"Seninle evlenmemin tek sebebi baban bunu aklına sok"
Bunu biliyordum kalbimi daha çok acıtıyordu.Benimle birlikteydi ama benim değildi. Oysa kalbim sadece benim olması dileyerek atıyordu.
Selam millet bu gün yepyeni kurgu ile karşınızdayım birden geldi aklıma. Yazmak istedim. Bütün bölümleri yazıp ondan sonra yayınlayacağım. çünkü her bölümü tek tek yazmaya çalışırken çok zorlanıyorum ve kafamda ki kurguyu unutuyorum. Tabi siz bu yazdıklarımı simdi görmeyeceksiniz ama bilmenizi istedim.
.
iyi okumalar diliyorum.
.
M.S
Bu gün güzel bir gündü. Yine görmüştüm onu . Arkadaşlarıyla futbol oynuyordu. Siyah, dağınık saçları hafif çekik gözleri ile büyülüyordu beni. Her zaman ki gibi çok havalı gözüküyordu. Onu görünce elim ayağım birbirine karışıyordu resmen. Terlemesine rağmen nasıl bu kadar yakışıklı gözükebiliyordu ki. ben herhalde bu kadar terlesem sümüklü böcek gibi gibi gözükürüm düşüncesi bile tiksinç.
Ben ona öyle hayran hayran bakarken onun benden haberi bile yoktu. Oturmuş bir ağacın altına kitap okuyormuş gibi yapıp gizlice onu izliyordum yani umarım gizlicedir. Topu istediği yere atamayınca nasılda sinirleniyordu hemen. Her kafası benim olduğum tarafa dönüyormuş gibi olsa sanki beni köpek kovalarcasına atıyor kalbim. Deli gibi yerinden çıkacak.
İlk karşılaşmamız internet kafede olmuştu. 4 yıl önceydi. Ben oyun oynamasını yada Kore dizisi izlemesine bayılıyorum. Annem bilgisayar ile vakit geçirmeme karşı olduğu için okulda yemem için verdiği öğle arası yemek parasını internette oyun oynamak için harcıyordum.
Yine bir gün internet kafedeyken şans eseri yan yana oturmuştuk tabi önce fark etmedim. her zaman yanınıza birileri oturur sonuçta. Ben oyunumu oynamış saate baktığımda okula geç kalmak üzere olduğumu fark etmiştim. Aceleyle toplanmaya başladım. öğleden sonra Müzik dersimiz vardı. dışarı çıktığımda arkamdan onun seslenmesiyle durdum.
"Pardon bakar mısın ? "dedi o güzel sesiyle. önce üstüme alınmadım etrafıma bakındığımda benden başka kimse yoktu. elimle kendimi ben mi dercesine gösterdim salak gibi.
O güzel gülümsemesini bana sundu ve elinde ki mavi flütü bana uzattı. " evet sen" dedi. önce elinde ki flüte baktım sonra ona . oldukça güzel bir burnu vardı. inci gibi dişler bembeyaz bir ten burnunun üzerinde ki hele o tatlı ben. Arkasından ışık süzmelerinin çıktığına yemin edebilirdim. Kalbim o an benden bağımsız göğsüme küçük tepikler attı. o zaman anlamıştım benim ilk heyecanım olduğunu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
