Selam.Bu hikaye tam Supernatural fanlarına göre.
Hikaye Dean'in şeytan halindeyken başlıyor.
Multi:Liz
Elimdeki şeytanıda halletikten sonra polis sireni duydum
"Lanet Olsun"diye kedi kedime söylendikten sonra cesetleri gömmeden ordan uzaklaşmaya başladım.Klübeden çıktığım gibi ormana daldım Gece saatleri olduğu için orman korkutuycu tabi normal insanlar için.Polis sirenlerinin sesi kaybolurken ben hala koşuyordum.
Bi yandanda ne bok yiyeceğimi düşünüyordum.Şeytanların içine girdiği bedenlerin cesetleri klübede kalmıştı.Ve O cesetler diğer avcıları buraya çekicekti Çifte Lanet olsun.
Ormandan çıktığım gibi anayoldaki arabama bindim.İyi ki uzağa park etmişim.Son model bir arabam yoktu ama daha iyisi vardı. 1967 ford mustang
Arabayı son hızda sürüyordum.Sonunda kaldığım eski ama alışık olduğum otelimde durdum.Burada en az 1 yıldır kaldığım için herkezi tanıyorum
Arabadan indim ve odama doğru yürümeye başladım.Sonra arkamdaki minik bacaksızı fark ettim.
"Hey Nick!"
Nick buranın sevimliği miniği 8 yaşında olmasına rağmen çok akıllı.Buranın sahiplerinin oğlu
"Merhaba Liz"" 'Elizabeth çok uzun olduğu için bana Liz diyorlar'
Ben Elizabeth bir soyadım yok çünkü bir ailem yok.Kendimi bildim bileli kimsesizim.Küçüklüğüm üvey ailelerle geçti.Kimliğimdeki soy adım Walter.25 Yaşındayım ve 1 yıldır bu küçük kasabadaki kafede çalışıyorum.Hayatım normal olsun istiyorum ama bu mümkün mü?Hayırrr
"Söyle bakalım bacaksız sen neden hala uyumadın?"diye sordum Nick'e.Çünkü saat sabahın 2'siydi
"Teyzem yine fenalaşmış Annem ve babam ona gittiler ve ben yanlız korktum şimdi senin yanına geliyordum"Nick bunları söyleyince gülümsemem yüzümden silindi.Bunlar nasıl ebeveyin dünyada bunca kötülük varken nasıl bu çocuğu yanlız bırakırlar.O daha 8 Yaşında ?!Tabi ya onlar benim gördüklerimi görmedi.
"Peki düş önüme bacaksız"dediğim bana sinirle baktı.Tabi bu onun sinirli yüz ifadesiydi ama bana sevimli geliyordu.İri Mavi gözler ve altın sarısı saçlarıyla yakışıklı bir bacaksızdı
"Bana bacaksız deme"dedi ve kollarını bağladı
"Ayy tripte mi atarmış"dedim ve onu kucağıma alıp omuzuma attım.Tabi o çırpınmaya başladı
"Yaa bırak!"bunları sessizce söylüyordu çünkü müşteriler uyuyordu.
Ona aldırmadan 324 numaraları odama girdim ve onu yatağa attım.Eve erkek attım haha 'tamam dövmeyin'
Üstümü değiştirip Nick'in yanına gittim fakat o çoktan uyumuştu.Onu uyandırmamak için sessizce yanına kıvrıldım.
Çocukları çok seviyordum fakat asla onlardan birine sahip olamıyacağımı biliyorum.Bu dünyada, hele benim gibi birine çocuk vermek o çocuğu ölüme atmak gibi birşey.
Bunları düşünmemeye çalışarak gözlerimi kapattım
-----------
Güneş ışınlarının yüzüme vurmasıyla yataktan doğruldum ve esnedim.Yan tarafıma baktığımda bizim bacaksız yoktu.Sanırım anneleri geldi.
Yataktan kalkıp dolabın başına geçtim.herzamanki gibi üstüme salaş t-shirt altına şort giydim
Saattime bakınca saatin 10:50 olduğunu gördüm.Eyvah işe geç kalıcam.
Koşarak evden çıktım.Hemen arabama bindim ve yola koyuldum.
-----------
Geldiğimde işe 5 dakika geç kalmıştım.Hemen içeri girdim ve önlüğümü taktım.Fazla kişi olmadığı için bende Televizyona bakındım.O sırada gözüm dün gece öldürdüğüm şeytanların bedenlerine takıldı.HEMDE HABERLERDE!!
'23 yaşında Joe Hills dün gece Tİmmy Jones ve Taylor Smith'le küçük bir klübede ölü bulundu.Bilgilerimize göre kurbanların hepsi bıçaklanmış.Görgü tanıkları klübeden sarı ışıkların patladığını ve sülfür kokusu aldıklarını söylüyor.'
Ben bittim!Ben mahfoldum!!
Bu hafta öldürdüğüm şeytan sayısı 13'tü ve hepsi benim peşimdeydi.Neden bilmiyorum.
O sırada kapının zili çaldı(hani şu kapı açılınca zil çalar) Kafamı oraya çevirdiğimde Sam Winchester'ı görmemle yutkundum.İyide neden burdaydı?!! Tabi ya benim öldürdüğüm Şeytanlar yüzünden! Peki Dean nerde?
En son Winchester'lar hakkında duyduğu şey Dean Winchester'ın kabilin mührünü aldığıydı.Bunu da şeytanlardan duymuştum
Sonunda menüyle işi bittiğinde beni çağırdı.Siktir!
İstemeyerekte olsa yanına gittim
"Buyrun?"
"Bir salata"dedi
"Peki başka?"
"Yok"diyip kestirip attı.Sanırım sinirliydi ama ben Liz'sem bu olayı çözerdim!
------
Yemeğini yiyip parasını ödedikten sonra.Bende patrondan izin alıp çıktım.Zaten bugün iş yoktu.
Tam arabama binicekken onun yürüdüğünü gördüm ve bende arkasından yürümeye başladım.Taa ki o dar bir sokağa sapana kadar.Bu numarayı biliyordum.Benim onu takip ettiğimi anlamıştı ve bende onun arkasından dar sokağa giricekken beni yakalıycaktı.Yer mi?Yemezlerr
Hemen bıçağımı çıkarttım ve dar sokağa girdim.Zaten girmemle Sam'in bana saldırması bir oldu ama bıçağımı ona doğrulttum ve hamlesinden kurtuldum.Şuan bıçağımın ucu ona dönük ve karşı karşıyayız.
"Nesin sen?!"diye sordu Sam.Sokak boş olduğu için bağırmıştı
"Hiçbirşey"
"O zaman neden beni takip ediyordun?"dedi ve gözlerini kıstı
"B-ben seni takip etmiyordum"diye bir yalan uydurdum.Tamam bir avcı olmama ramen iğrenç bir yalancıydım
"Öylemi?O yüzden mi bu sokağa bıçakla girdin.Bıçak taşımak hobin mi?"
"Evet hobim"
Ben fark etmeden elimden bıçağı aldı ve arkama geçip.Bıçağı boynuma tuttu.
"İyi hamle"dedim
"Biliyorum,Şimdi bana seni öldürmemem için bir neden söyle?"
Tam cevap vericekken soğuk bir esinti ve kalın bir ses duyuldu.Ben bu sesi tanıyorum.
"Çünkü o bir insan"dedi Castiel.........
Eveeet hikayenin ilk bölümüyle karşınızdayım.Bu bölümü kısa yazdım çünkü bu bölüm bit tanıtım.Neyse umarım beğenmişsinizdir
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Supernatural/Karanlık
ФанфикDean Sam ve Castiel...Üzücü Kayıplar ve kırılan kalplerden sonra Karanlığa düşmüşlerdi.Ta ki hayatlarına (Liz) gelene kadar. Bu kız acaba ne yapacaktı.Onları Karanlıktan kuratarıcak yada kendi karanlığına mı çekicekti?