Arkadaşlar bu benim ilk kitabım o yüzden yanlışlarım olursa söyleyebilirsiniz. Şimdiden teşekkürler. :))
Bu gece yine uyukumdan herzaman olduğu gibi çığlıklarla uyandım. Her zaman ki gibi annem ve babam yanıma kofşarak geldiler ama bu ne benim korkularımın geçmesine ya da ağlamamın geçmesine yardımcı oluyordu. Bir tür sinir krizi geçiriyordum ve sabaha kadar hep aynı rüyayı farkli şekilde görüyordum o günden sonra.. O gün benim umursamazlığımın sonuçlarını en ağır şekilde ödediğim gün. O gün kardeşimin öldüğü gün. O gün benim bittiğim gün. O güne kadar hep umursamazdım dünyanin sadece benim etrafimda döndüğünü sanardım kimse beni üzemez canımı acitamaz sanirdim. Okulumda ve çevremde arkadaşım ve arkadaşım olmak isteyen insanlar o kadar çoktu ki benim kendimi hep üstün görmeme neden olurlardı. Taa ki kardeşimin benim umursamazlığım yüzünden öldüğü güne kadar. Annem benim her zaman arkadaş ortamında olup onunla ilgilenmediğimden normal anne kızlar gibi olamadığımızdan şikayet edip beni zorla alışverişe çıkardı. Ben annem ve 7 yaşındaki kardeşim Can'la birlikte caddedeki mağzaları dolaşmaya başladık ben bikaç şort ve ayakkabı aldıktan sonra alış verişimi tamamladım ama annem tabi ki de kendisi için beni arkasından sürükledi ama benim artık dayanıcak halim kalmamıştı ayrıca çok sıkıldığım için caddedeki banklardan birine oturdum kulaklığımı taktım o arada annemin sesi geldi "Su Can'a sahip çık ben orda bi ayakkabı gördüm onu alıp geleceğim." Anneme cevap verme gereği duymadan Can'ı yanıma oturtup kalkmamasını tembihledim ve telefonumla ilgilenmeye başladım. Ne olduysa o anda oldu. Benim ilgisizliğim ve annemin saçma alış veriş sevdası yüzünden karşı caddede gördüğü pamuk şekerciye koşarken araba çarpmıştı. Kafamı kaldırdığımda gördüğüm şeyle adeta kanım dondu Can yerde yatıyordu ve kafası kanıyordu. Etrafinda kalabalık toplanırken koşup hemen kafasını dizlerime koydum. Az önceki şokumu biraz olsun atlatmıştım şimdi hıçkıra hıçkıra ağlıyordum etraftaki kalabalık daha da artarken kulaklarımın uğuldadığını hissediyordum. Kulaklarım duyma yetisini kaybetmişti sanki. Ben yaşadığım şoku atlatamamışken annem koşarak yanımıza geliyordu ve gördüğü şeyle elindeki paketler yere düştü. O arada bacağımdaki ağırlık yok oldu. Kardeşimi kucağımdan alıyorlardı sedyeye yatırdıklarında duyduğum tek şey ise 'nabzı atmıyor'du ne yani kardeşim benim umusamazlığım yüzünden mi ölmüştü ? Artık ben bu vicdan azabıyla nasıl yaşayacaktım ? Annemin çığlıklarıyla o günden geri döndüm. İşte kardeşimin ölümünden sonra hiçbir şey eskisi gibi olmayacaktı benim için hiçbir şey.