MEHLİKÂ

38.BÖLÜM

MEHLİKA

38.BÖLÜM

Hayatının en güzel ve aynı zamanda en kötü gününü bir arada yaşıyordu Simay. Yıllar sonra sevdiği adama kavuşmuştu, onunla evlenmişti ancak aynı gün o adamın kollarına yığılışını izlemişti. Ama şimdi iyiydi, sadece baygındı ve baş ucunda uyanmasını bekliyordu.

''Simay'' diyerek mırıldandığında, genç kadın heyecanla parmaklarını kocasının saçlarında gezdirdi. ''Buradayım canım'' Ağlamamak için dirense de bir türlü başarılı olamıyordu Simay.Doktor onun yaralandığını söylediğinden beri iyi değildi, resmen kurşun yemişti ve o halde hiçbir şey çaktırmadan düğüne devam etmişti.

''Ne oldu bana?'' Ayaz yerinden doğrulmaya çalıştığında, Simay panikle yastığını düzelterek canının yanmaması için özenle doğrulmasına yardım etti.

''Onu benim sana sormam lazım ama şu anda iyiysin ya bundan daha önemli bir şey yok. Çok korktum Ayaz,se sen bir anda kollarıma öyle yığılınca, kanlar içinde...'' devamını getiremeden ağlamaya başlayınca, Ayaz karısının belinden çekerek omzuna doğru yasladı. ''Şşş tamam ben iyiyim bitanem. Bak buradayım sizinleyim'' Simay bir süre kocasının omzunda kalarak onun kokusunu içine içine çekti.Bir süre onun kokusunda huzur bularak rahatlarken,kendisini toparladığında başını kaldırarak akan yaşlarını sildi.

''Kendini üzmemen gerekiyor. Bebeğimiz için iyi değil biliyorsun''

Ayaz elini kadının karnına koyacakken, Simay bir anda ayağa fırladı.Ya ona bir şey olsaydı? Ya ölseydi? Nasıl dayanırdı buna? Yıllarca sevdiklerinin yasını tutmuştu, bir daha bununla nasıl baş edecekti ki?

''Ya sen nasıl böyle bir şey yaparsın? Yaralanmışsın, kurşun yemişsin ve o halde saatlerce düğüne devam edilmesine nasıl müsaade edersin? Senden daha mı önemli düğün? Nasıl tek kelime etmezsin Ayaz! Nasıl böyle aptalca bir şey yaparsın?"

Simay bir ileri bir geri giderek elleriyle, beden diliyle içini döküyordu. Çünkü yaşadığı korku çok büyüktü ve canı yanıyordu. ''Sana yaramı gösterseydim eğer,düğünü iptal ederdin ve biz evlenemezdik. Zaten yıllar önce yaşadıklarımızın korkusu varken içinde bir de bunu yapamazdım sana . En mutlu günümüzü bu şekilde mahvedemezdim. Çünkü seninle evlenmek benim için her şeyden önemliydi. Senin o tek gülüşün, mutluluğun için her şeye değerdi"

Simay tekrardan yatağa oturduğunda hıçkırıklarına engel olamıyordu artık. Ayaz'ın sırf evlenmeleri için canını hiçe sayması kaçıncı seviyeydi algılayamıyordu.

''Kim yaptı peki sana bunu? Her şeyi anlatacaksın bana tamam mı?Hiçbir şey saklamayacaksın.''

Ayaz başıyla onayladıktan sonra,karısının akan yaşlarını silerek saçlarına ve alnına öpücükler kondurdu. Bembeyaz gelinliğinde kan vardı, saçları darma dağındı ve makyajı akmıştı. Fakat bu halde bile dünyanın en güzel kadını olabilirdi.

''Bugün sabah bir haber geldi bana. Cüneyt'in peşimde olduğu ve beni öldürmek istediğine dair bir haber. Ulu orta her yerde konuştuğu için bazı adamlarım bir şekilde duymuş. Beni bugün alacağını biliyordum yani ve bende onun planını tersine çevirmek için başka bir oyun kurdum. Cüneyt beni kaçıracaktı ve muhtemelen öldürmek için ya da zarar vermek için bir yere götürecekti. Emniyette takip edip onu suç üstü yakalayarak hapse tıkacaktı. Riskliydi ancak başka çarem yoktu. Çünkü bu adam bir şekilde içerden çıkıyordu ve tek yolu suç üstü yakalanmasıydı'' Ayaz nefesini verdiğinde, karısının şaşkın ve öfkeli yüz ifadesi karşısında ona biraz daha yaklaşarak açıkta kalan omzunu okşadı. Simay'ın kızgınlığını görebiliyordu ancak onu yumuşatmak için de elinden geleni yapacaktı.