sixteen - Kalbinden Vurdum 💖 - Hırsız Yağmuru 💥

507 29 45
                                    

Ben geldiiimm. Bu aralar üniversite sebebiyle bölümleri çabucak atamıyorum maalesef, üzgünüm. Ama çok uzun bi ara da vermeden attığımı düşünüyorum.

Anlayışla karşılayacağınıza inanıyorum. 🙏🏻

Daha önceki bölümde, birkaç bölüm sonra final yapmayı düşündüğümü söylemiştim. Ama değerli arkadaşlarım yorumlarında devam etmemi istedikleri için devam kararı aldım. Onlara hem yorum yaptıkları için hem de güzel yorumları için çoook teşekkür ederimm. 💕
İlgilenen, okuyan, yorumlayan herkese de öyle. 💕

Uzatmadan sizi yeni bölümle baş başa bırakayım. Lunapark, Poligon ve Hırsız sahnelerimizle eğlenceye devaaamm. 🥳🥳

Perşembenin gelmesini bekleyen iki sabırsız insan en sonunda aldıkları karara göre lunaparkta buluşmuştu ilk önce.
- Neye biniyoruz, diye sordu Aybike.
- Bu da soru mu tatlım? Atlıkarıncaya binip ninni eşliğinde 300 tur dönecek halimiz yok ya. Biraz daha heyecanlı olmalı.
- Çarpışan araba mı o zaman?
- Tatlım vizyonunu geniş tut biraz.
Aybike anlamış olacak ki muzipçe güldü.
- E hadi o zaman.

Aybike koluna yapışmış olan Berk'le, korku tüneline hevesle giren Berk'in aynı Berk olduğundan emin değildi artık.
- Aybik valla bi şey suratıma tükürdü. Yoksa salya mıydı o? Aybik çiğ çiğ yiicek bizi bu hortlak. Allah'ım daha çok gencim, diye bağırıyordu bi yandan da.
Aybike bıkkınlıkla üfledi.
- Sen de amma korkak çıktın Berk yaa.
- Korkmuyorum tatlım. Sadece korkmuş gibi yapıp oyunu kurallarına göre oynuyorum. Yoksa tadı çıkmaz... ay kışt kışt! Az ötede hortla...
- Hııı, belli oluyo. Kolumu koparcan az kaldı.
- Oh be şükür. Beni rahat bırak meymenetsiz canavar.
- Kolumu kopartçaan için şükür mü ediyosun Berk, diye şaşkınlıkla sordu Aybike.
- Ne kolu Aybik? Çıkcaz az kaldı demedin mi?
- Hayır.
- Hayalet misin nesin, bağırma kulağımın dibinde.
- Asıl sen bağırma Berk, Allah Allaaahh! Madem korkuyon niye soktun bizi buraya gerizekalı mısın?
- Korkmuyorum dedim ya Aybik. Eğlence katsayısını artırıyorum.
- Ciyak ciyak bağırıp durarak mı? Çok iyi fikirmiş bak bu, tuttum bunu.
- Aybik şimdi daha önemli işlerim var. Oyalama beni. Şu neyse onu pataklıcam. Valla üstüme geliyor Aybik. Hoşt yaaa.

Berk başını ani bir hareketle kaçırıp gözlerini sıkıca kapatmıştı.
- İniyoruz Berk.
- Ne?
- Kolum kangren olcak senin yüzünden bırak artık gerizekalı.
- Ha onu mu diyorsun? Tabi bebeğim. Bıraktım, diye sırıttı Berk yapıştığı kolu bırakarak.
- Sağ ol, kolumu hissetmiyorum, dedi Aybike düz bir ses ve surat ifadesiyle.

Aşağı indiler. Aybike Berk'e bakınca gördüğü şey karşısında şaşkınlığa uğradı.
- Valla daha fazla beyazlayabileceğine hiç ihtimal vermezdim ama beyazlamışsın.
- Yok tatlım her zamanki halim. Güneş vurunca parlak cildim gözlerini kamaştırmıştır.
- Megolaman yaaa. Yürü yürü. Eve gidelim. Senin minnoş bünyen daha fazla korkuyu kaldıramaz gibi görünüyor. Hatta sana bu korku ömür boyu yeter, diye güldü Aybike.
- Öyle mi Aybike Hanım? Yürü hız trenine gidiyoruz.
- Niye? Üzerime kus diye mi?
- İğrençleşme tatlım, hassas midem bunu kaldıramayabilir.
- Yalnız, midesi hassas olanlar binmesin yazmışlar girişe.
- Komik değildi Aybik yürü gidiyoruz tatlım.

Hız trenine binip indikten sonra Aybike halinden oldukça mutluydu ama Berk için aynı şeyi söylemek çok zordu. Beti benzi atmıştı.
- Aybik?
- Efendim.
- Benim başım dönüyor galiba.
- Başın mı dönüyor? Ciddi misin?
- Şaka yapar gibi bi halim mi var tatlım?
- Yok. Koluna giriyim de şuraya oturalım kimse kapmadan, diye boş yeri işaret etti Aybike ve Berk'in koluna girdi.
- Sen daha önce bunlara bindiğinden emin misin Berk?
- Daha önce bunla ilgili bi şey söylememiştim Aybik ama evet, tabii, tabii ki bindim. Ben Berk Özkaya'yım tatlım. Binmemiş olma gibi bi ihtimalim mi var? Hıh, yok artık.
- Pek inandırıcı gelmedi bana ama neyse.

AienkienHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin