Önceki bölüm
Böylece Fang Jingwei ve Mo Zai'nin ilk geceleri olaysız ve sakin bir şekilde geçip gitti.
.
.
.
.
.
.
Fang Jingwei ve Mo Zai tam bir haftadır yürüyorlardı. Günde üç öğün yemek yiyorlar ve yemekten üç-dört saat sonra da dinlenip sohbet ediyorlardı.Fang Jingwei, hala konuşmuyordu. Enerjisi ile havaya yazıyordu. Bu sayede enerji kullanımı hakkında yeteneğini arttırmıştı. Eskisinden daha rahat kullanabiliyordu.
Mo Zai de bu duruma alışmıştı.
Mo Zai'nin aldığı yiyecekler oldukça azalmıştı. Hepsi bir hafta daha yeterli olurdu. Ondan sonra ellerinde yiyecek kalmayacaktı.
Fang Jingwei, bu konuda Mo Zai'ye kızmak istemiş sonra da vaz geçmişti. Yapacak bir şey yoktu. En yakın kasaba 1 aylık mesafedeydi. Yani daha yolları vardı.
-Xiao Hudie! Bak bir tavşan!
Fang Jingwei, Mo Zai'nin heyecanla gösterdiği yere baktı. Böyle ufak tefek hayvanlarla karşılaşıyorlardı.
Fang Jingwei, tepki vermedi. Fakat Mo Zai, hemen tavşanı yakaladı ve kürkünü sevmeye başladı. Tavşan, Mo Zai'nin elinden kurtulamaya çalıştı fakat beceremeyince de boncuk gibi gözlerini dikti ve baktı.
Tavşanın gözleri mor renkliydi. Nedense Fang Jingwei'ye benziyor gibiydi. O da sessiz sedasız Mo Zai'ye gözlerini dikerdi. Bazen de gözlerini devirirdi.
-Xiao Hudie, bu tavşan sana benziyor! Çok şirin değil mi? Sen de sevecek misin?
Fang Jingwei, tavşan baktı ve tavşan da Fang Jingwei'ye. İki mor göz de birbirlerine odaklanmıştı.
Fang Jingwei, köşede duran torbalara baktı. Sonra tavşana bir kez daha baktı ve gözleri parladı.
Tavşan, yanlış bir şeyin olduğunu hissetmiş gibi tekrar kaçmaya çalıştı. Fakat Mo Zai, her şeyden habersiz daha da sıkı tutu ve sevmeye devam etti.
Fang Jingwei, elini kaldırdı ve bir bıçak gibi doğrulttu. Sonra enerjisini ellerine gönderip bir hamle de tavşanın kafasını duygusuzca kesti.
Tavşanın kafası kesildikten sonra büyük bir hızla kan aktı ve kafa yere düştü.
Mo Zai, panikle elinden bıraktı ve şok olmuş bir şekilde Fang Jingwei'ye baktı.
-Ne yaptın? Neden sevimli tavşanın kafasını kestin?!
Fang Jingwei, duygusuz gibi eliyle yemek torbasını işaret etti.
Mo Zai, derin bir iç çekti ve bağırdı.
-Ai, bu tavşanı yemek mi istiyorsun?! Ne gerek vardı? Bize Biraz daha yeterdi! 3 öğün değil de 2 öğün yersek en az 10 gün dayanırdı.
Fang Jingwei, havaya yazmaya başladı.
-Peki sonra? Sonra ne olacak? Aç mı kalacaksın? En yakın kasaba 1 ay uzaklıkta!
Mo Zai, bir an tereddüt etti sonra keskin bir dille konuştu.
-Çimen yiyebilirdik. Kasabaya kadar dayanabilirdik. İlla öldürmen mi gerekiyordu? Çok acımasızsın!
Fang Jingwei, gülümsedi. Biraz soğuk görünüyordu. Gerçekten de tavşanın gözleri Fang Jingwei'ye benziyordu.
Fang Jingwei, bir gün kendi kafasının da bu tavşan gibi kesileceğini düşündü ve ruh hali bozuldu.
-Et yemek zorundaydık. Sürekli kuru gıdalar tüketmekten midem bulandı.
Mo Zai, yazılanları okuduktan sonra başını eğdi ve homurdandı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Name's BiTcH! [BL] [TAMAMLANDI]
FantastikEğer bir fahişe iseniz, hayattan fazla da bir şey beklemeyin. Çünkü hiçbir şey kazanamazsınız. Tabi akıllı bir fahişe olmadığınız sürece! Bu benim hikayem. Nasıl değersiz birinden, insanların üstüne bastığım ile ilgili. Bu kitap BL'dir. Küfür ve...