Önceki bölüm
Fang Jingwei, derin bir nefes verdi ve yataktan inip yerde ki bedeni kucağına aldı. Yüzünde tuhaf ve karmaşık bir ifade vardı. Hızla odadan çıktı. Mo Xinqiu'nun yanına gitmesi gerekiyordu. Rolünü iyi oynamalıydı.
.
.
.
.
.
.
Fang Jingwei, yüzünde göz yaşları ile hızla barakaya doğru koştu. Kapıyı tekmeleyerek açtı ve bağırdı.-Usta!...Mo Zai...o...o...ölmüş!
Fang Jingwei, oldukça endişeli ve korku dolu görünüyordu. Göz yaşları sürekli akıyordu. Bir kaç kez hıçkırdı.
Mo Xinqiu, şaşkınlık içinde Mo Zai'nin bedenine ve Fang Jingwei'ye baktı. Hızla yerinden kalktı ve Mo Zai'ye baktı. Yüzünde bir ciddiyet izin vardı.
Önce nabzına baktı. Sonra kalbini dinledi. Biraz enerji gönderdi. Sonra geriye kaymış olan gözlerine baktı. Kaşlarını çattı ve oğlunu Fang Jingwei'nin kucağından aldığı gibi barakadan çıktı.
Fang Jingwei de Mo Xinqiu'yu takip etti. İkisi birlikte doktorun odasına doğru gittiler.
Yatağa yatırılan boş bedene doktor da baktı. Sorunun ne olduğunu anlayamadı. Durup dururken ölmüş gibiydi. Vücutga hiçbir zorlanma yoktu.
Mo Xinqiu, ciddi bir şekilde Fang Jingwei'nin omuzlarını tuttu ve konuştu.
-Onu nerede buldun? Ne zamandır ölü? Ona ne oldu?
Fang Jingwei, eliyle göz yaşlarını sildi ve bir kaç kez yutkunduktan sonra konuştu.
-Onu aramak için evine gittim. Fakat bulamadım. Yolda bir kaç kişiye sordum ve köşke doğru gittiğini öğrendim. Ben de....ühü...ühü..
Fang Jingwei, tekrar ağlamaya başladı. Mo Xinqiu'ya sarıldı ve uzun uzun ağlamaya devam etti.
Fang Jingwei, ağlamak için kolayca kendisini zorlayabilirdi. Bu kadar üzgün görünmek için de intikamını alma şansının kaçması idi.
Biri ondan önce davranmış ve Mo Dao'yu öldürmüştü. Bu aslında oldukça sinir bozucu bir durumdu. Keşke öldüren kendisi olsaydı.
Fang Jingwei, bir süre daha ağladıktan sonra daha sakin görünüyordu. Ağlamaktan gözlerinin altı şişmiş ve kızarmıştı.
-Onu...Mo Bao'nun odasında yerde yatarken buldum... Ben odaya girdiğimde bir adam da çıkıyordu. Yüzünü net olarak göremedim. Bana çarptı ve ortadan kayboldu.
Fang Jingwei, tekrar ağlayacak gibi oldu. Mo Xinqiu, hızla Fang Jingwei'ye sarıldı ve Mo Dao'nun odasına doğru gitti.
Mo Dao, uyuyor gibi gözüküyordu.
Mo Xinqiu, hızla Mo Dao sandığı kişiyi dürttü ve uyandırdı. Soğuk bir sesle konuştu.
-Bana hemen neler olduğunu anlat!
Mo Zai, yeni uyanmış gibi gözlerini oluşturdu ve anlamsız, boş bir şekilde baktı.
Mo Xinqiu'nun fazla sabrı yok gibiydi. Fang Jingwei'yi bıraktı ve oğlunun omzunu tuttu ve bağırdı
-Neler oldu? Kardeşini sen mi öldürdün? Cevap ver bana!
Mo Zai, başını yana yatırdı ve konuştu.
-Siz kimsiniz? Neden bana bağırıyorsunuz?
Mo Xinqiu, bir "Eh?" sesi çıkarttı. Kafası karışmıştı. Fang Jingwei'ye döndü ve baktı.
Fang Jingwei de şaşkındı. Gerçekten dr olanları bilmese Mo Zai'nin hiçbir şey bilmeyen biri olduğunu sanırdı. Resmen hafızası olmayan biri gibi görünüyordu.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
My Name's BiTcH! [BL] [TAMAMLANDI]
FantasyEğer bir fahişe iseniz, hayattan fazla da bir şey beklemeyin. Çünkü hiçbir şey kazanamazsınız. Tabi akıllı bir fahişe olmadığınız sürece! Bu benim hikayem. Nasıl değersiz birinden, insanların üstüne bastığım ile ilgili. Bu kitap BL'dir. Küfür ve...