SareUzaklığın canı cehenneme!
Uzaklığın canı cehenneme!
Uzaklığın canı cehenneme!
Burası orası olmalıydı. Serin çarşaflar üzerinde bile tenimi yakıp, kavuran beni içeriden tutuşturan bu ateşin başka bir açıklaması olabilir miydi? Kuru, çöl sıcağı gibi yanan tenim, soğuk dokunuşlarla ürperirken daha fazlası için kıvranıyorum yerimde. Üzerimde hissettiğim tatlı yorgunluk hissi gözlerimi açmama engel olsa da bütün bunların sebebinin kollarında olduğum adam olduğunu biliyorum. Bileklerimi saran parmakları kıpırdanmalarıma son verirken dudaklarımda gezinen dudakları aralandığında geri çevirmiyorum onu.
Bence de uzaklığın canı cehenneme!
Belimi kavrayan parmakları bir kâşif gibi tenimde gezinirken görünmez izler bırakıyor sanki. Dudaklarım biran özgürlüğüne kavuşsa da çenemden başlayan ıslak öpücüklerle kendine yeni bir yol çiziyor bu defa. Sakalları tenimi gıdıklarken parmaklarım hiç çekinmeden, cüretkarca saçlarının arasına sızıyor.
Dudaklarını çıplak göğsüme bastırıp 'Sare...' Adımı tutkuyla fısıldadığında daha fazlası için yanıp tutuşuyorum şimdi. Dokunuşları yetmezmiş gibi bedenimin en gizli, kuytu yerinde hissettiğim baskıyla dudaklarımdan bir inilti kopuyor. Tenimde gezinen dudaklarının yerini parmakları alırken tomurcuklanan göğsüm kuş gibi havalanıyor. Alnını alnıma yaslayıp bu defa 'Adımı söyle...' Diye mırıldandığında sıcak nefesi okşuyor yüzümü.
Lacivert gözleri sert, hırçın dalgaları andırırken karaya vurmuş bir balık gibi hissediyorum kendimi. Öyle ki elleri bedenimden çekilmesin, öpücüklerini hiç kesmesin diye çırpınıyorum sanki. Sessizliğim karşısında başını iki yana sallarken kendinin de içinde bulunduğu birkaç küfür kaçıyor ağzından. Belime kadar sıyrılmış elbisemi de üzerimden alıp odanın içine fırlatılırken 'Yarın bunun için sakın pişman olma güzelim, sakın!' Diye uyarıyor ama...
"Yarın kimin umurunda?"
****
Duyduğum ani sesle nefes nefese uyanırken kalbim heyecandan olsa gerek adeta deli gibi çarpıyor. Gördüklerimin sadece rüya olmasıyla içim rahatlasada ufacık bir parça hayal kırıklığı hissediyorum sanki. Edepsiz rüyama ait sahneler gözümde yeniden canlanırken rüya benim olsa da ne istediğini bilen o arsız, tutkulu kadın nasıl ben olabilirim ki? Yatağın üzerine düşen güneş ışığıyla çiftlikte olduğumu anladığımda dün gece buraya geldiğimizi hayal meyal hatırlıyorum. Emin çıkarmaya çalıştığım sesimle 'Sadece bir rüyaydı...' Diye mırıldanırken kurumuş dudaklarımı ıslatıp yerimde doğrulduğumda...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Alma Ahımı
Fiksi UmumEvet bayım kuşları severim Ve siz benim gökyüzümsünüz... Cemal Süreya