Peşinden koştum ve omzuna dokunup durdurdum.
" Ozan... neyin var ? Anlatabilirsin bana" dedim.
Bunu sorarken bile acaba sormasam mı diye kırk kere düşündüm ama içimdeki merak duygusu da bir türlü gitmiyor. Öğrenirsem ve yardım edemeyeceğim bir şey olursa kendimi çok suçlu hissederim. Anlatması için zorluyorum ama umarım iyice keyfini kaçırmam.Omuz silkti. " Babam... bizi terkedip gitti. Nerede, ne yapıyor bilmiyoruz. Belki başka bir ailesi vardır. O yüzden gelemiyordur, kim bilir..." dedi.
Ne diyeceğimi şaşırdım. Böyle durumda ki bir insana ne denirdi ? Ne söylenirdi ? Bilmiyordum. Yaşımız her ne kadar küçük olsa da bu yaşta nelerle başa çıkıyoruz. Oturup ders çalışmak, ödev yapmak, boş vakitlerimizde parka gidip oyunlar oynamak varken şu yaşımızda nelere göğüs geriyoruz...
" Üzüldüm. Yardım edebilmeyi çok isterdim. Ama yine de ben her zaman yanında olucam Ozan. Tamam mı ? Tek değilsin. Üzülmek yok" dedim kendini yalnız hissetmemesi için.
" Daha yeni tanıştığın birine karşı ne kadar yakın ve samimisin Esra. Teşekkür ederim düşündüğün için"dedi.
Mutsuzluğunu düzeltebilmek için onu gizli yerime götürmek istedim . Belki keyfi yerine gelir. Orası bana iyi geliyorsa belki ona da iyi gelir. Belki sonrasında daha yakın arkadaş bile oluruz...
" Hadi kalk Ozan. Seni bir yere götürücem"
" Nereye ?"
" Soru sormak yok. Gel hadi! " diyip elinden tuttum.Esra hızlı adımlarla onu bozulmuş, kırık dökük kayıkların olduğu bir deniz kıyısına götürür ve kendisi için hazırladığı kayığa binip otururlar.
" Burası benim gizli yerim. Her mutsuz olduğumda, keyfim olmadığında buraya gelirim. Denizin sesi bana hep huzur verir"
" Benimle gizli yerini mi paylaşıyorsun ?"
" Evet... artık burası ikimizin gizli yeri"
" Teşekkür ederim Esra... eminim bana da iyi gelecektir burası. İyi ki varsın"Gülümsedim. Onu biraz olsun mutlu ettiğim için, değerli hissettirdiğim için ben ondan daha mutluydum. Bana iyi gelen bir yer başkasına da iyi gelebilir. İyi ki getirmişim...
" Sende, iyi ki..." diyip gülümsedim.
" Peki sen ?"
" Ne ben ?"
" Sen neden buraya geliyorsun, neden böyle bir yer hazırladın kendine ?"Ozan çok iyi biri, güvenilir birisine de benziyor ama kendi hayatımdan bir şeyler anlatmak için şu an erken sanırım. Ya da ben çekiniyorum... kararsız kaldığım için sorusunu geçiştirsem iyi olacak.
"Bilmem, öylesine hazırladım. Oyun falan oynamak için, denizin sesini de çok seviyorum. Ona daha yakın olabilmek için... o yüzden yani" dedim. İnanmadığı yüzünden o kadar belliydi ki ama anlatmam için birbirimizi daha iyi tanımamız lazım. Çünkü ben en yakın arkadaşım Zeynoya bile derdimi anlatırken çekiniyordum. Ozan'a şu an hiç anlatamazdım. Şimdilik böylesi daha iyi...
Esrayla Ozan biraz daha vakit geçirdikten sonra evlerine giderler.
" Esram, hoşgeldin annem"
" Hoşbuldum anne..."
" Hadi üstünü değiştir gel bak sofra hazır annem"
" Tamam değiştirip geliyorum"Esra üstünü değiştirir o sırada annesi kapıyı çalar
" Anne ? Sen misin gel"
" Esram..."
" Efendim annem"
" Annem okulun kötü mü geçti, arkadaşlarınla mı anlaşamadın ?"
" Hayır. Gayet güzeldi okulum. Arkadaşlarımlada anlaşıyorum. Neden sordun ?"
" Biraz yüzün asık gibi geldinde ben bir şey oldu sandım..."
" Yok annem yok, gerçekten iyiyim" diyip öptüm yanağından. Sanırım Ozan'ın sorusuna kafam takıldı bu da yüzüme yansıyor. E haliyle annem işte, anlamış hemen. Annem benim ya..." E hadi yemeğe geçelim bak değiştin üstünü"
" Tamam hadi gidelim" diyip yemeğe geçtik.Esra ailesiyle birlikte güzel bir akşam yemeği yer. Onlarla vakit geçirir. Okul hakkında sohbet ederler. Daha sonra ödevlerini yapar ve uyumak için odasına gider.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
KOKUNUN İZİ
RomanceHerkese selam. Wattpad de Aşk Mantık İntikam dizisi için kurgulayacağımız bir hikaye yazıyoruz. Umarım beğenirsiniz. KEYİFLİ OKUMALAR 🌸