Karanlık yolda kendime lanetler ederken bir taraftan da Maya ile geldiğimiz bu yolu hatırlamaya gayret gösterdim.Beynim acele etmem için bacak kaslarımı çalıştırırken iki adım dan sonra tekrar duraksadım.Ah hadi ama bu kadar şanssız bir kız olmamalıydım!
"Alo Maya?"
"Efendim Kum Kum"
"Sanırım dönüş yolunu bulamıyorum."
Sanırım mı? Bildiğin kaybolmuştum ve sanırım mı diyordum.
"Yani sanırım dan ziyade bildiğin dönüş yolunu bulamıyorum.Kıymetlini kaldır da beni bul bir zahmet."
Birkaç mırıltı sesi duyunca Maya'nın ben çıktıktan sonra hemen uyumaya başladığını anladım.Gerçekten mi? En yakın arkadaşın gece'nin bu saatinde evine gitmek için can çekişirken o uyuyor muydu?
"Maya cevap vericek misin artık.Saat kaç oldu Allah aşkına eve gitmem gerek."
Ve tekrar mırıltı sesleri duyunca Maya'dan hayır gelmeyeceğini anladım ve telefonu hiç çekinmeden yüzüne kapattım.Maya'nın uykusu okadar ağırdı ki Yüzüne kapattığımı anlayacağını da düşünmüyorum ama herneyse.Kolumda ki saatin 02:15 in üzerin de durduğunu görünce ağzımdan bir inilti kaçtı.
"Ooo bakın burda mükemmel bacakları olan bir piliç varmış."
Yayvan gülüşleri ve sesleri duyduğum da içimden "gerçekten mi"diye geçirmedim değil.Gerçekten bunun şuan olması mı gerekiyordu yani.Liseli genç kızın hazin sonu.Aman ne güzel.
"Gül cemalini bize dön de görelim güzelim."
İkinci gülüşmeyle beraber bedenim istemsiz ve korkakça titredi.Sesler daha da yakınım dan gelirken kaçmak için göz ucuyla sağı solu kontrol ettim.Ah Maya! Buraya neden taşınırsınız,yani neden burası.Neden bu yollar dan geçmeden sizin eve ulaşamıyoruz.Allahın cezası taksi bile bu sokaklara girmezken siz neden burayı bulursunuz! Nerede bu belediye?
"Aaa ayıp ediyosun ama hiç insanın yüzüne bakılmaz mı? Hele sana böyle iltifat edenlerin yüzüne."
Islık sesleri ve iğrenç gülüşmeleri arasın da kaç kişi olduklarını hesaplamaya çalıştım.Sanki hesaplayınca ne olacaksa.Titrek bacaklarıma durmaları için göz ucuyla bakarken,sesimin de konuşurken titreyip bu pisliklere beni küçük düşürmesinden endişe ederek Derin bir nefes aldım ve yüzümü onlara döndüm.Tam 4 kişilerdi.Koca bir siktir..
"Babam biraz dan burada olur defolun."
Kekele kekele az daha kekele de iyice üzerine atlasınlar.Neden beynime verdiğim ses komutası yerine ulaşmaz ki.
"Bir sorun mu var eşkiya gibi dikilmişsiniz karşıma."
"Bak sen.."
Aferin kızım.Şimdi oldu.
"Tanışalım istedik fena mı ettik güzelim."
Ortada ki Kırmızı tişörtlü diğerlerine göre biraz daha yapılı duran yanında ki beyaz tişörtlü çocuğu dirseğiyle dürtükleyince araların da anlam veremediğim bir bakışma oldu.Ve beni tetikleyen son nokta buydu.Derin bir nefes alıp sağımda ki sokağa doğru koşarken test kitaplarını yanıma aldığım için bir küfür savurdum.Çanta mı bir kenarı atabilirdim ama yapmadım.Çünkü test kitaplarım canım'dan kıymetliydi.Ne hoş bir düşünce.
"Vay kaltak vay.."
diyen it sürüsüne kafamı çevirip bakmaya vaktim yoktu.Anandı kaltak.