Kardeşlerim uyuduktan sonra Uğur ile salonda tek başımıza kaldık. Çok değişik bir sessizlik hakimdi. Oturuş şeklimi düzelttim ve boğazımı temizledim.
"Şuana kadar yanımda olduğun için sana çok teşekkür ederim. Beni yalnız bırakmadığın için. Sana olan borcumu nasıl ödeyebilirim acaba?" dedim. Keskin bakışlarını yüzümde gezdirmeye başladı. Yutkunurken adem elması dans ediyordu adeta.
"Sana bir teklif sunmuştum hatırlıyor musun?" diye sorduğunda başımı olumlu anlamda salladım.
"O teklifi kabul etmeni istiyorum. Yanımda kardeşlerin ile kalmanı. Kardeşlerini özel okula gönderirim. Gelecekleri daha parlak olur." Kaşlarımı çattım ve düşündüm. Hayatım ozaman tamamen değişirdi. Elbette kardeşlerimin geleceği daha parlak olacaktı.
"Neden yanında kalmamı istiyorsun?" deyip önüme gelen saçımı arkaya doğru attım.
"Sevdiğim kadının her zaman yanımda olmasını istiyorum." yavaş bir şekilde oturduğum yerden kalktım ve salonun kapısının yanına gittim.
"Hayır. Teklifini kabul etmek istemiyorum." deyip tam çıkacaktım ki "Dur!" diye bağırdı.
Yanıma gelip omuzlarımdan tutup beni kendine çevirdi. Yüzlerimizi yakınlaştırmaya başladığında. O'nun kalbinin atışları bütün salonda yankılanıyordu. Utandım ve bir adım geriledim.
"Bana borçlusun. Senden istediğim şey sadece bu." dediğinde göğsünden tutup ittim.
"Üzgünüm. Olmaz." deyip yüzüne bakmadan yanından ayrıldım.
~°~
Sabah uyandığımda ilk iş kardeşlerimin üzerini örttüm. Melek gibi uyuyorlardı.
Ses çıkarmamaya çalışarak çıktım. Salonda gidip koltuğa oturdum. Bugün kardeşlerimi de alıp gidecektim. Burada kalamazdım.
Düşüncelerim ile boğuşurken dış kapıdan ses geldi. Koltuktan kalkıp gidip baktım.
Gelen kişi Uğur'du ve elinde bir sürü poşet vardı. Mağaza poşetleri. Ben uçan gemi görmüş gibi O'na bakarken konuştu.
"Ne öyle bakıyorsun? Gel yardım et. Daha arabada da var." dedi ve elindeki poşetleri elime verdi.
Poşetleri salona bırakıp geri kapının önüne geldim. Elinde tekrardan bir yığın poşet vardı. Önümden salonda gidip poşetleri bıraktı.
"Bunlar da ne böyle?" diye sordum. Bana bakıp gülümsedi.
"Bunların hepsini kardeşlerine aldım. Sanada aldım bir şeyler." deyip koltuğa oturdu. "Sabahtan beri alışveriş yapıyorum." dediğinde bende oturdum.
"Ne gerek duydun bunlara?" dedim. Ne yapmaya çalıştığını anlamıştım. Gitmemizi istemiyordu.
"İçimden geçmiş olamaz mı?" dedi ve eline bir poşet aldı. İçinden pembe renkli tavşan çıkarıp bana gösterdi.
"Nasıl ama? Kardeşlerin çok beğenecek." dediğinde sinirler ellerimi saçımdan geçirdim.
"Bu hediyelere elbette çok sevinecekler ancak biz bugün gidiyoruz Uğur." dediğimde tam cevap verecekti ki kapı sesi gelince ayağa kalktım.
Gidip baktığımda Ecrin ve Ece uyanmıştı. İkisi de bana sarılınca ikisinin de başına öpücük kondurdum.
"Günaydın abla." dediler ikisi de birden. İkisinin de elinden tutup salona götürdüm.
Poşetlere bakmaya başladıklarında Uğur konuştu. "Bunlar sizin için cimcimeler." dedi. İkisi de heyecanlanmışa benziyordu.
"Gidip yere poşetlerin yanına oturduklarında Uğur da onların yanına oturdu. Bende gidip oturunca üçüde poşetleri açmaya başladı. Uğur da heyecanlanmışa benziyordu.
Bende elime bir poşet aldım ve açtım. İçinden çıkan şey bir bez bebek idi. Gerçekten çok güzel bir bez bebekti. Küçükken hiç böyle güzel bir bebeğim olmamıştı. Annem kendisi yapardı bez bebek bana. Keşke hala yanımda olsa ve bana bez bebek yapsa.
Ecrin ile Ece gülüşerek poşetleri açıyordu. Uğur'a baktığımda göz göze geldik. Demek bana bakıyordu. Gözlerimi hemen kaçırdım ve başka bir poşet aldım elime.
Poşeti açtığımda iki tane kırmızı elbise ile karşılaştım. İkisi de kardeşlerime idi. O poşeti de bıraktım ve yeni bir poşet alıp açtım.
Bu sefer elime gelen şeye sinirle bakıyordum. Elime gelen şey bir iç çamaşırı idi. Hemen geri poşete koyarken Uğur'a sinirle baktım.
Oda şaşırmışa benziyordu. Kaşlarımı çatarak tısladım. "Gelsene sen benimle bir mutfağa!" dedim ve ayağa kalkıp mutfağa girdim.
O'da mutfağa geldiğinde kolundan tutup çektim. "O iç çamaşırı da neyin nesi öyle!?" diye sordum. Yüzü bem beyaz olmuştu.
"Bi-l-miyorum." diye kekelediğinde sinirden dudaklarımı ısırdım. "Yanlışlıkla oraya girmiş olmalı." dediğinde tokatı yanağına yapıştırdım.
"Seni pis sapık!"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Hizmetçi Kız
Ficțiune generalăHiç mutluluk uğramaz mıydı? Umutlar hep tükenir miydi? Çalıştığı yerdeki adama kalbini kaptıran bir kızın acı ve çaresizlik dolu hikayesi. TÜM TELİF HAKLARI HİZMETÇİ KIZIN ÖNLÜĞÜNÜN CEBİNDE SAKLIDIR.