"Ne durumdayız Barkan ne var elimizde dişe dokunur"
"Abi bir kaç telefon görüşmesi yaptım bizim buraya yapacağımız otel büyük mana da işleri doğrultur doğrultmasına da pürüzler var tabii"
"müştereklik meselesi mi?"
"hem müştereklik hem de turizm amaçlı yapacağımız otelin tesisin bartının doğallığını bozmasından sahilin halka kapanacak olmasından ötürü oluşabilecek tepkilerden ufak çapta çekince var tabii"
"Mal benim mülk benim kendi arazime ister girmelerine izin veririm ister vermem halkta başka bir yere gitsin ya da parasını ödesin gelsin otele şimdi birde bununla mı uğraşalım"
"Abi tamam arazi seninde buradaki bir çok iş yeri deniz manzarasından da kar elde ediyor müşteri çekiyor biz kaç katlı oteli yaptığımızda haliyle tepki çekeriz bu kadar kişi istemezse bizim otel dikmek için alacağımız izinde zora girer"
"Yani diyorsun ki bana iki ucu boklu değnek"
"Yok tabii hemen karaları bağlamayalım belki herkesin işine gelecek bir çözüm bulabiliriz hem daha tam olarak otelin projesi yok ortada çocuklarla hep beraber toplanıp düşünelim bir de ne yapabiliriz diye"
"Konuşalım konuşalım da Bartu nerede o da araziye bakacaktı hani görünmüyor ortalarda"
"Malzeme listesini çıkarttı eve gidip verileri girecekti bilgisayara her şeyi güzelce düzenleyip Ahu'ya mail atacakmış ayrıntılı bir hesap çıkarıp bütçe ayarlaması için"
"Anladım her şeyi en ince ayrıntısına kadar hesaplasınlar tabii ama malzeme alımı yapmasınlar eğer bu pürüzleri ortadan kaldıramazsak elimizdeki paradan da olmayalım"
"haklısın o iş bende merak etme sen hadi gel biz de yavaştan geçelim eve"
"tamam hadi gidelim"
Sahilden çıkıp mahalleye doğru yürümeye başladılar.Yolun tam ortasında yolu enine bir şekilde erzak kamyonu kapatmıştı bakkala malzeme getirmişti anlaşılan. Kamyondan dolayı diğer tarafa geçmeleri zor olduğu için mecburen kamyonun işi bitene kadar beklediler.Aynı zamanda da kamyonun arkasından çocuk sesleri çığlıklar kahkahalar geliyordu.Çocuklar yine kendilerini eğlendirecek bir oyun bulmuşlardı tabii. Malzeme boşaltma işi bitince Bakkal Rüsteme kolay gelsin deyip kamyonun dönmesini beklediler.Kamyon gidince gördükleri manzara karşısında baya şaşırdılar.Bu mahallede aklı başında birini bulmak imkansızdı onlar için gördüklerinden sonra ikisi de böyle düşünüyordu artık. Çünkü mahallenin ortasında oynayan sadece çocuklar değildi kocaman insanlarda uymuştu çocuklara. Dün tanıştıkları Yusufla Boran da vardı deli çılgın kızımız Melina olmazsa olmazdı zaten kim olduklarını bilmedikleri bir kaç kişi daha vardı aralarında gerisi de çocuklardı. Her birinin elinde birer su tabancası koşturup duruyorlardı.
Yağız olanları kaşları çatık bir şekilde izlerken Barkan otuz iki diş sırıtarak izliyordu.
"Sırıtma oğlum deli bunların hepsi işleri güçleri yok mu bu manyakların sokağın ortasında geçecek yer de bırakmamışlar su savaşı yapıyorlar oğlum sokakta savaş mı yapılır La havle"
"Haklısın abi sokak ortasında savaş olmaz söyleyelim cepheye gitsinler ne bu böyle dimi"
"Sen geç dalganı tabii bayılırsın böyle cıvıklıklara"
"Ne yalan söyleyeyim bayılırım abi ahan da Çağlar değil mi şu çocukları ıslayan"
"Lan bu ne ara geldi de girdi bunların arasına"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
DOLAPTA PEKMEZ (ARA VERİLDİ)
Humor24 yaşında olmasına rağmen çocukluğundan bir adım öteye gidememiştir Melina. Mahallenin çocukları onun en yakın arkadaşları. Dışarıdan görenler için çocuk akıllı bir deli ama babası için o dünyanın en güzel mucizesi. Yağız Armağan , genç yaşına r...