Berk aceleyle konuşmaya başladı. "Bora gece Fatih amcayı gördüğünü söyledi komşumuz." "Gece geç saatlerde uyuyamadığı için balkona çıkmış. Biraz oturduktan sonra tam içeri girecekmiş ki Fatih Amcayı görmüş, ona seslenmiş ama sesini duymamış yada duymazlıktan gelmiş.". Bora hiçbir şey anlamamış bir şekilde boraya bakmaya devam ediyordu. En sonunda Bora konuşmaya başladı. "Ya Berk sabah sabah bir git başımdan.". Bu cümle Berk'i gerçekten sinirlendirmişti o da yüzüne kapatılan kapının ardından. Asansöre bindi aşağı indi ve Meriçler'in evine doğru koşmaya başladı. Birkaç dakika içerisinde evin dış kapısının önündeydi fakat bir farklılık vardı. Kapı kapalıydı. Kapıyı itti çekti ama bir türlü açılmadı. Berk o eve girmeye karalıydı. Berk de etrafa bakınmaya başladı. Evin kapısının yanındaki duvar dikkatini çekti fakat çok yüksekti, oraya çıkması neredeyse imkansızdı ama duvarın üzerinde sağlam gözüken ve kalın sarmaşıklar vardı bunlara tutunarak tırmana bilirdi. Dikenliydiler ama başka çaresi yoktu. Berk hemen sarmaşığı kavradı ve eline keskin bir acı saplandı. Aldırmadan zıpladı ve bir az daha yüksekteki başka bir sarmaşığa tutundu, bu sefer eli daha fazla acımaya başladı. Diğer sarmaşığı tutuğu elini bıraktı ve az yukarıdaki taştan çıkıntıya tutundu. Öbür elini bıraktı ve bir sarmaşık gördü bütün dikenleri kırılmıştı sanki daha önce biri ona tutunmuştu ama eli kaymıştı hemen o sarmaşığa tutundu taştaki elini çekmişti fakat iki eli de çok acıyordu üstü başı hep kan içinde kalmıştı canı da çok yanıyordu fakat son hamlesini yaptı ve duvarı en üstüne tutundu iki eliyle kendini çekti fakat kolunda hiç güç kalmamıştı. Eğer boşluğuna gelseydi kendini bırakacaktı ve eğer yere düşerse büyük bir ihtimalle oracıkta bayılacaktı. Bunu biliyordu o yüzden bütün kuvvetini ellerine verdi ve uyuşmuş parmaklarıyla kendini duvara doğru çekti. Şu anda duvarın tepesindeydi fakat yere çok uzaktı oraya nasıl inecekti. Duvarın yakınında bulunan ağacı görmesi çok uzun sürmedi. Çok tehlikeli bir ikilemdeydi o ağaca doğru atlayabilirdi ya da aynı sarmaşıklara tutunarak aşağı inerdi ve eve giremez üstüne üstlük ellerini de boşu boşuna kesmiş olurdu. Bu yüzden kendini gerdi ve ağaca doğru zıpladı. Ağaca ulaşamamıştı aşağı doğru düşüyordu ki ağacın kalın bir dalına tutundu. Kendini yukarı çekerken tutunduğu dalın yanındaki eşek arısı kovanını gördü eğer kendini çekerse de omzu kovana çarpacaktı ve bütün eşek arıları ona saldıracaktı ama beklerse de arılar kovandan çıktıkları zaman Berk'i tehdit olarak görüp saldırabilirlerdi. Hızlı bir karar vermesi lazımdı. "Eğer iki türlü de arıların saldırısına uğrayacaksam en azından amacıma bir adım daha yaklaşayım" diye düşündü. Bütün gücüyle kendini çekti ve hızlı bir şekilde kovana çarptı ama dalın üstüne çıkmaya başarmıştı. Sevinçle kovana baktı. Kovan yere düşmüştü. Berk on saniyelik sevincinin sonuna geldiğini anlamıştı. Yerde parçalanmış duran kovandan çıkan on taneden fazla eşek arısı Berk'e doğru uçmaya başladı. Berk korkmuştu ama ağacın tepesindeydi başka şansı yoktu başını dizlerinin arasına aldı ve elleriyle ensesini kapattı. Arılar Berk'i buldukları her yerinden sokmaya başladı Berk olduğunca bağırmamaya çalışıyordu. Ta ki bir arı dikenlerin açtığı yaradan içeri iğnesini saplayıncaya kadar. Berk tüm gücüyle feryat etmeye başladı. Gözünden birkaç damla yaş geliyordu. O an orada acı içinde bayılacağını ve yere düşüp öleceğini düşündü ve kendini bırakmaya hazırlanıyordu ki başına bir kaç damla su damladı ve birkaç tane daha, yağmur yağıyordu aradan saniyeler geçti ve şırıl şırıl yağmur yağmaya başladı arılar kendilerine kuru bir yer bulmak için Berk'i rahat bıraktılar. Berk ona piyango vurmuşcasına sevindi. Bütün şansını orada kullandığına emindi. Ayağa kalkmak için hamle etti ama başı döndü. Sendeledi, yere düşmemek için ağaca yaslandı. Doğruldu ve etrafına baktı. Pencere. Ağacın az ötesinde. Çok mutluydu. Dalın gidebildiği kadarıyla geri gidecek ve koşarak cama atlayacaktı pervaza basarak ayakta duracaktı kenardaki boruya tutunarak tırmanacaktı ve balkona girecekti. En azından planı buydu. Düşündüğü gibi dalın en ucuna bastı. Koşarak pencereye doğru yakınlaştı. Tam zıplayacaktı ki bastığı dal kırıldı, cama doğru fırladı. Cam açık olduğundan içeri düştü ve kafasını sehpanın sivri kısmına vurdu ve gözü karardı. Elini başına koydu. Eline baktı. Eli kan içindeydi. Başı döndü ve bayıldı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
ESARET
SonstigesYa seninde bildiğin her şey yalan çıksaydı. Sende onun gibi intikam peşinden koşarken delirir miydin ? Yoksa tıpkı bir korkak gibi intihar mı ederdin ? Ne yaparsan yap kendi kaderin ve esaretin altında can vereceksin.