Magnus ile odaya girdiğim anda onu yatağa sürüklemiştim.
"Alec! Rahat dur biraz. Bu acelenin nedeni ne?"
"Ne zamandır sabrediyorum, bir fıkrin var mı senin?"
Magnus yatağa uzandığında hızlıca onun üstüne çıktım ve üstümde duran tişörtü çıkarıp yana attım.
"Hala kendine tam gelemedin, ağırdan alalım biraz."
"Pekala, ağırdan alalım." Diyerek kendimi yana atmıştım. "O zaman sen yönet bu sefer."
"Anlamadım?"
Bana anlamaz gözlerle baktığında onu kucağıma çekmiştim.
"Beni kendin nasıl istersen öyle al içine, yavaş ya da hızlı fark etmez. Bana fazla iş bırakma diyorum."
Ben sözümü tamamladığım anda Magnus kıpkırmızı kesilmişti.
"Şey... Ben yapamam bunu."
"Neden yapamazsın?" Deyip ellerimi onun kalçalarına koymuştum. "Sadece böyle hareket edeceksin." Onu hareket ettirdiğimde istemsizce inlemişti. Yüzü öncekinden daha kırmızıydı şimdi.
"Şey... denerim."
"Önce üstünü çıkarsan iyi olur."
Magnus başını olumlu anlamda sallayıp üstünde duran tişörtü çıkardı. Sonra biraz yana kayıp altındaki şeyi de çıkarmıştı.
"Beni de soymalısın."
"O kadar cahil değilim Alec."
"Bilemedim onu, umarım değilsindir."
Bana küçük ve sinirli bir bakış atıp pantolonumu aşağıya doğru çekti. İç çamaşırımı çıkaracağı sırada onu tutup kucağıma çekmiştim.
"Önce beni biraz havaya şok bakalım, nasıl yapacaksın göreyim."
Sesli bir şekilde yutkunup tepeden bana bir bakış attı. Tek kaşımı havaya kaldırıp onu süzdüğümde hiçbir şey yapmadan bana bakmaya devam etmişti.
Dayanamayıp kalçasına vurduğumda adeta tıslamıştı.
"Hareket ettir şu güzelliği."
"Şu an eski Alec'i özledim, biliyor musun? O böyle arsız değildi en azından."
"Kalbimi kırıyorsun şu an." Deyip ona kendimi sürttüm. "Sabaha kadar seni bekleyemem Magnus."
Bıkmış bir ifade ile bana bakıp kalçasını hareket ettirmeye başladı. Gerçekten amatör olması beni sebepsiz mutlu ediyordu.
Bir süre kendisini rastgele bir halde bana sürtüşünü izledim. Sonrasında yerimde doğruldum ve oturur pozisyona geçtim.
İki parmağımı yavaşça dudakları arasına götürdüğümde bana anlamaz bir bakış atmıştı.
"Dudaklarını arala."
Dediğimi dinleyip dudaklarını araladığında parmaklarımı dudakları arasına gönderdim. Bir süre parmaklarımı emip ıslatmıştı.
Parmaklarımı geriye çektim ve kollarımı onun beline sardım.
"Uzun süredir yapmadık, bu yüzden seni hazırlamam gerekiyor."
Parmaklarımı yavaşça onun kalçalarına hareket ettirdiğimde bir an ürpermişti.
"Buna gerek yok, ben büyücüyüm."
"Ama ben yapmak istiyorum."
Parmaklarım yavaşça içine hareket ettiğinde bana sıkıca sarılmıştı. Vücudu az da olsa titriyordu.
"Gerçekten.... Beni delirtiyorsun." Deyip onun boynuna birkaç öpücük bıraktım.
"Hani tüm kontrol bende olacaktı?"
"Kendini hazırlamak istiyorsan yapabilirsin, izlemek hoşuma giderdi."
"Hayır tamam, sen yap." Demişti kızgın bir sesle. Kıkırdayıp parmaklarımı biraz daha hareket ettirmiştim.
Geçen kısa bir an sonra Magnus yeterli olacağını söylemişti. Onu dinleyip tekrar yatağa uzandım ve onu izleme işime geri döndüm.
Onu izlememden rahatsız olduğuna emindim ama bu bana müthiş bir zevk veriyordu.
Altımda duran iç çamaşırını çekip aldı. Çoktan sertleşmiştim bu yüzden Magnus derin bir nefes almıştı.
"Ne kadar büyük olduğunu unutmuş gibisin." Dediğimde başını olumlu anlamda sallamıştı. Sonrasında bacağını üstümden geçirdi ve kucağıma yerleşmek için kendini üstümde konumlandırdı.
"Biraz yardımcı olur musun?"
"O zaman zevki kalmaz." Dediğimde yüzünü astı. Eliyle kendini konumlandırip yavaşça kendini aşağıya itmişti. Bunu yaparken yüzü her zamankinden daha kırmızıydı.
"Bu hızla sabaha boşalırız diye düşünüyorum."
"Sen buna dua et bence." Demişti sinirle. Dizlerini biraz daha kırdı, içinde biraz daha ilerlememi sağladı.
Sonrasında derin bir nefes almıştı.
"Sen izlerken çok utanıyorum Alec." Deyip eliyle yüzünü kapatmıştı. "Baya utanıyorum."
Böyle yapması benim için son raddeydi. Hızlıca oturur pozisyona geçtim ve beline kolumu sardım.
Kalçasını tam anlamıyla kucağıma çektiğimde inleyip omzuma tutunmuştu.
"Sen böyle yaparken sabırlı olmak kolay değilmiş." Deyip elini yüzünden çektim ve dudaklarına dudaklarımı bastırdım. Birkaç küçük öpücüğün ardından Magnus benden uzaklaşıp boynuma sarılmıştı.
"Birazcık hareket etmelisin Magnus."
"Yapamıyorum... fazla derin... çok fazla hissediyorum."
Zevkten sesi kaymıştı resmen ve bu çok hoşuma gitmişti.
"Sanırım bir şeyleri elime alma vaktim gelmiş." Deyip onun belini sıkıca tuttum. Sonrasında onu kaldırıp yatağa uzanmasını sağladım. Hemen ardından da bacakları arasına yerleşip kendimi içine itmiştim.
İnleyip tekrar bana sıkıca sarıldı. Belimi yavaş yavaş hareket ettirip onun daha iyi hissetmesini sağlamak adına ona öpücükler veriyordum.
Bu belki de onunla yaşadığımız en duygulu sevişme olabilirdi.
"Alec..."
Magnus ara sıra adımla inleyip bana sıkıca sarılmaya devam ediyordu. Ben de kendimi her seferinde daha derinlere itiyordum.
Bu hissin verdiği tatmin duygusunu ilk kez bu kadar net hissediyordum. Önceleri seks benim için herhangi bir anlam ifade etmiyordu. Magnus ile tanıştıktan sonra bu şeyden zevk almaya başlamıştım. Ama şimdi... şimdi gerçekten her şeyi hissediyordum.
Magnus benim için yeni bir kapı açmıştı. Duygusuz geçen onlarca yılın ardından duygu seli arasında sıkışıp kalmıştım. Duygular tarafından boğuluyordum ama bu, nefes alamamanın en güzel haliydi. Eğer böyle boğulacaksam sonsuza dek nefesimi tutabilirdim.
"Alec... iyi hissediyorum. Sen de öyle hissediyor musun?"
Magnus bunu dolu gözlerle sormuştu. Acı çektiği için değil bundan çok fazla zevk aldığı için gözlerinin dolduğunun farkında olduğum için gülümsedim ve onun alnına bir öpücük bıraktım.
"İyi hissediyorum Magnus. Sen kollarımdaysan iyi hissetmemek mümkün değil."
....
Diğer bölüm Final olacak arkadaşlar, buraya kadar okuyan herkese teşekürler ♡