SELAM KIZLAR YİNE BEN. MULTİMEDAYDA KENDİSİNİ VEYA BAŞKA BİR UNNİNİN FOTOĞRAFLARINI İSTEMEDİKLERİ İÇİN (ÖZELLİKLE BUSE ABLAM) BENDE ÖYLE FOTOLAR KOYDUM. BÖLÜME GELECEK OLURSAK UZATABİLDİĞİM KADAR UZATIYORUM AMA ANCAK BU KADAR OLUYO YİNEDE DENİYECEM. UMARIM BÖLÜMLER SİZİ SIKMIYORDUR. VE LÜTFEN YORUM ATARSANIZ BENİ ÇOK MUTLU EDERSİNİZ. SİZİ ÇOK SEVİYORUM
Yürürken dördümüz bizim çokcukları gördük. Dördümüzde birbirimizin yüzüne şaşkın şaşkın bakıyorduk. Şevval görmemişti çünkü bizim yüzümüze tam olarak bakmak için geri geri yürüyordu. Bizi böyle görünce arkasına bakacakken topuğu kırıldı. Tam düşecekken arkasından biri tuttu onu. Şevval'i tutan kişi TEK AŞKI yani PARK JUNG MİN'di. O zaman kızlara sessizc
- Şevval şimdi bayılmazsa bir daha da bayılmaz. Dedim biraz alayla. Rümeysa Abla ve buse güldü Elvan Abla da "aynen" diyerek gülümsedi. Biz bunları konuşurken Jung Min Şevval'e
- Sen iyi misin? Yaralanmadın değil mi? Dedi. Sesi biraz endişeli çıkıyordu.
- Evet iyiyim yaralanmadım. Tattuğun için teşekkürler. Jung Min tam onu kaldırıyordu ki bu sefer Şevval bayıldı. Hepimiz endişe ile Şevval'in yanına koştuk. Üyelerde koşarak yanımıza geldiler. Jung Min Şevval'in yanağına vurarak
- Heyy uyansana... Heyy kime diyorum uyansana... Diyordu. Rümeysa Abla
- Hadi hemen hastaneye götürelim. Dedi. Jung Min kafası onaylarcasına salladı ve Şevval'i kucağına alıp grup arabasına götürdü. Diğerleride peşimizden geliyorlardı. Hep beraber grup arabasına binip hastaneye gittik. Hastaneye gidesiye kadar Şevval hâlâ Min'in kucağındaydı. Min her seferinde arabayı kullanan menejerine daha hızlı olmasını söylüyordu. Yaklaşık 15 dakika sonra vardık hastaneye. Kapıdan girdiğimizde direk acile giderkek bir sedyeye yatırdı. Hemşireler gelip Şevval'e serum takıp gittiler. Sonra ben Şevval'in yanına gidip uyanmasını bekledim. Jung Min'de çok endişelenmişti bu yüzünden okunuyordu. Yatağın sonunda bir sağa bir sola gidip gelip duruyordu. Jung Min'in yanına giderek
-Tamam artık siz gidebilirsiniz. Zaten uyanır birazdan
- Gideriz ama bir şartla. Dedi. Ne şartı yaa uff
- Nedir? Dedim. Biraz umursamaz bir tavırla.
- Numarasını ver uyanınca arasın beni. Dedi. Ne numarasımı. Ama şimdi versem bir türlü vermesem bir türlü. Versem Şevval kızacak vermesem Min gitmeyecek. En sonunda Min çok endişeleniği için vermeyi seçtim. Bunun için ne kadar azar yiyecek olsamda. Min yanımdan ayrılarak Şevval'in yanına gitti. Kyu'da benim yanıma geldi ve
- Sende pek iyi gôrünmüyorsun. Yüzün solmuş gibi. İyi misin? Diye sorduğunda kalbim çok hızlı atmaya başladı. Ne cevap verecektim ben şimdi. Başım dönüyordu ve ağrıyordu. Anlamıştı ayakta zor duruyordum.
- İyiyim merak etme. Dedim sanki neyimi merak edecekse.
- Yüzün öyle söylemiyor ama baksana ayakta bile zor duruyorsun. Dedi. Nasıl anlamıştı? O kadar kötü mü duruyordum?
- Basım dönüyor sadece sinuzitim olduğundan dolayı
- Peki başın çok mu dönüyor
- Yani dönüyor işte. Dediğimde yanımdan ayrıldı ve hemşirenin yanına gidip birseyler konuşup geri geldi. Elleriyle omuzlarımı tutup geri geri götürerek bir yatağa oturttu.
-Başın dönüyorsa dinlenmelisin. Ahh niye herkes bunu söyleyip duruyordu geçmiyor iste niye anlamıyosunuz. Diye gecirdim içimden. Sonra Kyu devam etti.
- Hemşireye söyledim sanada bir serum takacaklar. Dedi. Hemen itiraz ettim çünkü iğneden ölesiye korkardım.
- Hayır istemiyorum
- Neden
- Çünkü... Çünkü ben iğneden çok korkuyorum. Ahh çok utanç verici bir durum bu. Bu dediğim onu güldürmüştü. Gülmesi beni biraz sinirlendirsede ben hâlâ onun gülüşüne bakıyordum. Tabi alışverişmerkezini okurken merkezden dolayı aklına Kyu gelen birinden ne bekliyonuz ki. Ama napayım oda bu kadar güzel gülmesin.
- Merak etme ben yanındayım. dedi. Tamam şimdi kalbim yerinden çıkacak kendimi tomu çok yakınında gören jerry gibi hissediyorum bi kalbimin öyle atmadığı kaldı hemşire yanımıza geldi kyu oturduğum yatağa beni omzumdan tutarak yatırdı sonra gözgöze geldik aramızda sadece bi kaç santim vardı ah kalbim şimdi ölecem hemen gözlerimi kaçırdım kyu beni yatırdıktan sonra doğrulup elini bana uzattı ona şaşkın şaşkın bakıyordum ne yapmaya çalıştıgını anlamadımı anlamış olacak ki
-Elini ver dedi elimi ona uzattım sıkıca tuttu ben öldüm mü biri beni çimdiklesin diye içimden geçirirken hemşire igneyi batırdı tamam hala yaşıyorum korenin ünlü gruplarından KİM KYU JONG benim elimi tutuyor hrmşire iğneyi vururken hala kyuya bakıyordum ve Kyuda benim elimi hala sıkıca tutuyordu hemşire gitti hala tutuyor Allah' ım elim açıdı ya sıktı bırakmadı bi
Bir ara aklıma geldi ve şevvale baktım hala uyuyordu kyu burda olduğu için hala gitmemişlerdi elvan abla Rümeysa abla ve buse HYUN SAENG veJUN ile konuşuyorlardı minde şevvalin yanında duruyordu bi dakka ben az önce şevval hala uyuyordumu dedim külliyen yalan şevval uyumuyor sadece gözlerini kapatıyordu. Deli kız. Min'i yanından göndermemek için yapıyordu tekrat Kyu'ya döndüm hala tutuyordu elimi yapıştırıcı sürüp yapıştırdı sanki ama itirazda etmiyorum yani sonuçta bidaha ne zaman böyle tutacaktıki elimi dimi onun yüzüne bakarak
-Burdaki işleri biz hallederiz siz gidin artık dedim aslında gitmelerini hiç istemiyordum. Bidaha karşılaşabilecekmiydik onunla ? Birdaha ona böyle bakabilecekmiydim ? Bidaha elimi böyle tutabilecekmiydi ? Ama gitmeliydiler sonsuza dek bizimle kalacak değillerdi ya Kyu bana bakarak
- Gitmeden önce senden bişey isteyebilirmiyim
- N-nedir
-Şeyyy... Acaba bana numaranı verebilirmisin bende sana verebilirim istersen
-Tamam olur. Dedim ve numaralarımızı aldık karşılıklı.
=====ŞEVVAL=====
Havaalanında kızlara bakarak yürüdüğüm için geri geri gidiyordum. Bir ara kızlar durdular ve birbirlerinin yüzlerine bakıyorlardı. Tam arkama bakacakken topuğum kırıldı ve düşerken beni arkamdan biri tuttu. Hayır olamaz ben hayâl mi görüyorum? Eğer hayâl ise lütfen biri zamanı durdursun. Beni tutan kişi benim TEK AŞKIM, bazen geceler boyunca ağladığım kişi PARK JUNG MİN'di. Tam düşecekken beni tutmuştu ve kucağına düşmüştüm. Bana
- Sen iyi misin? Yaralanmadın değil mi? Diye sordu. Heyecandan ne yapacağımı ne diyeceğimi bilmeden bir şeyler söyledim
- Hayır yaralanmadım. Tuttuğun için teşekkürler. Dedim. Off kalbim çok hızlı atıyordu ya farkederse. Aslında birazcık bileğim acıyordu ama önemsemedim. Min beni tam kaldırıken bayılmışım sanırım. Gözümü açtığımda hastanedeydim. Kalktığımda Ruveyda ile Min birşeyler konuşuyordu. Beni fark etmeden geri kapattım. Görmesemde kulağım onlardaydı. Konuşmaları bittikten sonra Min benim yanıma geldi. Ruveyda'nın yine başı dönüyordu. Kyu onu bir yatağa yatırıp serum taktıracaktı. Ama... Ama Rüvişim iğneden çok korkardı. Yinede nasıl olduysa iğneyi vurunmuştu. Bunu aklıma yazdım çıkınca ona soracağım. Min hâlâ benim yanımda duruyordum. Başta bir şey söylemiyordu ama sonradan birşeyler demeye başladı...