Okurken ekteki müziği dinleyin, o müzik hikayeyi yazarken bana ilham olmuştur, hem melodiler hem klibi ile...
Koyu renkli ve çürümüş tahta zemin her adımımda gıcırdıyordu. Kırık olan zemine ilerleyip elimde ki resimi o boşluğa koydum ve üzerine toprağı sürükledim. Geri dönüp piyanoya doğru adımlarımı attım, tozlu koltuğu elimle silkeleyip piyano başına oturdum. Kırık zemine baktığımda artık kırık değildi. Piyano üzerinde ki kadehe kısaca göz attım. Ellerim tuşlara değdiği an herşeyi unuttum ve ruhumu piyanoma teslim ettim. Bir bütün içinde ahenkle parmaklarım tuşlar üzerinde dans ediyordu. Melodiler arttıkça kadeh erimeye başladı, büzüştü büzüştü ve yok oldu. Aynı zamanda köşede ki çalışmayan plak ve mumlar son derece hızlı bir şekilde eriyordu. Yavaş ve tatlı bir şekilde alevler artıyordu ama ben kendimi tamamen müziğe vermiştim. Etrafımda büyüyen bu büyü ve mistik güçleri daha çok hissetmeye başladım. Birden bir su damlası yüzüme düştü ve gözyaşı gibi gözlerimden yanaklarıma doğru aktı. Sarsıntılı melodiler herşeyi kavuruyor ve hislerimle daha da güçlü oluyordu ama burada ki kilit nokta melodiler ile ruhumun mistik gücünün birleşmesiydi. Onun için yeterince iyi miydim?
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Sarsıntılı Melodiler
FantasySarsıntılı melodiler arasında mistik güçlerimi keşfettiğim o an benim için herşey değişmişti...