Seni son kez uyarıyorum. Bir daha uyarmam." Abimin dediği şeye silik bir gülümsemeyle karşılık verdim. Sinirimi bozan bir olaya sahte bir gülüş ! Her zaman aynı şey olmasına rağmen , alışamıyordum. Ya da alışmak bana zor geliyordu. İstemiyordum alışmayı. Onların iyi yönleri de vardı , kötü yönleri de. Bazen iyi anlaşabiliyor , bazense onlardan kaçmak istiyordum. Ama şöyle bir gerçek var ki , ailem benim için her şeyden önce gelirdi. Onlara değer veriyordum , onları elbette seviyordum. Ne kadar tartışsak , ne kadar kızsam da onları her zaman anlamaya çalıştım. Belki bildikleri var , iyiliğimi istedikleri için böyle yapıyorlardır. Ama bir yanımsa yanıldığımı söylüyordu sürekli.
Onların yanından ayrılmış , odama gelmiştim. Bıkkın bir yüz ifadesiyle ve iç çekişimle deri ceketimi yatağın üstüne attım. Kütüphaneden aldığım kitabı açıp , merakla okumaya başladım. Kitabın "Yara" olan adı dikkatimi oldukça çelmişti. İsminden anlaşılıyor ki , dram içeren bir kitaptı. Daha önce söylemişmiydim ? Dram gibi ve mutlu son olmayan konulu kitapları çok severdim kendime resmen acı çektirirdim. Tabii kitabın sonunu bilmiyor ve merak ediyordum. Okumaya devam ettiğimde telefona gelen bildirimi duymazdan geldim. Bir kaç dakika sonra peş peşe üç bildirim daha geldiğinden alıp ekrana baktım.
05** 37* *0
: selam Melis.
: Baksana.
: Ben yağız ;)Telefonu tekrar yatağın üzerine bıraktığımda, kitaba odaklandım. Karan neden o yaprağı kopartmış ve yakmıştı anlam veremiyordum. Aslında bu daha da meraklanmama neden olmuştu.
Biraz daha sayfalarda ilerledikten sonra , gözlerim ağrımaya başlamıştı. Son bir yaprak diyerek kendimi zorladım. "Bu hastalık beni, ya Böyle ruhsuz yaşatacaktı , ya da öldürecek." Bu kelimeyi okuduğumda , kendimi kelimenin içinde görmüştüm. Kızın doğuştan kalp yetmezliği vardı ve her seferinde hastanelere düşüyordu. Ne kadar kötü olduğunu , kimse yaşayamadan anlayamazdı ve biz bu yüzden yalnızdık. Gözlerim daha fazla dayanamamış olduğu için kitabı kapattım. Işığı söndürüp yatağa uzandım ve gözlerimi tavana dikip öylece kaldım. "Ruhum neden böyle daralıyor. Neden her şey üzerime geliyor ? Sürekli böyle hissediyorum. Kötü hissediyorum." Göz kapaklarım istemsizce kapanınca , titreyen telefonla irkildim. Israrla çalan telefonu açtım."Alo."
"Mesajlarıma neden cevap vermedin. Y- yani şey merak ettim seni."
"İyiyim. Kitap okuyordum."
"Anladım. Yarın gelecek misin ? "
"Dansa mı ?, hımm. Ruh halime bağlı."
"Sen bilirsin. İyi geceler."
"Sana da."
Telefonu kapatıp , derin bir nefes alıp verdim. Ardından telefona gelen bir bildirimin , Alinadan olduğunu gördüm ama uyku bastırdığı için cevap vermemeyi düşündüm. Telefonu masanın üzerine bırakıp , Gözlerimi zifiri karanlığa hapsettim.
"Buraya gel.!"
Duyduğum korkutucu ve tehditkâr sesin ardından , nefes nefese kalmış bir şekilde koşmaya devam ediyordum. Kim olduklarını bilmiyordum , neden peşimdelerdi hiç bir fikrim yoktu ama yakalarlarsa beni öldüreceklerinden adım gibi emindim. Ayaklarıma bütün kuvvetimi verdiğimde, daha da hızlı koşmaya başladım. Nabzımın atışlarını neredeyse beynimde hissediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
YALNIZLIĞIMIN İLACI
Fiksi UmumYalnızlık denilen şey nasıldı ? Herkesin varken , kimsesiz gibi hissetmek yalnızlığa dahil miydi. Ailen varken , yokmuş gibi hissetmek de yalnızlık mıydı ? Derin düşüncelerden ayrılıp gözlerimi karan'a odakladım. Onun o donuk bakışlarıyla karşılaşı...