O'nlar

Dehşet...

İnsanlar yere inen şeye bakıyorlardı ama yaklaşan tehlikenin farkında değillerdi.Işık huzmesi birden söndü,kapkara kesildi.İnsanlar telaşlanmaya başladı korku gözlerinden okunuyordu herkesin.Küçük çocuklar yetişkinlerden daha çabuk anlamıştı sanki olayı,ağlamaya anne babalarının arkasına saklanmaya başlamışlardı.Yeryüzüne korku salan bu gizem insanları her geçen süre daha da çok korkutuyordu.Bu korku makinası bir göktaşına benziyordu.Sanki ateşi sönmüş bir kül gibiydi etrafı,üst tarafı açıldı ve yine bir ışık huzmesi saçılmaya başladı.İnsanlar artık dehşetin habercisi olan bu ışığın hiçte iyi işaret olmadığını anlamıştı sonunda.Bütün herkes kaçışmaya başladı fakat artık çok geçti.O göktaşına benzer kül topu aniden patladı.Etrafa radyasyon yaymaya ve belli bir alan içinde önüne gelen herkesi zombiye çevirmeye başladı.İnsanlar adeta eriyordu bu patlama karsısında kaçan ama kurtulamayan insanlar bağırışlar çığlıklar.Ama nafile dehşet saçmaya başlamıştı bile bu kan kusan makine.1 saat içerisinde insalık adına hiçbir şey kalmamıştı bu şehirde.Zombiye dönüşen insanlar artık işi gücü bırakmışlardı.Tek düşünceleri dünyada kalan diğer insanlara kan kusturmaktı.Yakaladıkları insanları ısırıyor ısırmakla kalmıyor kemiklerine varana kadar parçalıyorlardı.Akvaryumdaki piranalardı sanki bu zombiler.Kana doymayan acımasız piranalar.Bir sahil kasabasına doğru yürüyorlardı dehşet saçarak.Zavallı kasaba halkı işinde gücünde küçük çocuklar plastik topun peşinde koşturup duruyordu.Mutlu hayatlarının üstüne karabulut gibi çökecekti bu piranalar.Ama biri vardıki bu durumun farkındaydı.Kasabanın bekçisi John.Tepenin üzerinden gelen piranaları sezmişti ve onları seyretmeyede niyeti yoktu...