Önceki bölüm
Mo Dao, düşen pantolonu yüzünden ufak bir şaşkınlık yaşadı ve yüzü utanç, öfke ile kızardı.
-Siktir! Hanginiz ölümüne susadı!?
.
.
.
.
.
.
Bu sırada Mo Zai ve Mo Xinqiu, sessiz ve tek başlarına bir odada konuşuyorlardı.Oda da yoğunluk olarak kırmızı bir boya kullanılmıştı. Siyah desenlerle süslenmişti. İç karartıcı bir odaydı.
Mo Xinqiu, ellerini beyaz dalgalı saçlarından geçirdi. Oğluna karmaşık bir bakış attı.
-Her şeyi hatırladın demek. Ne düşünüyorsun? Ayrıca o çocuğu neden yanında getirdin?
Mo Zai'nin bakışları her zamanki gibi değildi. Daha soğuktu. Daha farklı bir aura kazanmıştı. Hafifçe gülümsedi ve konuştu.
-Kimbilir, belki de sadece eğlenmek istemişimdir.
Mo Xinqiu, oturduğu koltuğa yaslandı. Elini alnına koydu ve bir süre sesiz kaldıktan sonra konuştu.
-İki çocuğum var. Fakat ikisi de birbirinden sıkıntılı. Hafızanın silinmesini ve sokakta yaşamayı sen istedin. Bana planlarını söyle.
Mo Zai de koltuğa yaslandı. Ciddi bir şekilde baktı ve konuştu.
- Kardeşimden daha yeteneksiz olduğumu biliyordum. O, bana sürekli eziyet etti. Bir psikopattı. Fakat akılsızdı. Her neyse, beş yaşındayken bir kitap buldum. Kullanılma koşullarını yerine getirmem gerekiyordu. Bu yüzden yaptım.
Mo Xinqiu, delirecek gibi hissediyordu. O kötü bir baba değildi. Fakat nerede yanlış yapmıştı? Belki de tanrılar, insanları öldürdüğü için onu cezalandırıyordu.
-Bana kitaptan bahset. O çocukla ne yapmak istediğini söyle. Dün, kardeşin o çocuğu ölene kadar dövmek üzereydi. Zor yetişmeseydim kesinlikle ölürdü.
Mo Zai'nin ifadesi hızla değişti. Şaşkınlık, sinir, kırgınlık...bir çok duyguyu aynı anda yaşadı. Ellerini sıkıca sıktı. Yüzünde korkunç bir öfkenin alevleri görüldü.
-Xiao Hudie, şimdi nasıl? İyi mi? Kardeşim onu kıskanmış olmalı. Varis olacağını sanmış olmalı. Baba, senin aklında varis kim? Bunu açıkça söyle.
Mo Xinqiu, yarım bir gülümseme yaptı. Ne diyeceğini bilmiyor gibiydi. Bir süre tereddüt etti.
-Sen ve kardeşin...ikiniz de varis olmaya uygun değilsiniz. Biriniz çok yetenekli fakat akıllı değil ve aşırı şiddet yanlısı. Diğeri ise yeteneksiz fakat akıllı.
Mo Xinqiu, sustu bir süre. Kırmızı odaya bir göz gezdirdikten sonra konuştu.
-Sen olsaydın hangisini seçerdin? Yıllarca başka biri gibi yaşadın. Varis olmakla ilgileniyor musun?
Mo Xinqiu, Mo Zai'yi dikkatli inceledi. Yüzünde acı dolu bir gülümseme belirdi.
-Xiao Hudie dediğin çocuk....dün, seni öldüreceğimi söylediğimde karşı çıktı. Seni korumak için kendisini olayların içine kaeıştırmaya gönüllü oldu. Onu öğrencim olarak kabul ettim.
Mo Zai, Fang Jingwei'yi düşündüğünde içinde her zaman anlamlandıramadığı bir his vardı. Bazen bilerek sakarlık yapmıştı. Hep, kendisini kurtaran Fang Jingwei olmuştu.
Ona bilerek sorun çıkartmıştı. Onu buraya getiren de oydu. Ayrıca kendisi hakkında çok fazla şey bildiğini söylemişti. Onun hakkında ne düşüneceğini bilmiyordu. Silinen hafızası sadece bir kaç yıl sürecekti. Sonra hatırlayacaktı. Tam da 16 yaşında!
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Name's BiTcH! [BL] [TAMAMLANDI]
FantasíaEğer bir fahişe iseniz, hayattan fazla da bir şey beklemeyin. Çünkü hiçbir şey kazanamazsınız. Tabi akıllı bir fahişe olmadığınız sürece! Bu benim hikayem. Nasıl değersiz birinden, insanların üstüne bastığım ile ilgili. Bu kitap BL'dir. Küfür ve...