4. Bölüm

9K 514 50
                                    

___

Bölüm 4: "Yürek Yangını ve Sır Perdeleri"

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Bölüm 4: "Yürek Yangını ve Sır Perdeleri"

"Geçmiş alacakaranlıktı ve bir daha ele geçirilemezdi; gelecek ise tıkalıydı."

🍁

Ses gitgide yaklaşırken elim ayağıma dolanmış bir şekilde motoru kaptığım gibi ormana daldım. Ağırlık kollarımı fazlasıyla yorsa da birazdan bundan kurtulacaktım zaten. Hızlıca ormanın içine doğru ilerlerken ses çıkarıp çıkarmadığımı umursamadan ilerliyordum. Biraz zaman geçtikten sonra arkama baktığımda yolu göremememle gerçekten ilerlediğimi fark ettim. Beni muhtemelen fark etmemişlerdi. 

Motoru bir ağaca yasladığımda dizimin yarısına kadar gelen otlara tiksinircesine baktım. Burada yılan olabilir miydi? En korktuğum ve iğrendiğim hayvanlardan birisi yılandı, derisini bile görmeye tahammül edemiyordum. Hızlıca çantamı açarak içinden şapkamı ve telefonumu çıkardım. Şapkamı kafama taktığım gibi telefonumu elime aldığımda ekranı açmaya çalıştığım halde açılmayınca kaşlarım çatıldı. 

Sikeyim!

Neden açılmıyordu bu telefon? Ana yoldan araba sesini duyduğumda vakit kaybetmemek için telefonu arka cebime koyup çantayı sırtıma taktım. Nereye gitmem gerektiğini bilmiyordum. Biraz daha ilerlersem koca ormanda kaybolma ihtimalim vardı. Silah seslerinin geldiği yöne doğru gitsem, beni neyin karşılayacağını bilmiyordum. Tersi yöne gitsem oradan varabileceğim bir yer yoktu. Ormandan çıkmam için çok fazla ilerlemem gerekiyordu. Ormanda kaybolmayı seçmek istesem de aç bir hayvanın gazabına uğrayabilirdim. Hava gitgide kararmaya başlarken düşüncelerim arasından bir çıkış yolu bulmaya çalışıyordum. Acaba burada vahşi bir hayvan var mıdır? 

Yılan olmasın da...

Birkaç dakikalık kararsızlığımın ardından ne olacaksa olsun diyerek biraz önce silah seslerinin geldiği yöne doğru ilerledim. Kimseye görünmeden ana yola çıkabilme ihtimalim yüksekti. Hava gitgide kararırken bütün aksiliklerin beni bulduğuna artık kanaat getirmiştim. Bela mıknatısı gibiydim adeta.

Ses çıkarmadan ağaçların yanından geçerek ilerlerken gözüm ha bire yere kayıyordu. Karşıma yılan çıkma ihtimalini tam olarak bilmesem de en çok bu ihtimal korkutuyordu beni. Şurada kim vurduya gitsem nasıl olurdu acaba? 

Muhtemelen amel defterin kapanırdı Eylül. Bende bu şans varken daha çok yaşarım Vera merak etme. 

Birden gülmeye başlayınca kendime şaşırıp kaldım. Kesinlikle deliriyordum. Gülmemi bastırarak yolda ilerlerken konuşma sesleri duymamla olduğum yere çivilendim. Nefesimi bile tutmuşken uzağımdan gelen seslerle yoldan çok da uzaklaşmadığımı fark ettim. Havanın kararmasıyla önümü göremeyecek dereceye gelmiştim artık. Etrafıma bakarken sadece ağaç gövdelerinin koyuluğu çarpıyordu gözüme. Flashı açmak istesem de telefonumun açılmadığı aklıma gelince kendime sövmeye başladım.

Müphem HayatlarHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin