunmaya ulaşmadan bölüm atmayacağım belki kaldırabilirim de ilgi görmez ise...

Aklımda çok güzel şeyler var bu kurgu için

Protection Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin