27.Bölüm

1.2K 150 38
                                    

Önceki bölüm

Geum yoon, başını salladı. Sonra bu şekilde Fang Jingwei'nin onu görmeyeceği aklına geldi ve konuştu.

-Tam da tahmin ettiğin gibi. Yabancılar sadece 13. seviyeye kadar ilerleyebiliyor. Sonra dışarı atılıyorsun ve 33 yıl bekliyorsun. Ondan sonra da tekrar başa dönüyorsun. Fakat halkına ulaşabilirsen daha fazla kuleyi keşfetme şansın olur. Amacım buydu fakat olmadı.
.
.
.
.
.
.
Fang Jingwei, buna şaşırmıştı. Yani önemli olan hayal şehrinin halkına ulaşmaktı. Peki bunu nasıl yapacaktı ki? Ayrıca halka ulaşmak kolay olsaydı bunu yapan çıkardı zaten.

-Bu hayal şehrine nasıl gideceğim? Nerede bulunuyor?

Geum Yoon, gülümsedi. Fakat bu görülmedi.

-Şanslısın velet. Aslında çok yakında bulunuyor. Girişlerden biri tam da uçurumun dibinde yer alıyor. Hayal Şehrine açılan bir çok kapı var. Daha önce girdiğim için bir kapının nerede ve ne zaman açılacağını iyi biliyorum.

Fang Jingwei, uçuruma baktı. Fakat bir şey görmedi. Oldukça karanlık ve derin görünüyordu.

-Bana oraya atlamam gerektiğini mi söylüyorsun? Ya bir şey olursa? Eminsin değil mi?

Geum Yoon, hızla konuştu.

-Evet eminim. Bir yıl içerisinde orada kapı açılacak. O zamana kadar burada kalmaya devam et ve güçlen.

Fang Jingwei, gülümsedikten sonra merakla sordu.

-Arzu kulesini tamamlarsam ne elde edeceğim? Benim bir arzum kalmadı. Boşa kendimi yoracağım.

Geum Yoon bir anda kahkaha atmaya başladı.

-Hahahaha...Bu çok komik. Arzu kulesi sana seçenekler sunacak. Bu kuleye çıkan herkesin bildiği bir şey. 13. Kata ulaşmak sınır olsa da sana bir seçenek verilecek. Sana bir arzunu gerçekleştirmen için öneri ya da bilmediğin bir sır söylenecek. Tabi ki kuleyi tamamlamak daha önemli. Belki de kulenin sahibi olursun. Kimse sonunda ne olduğunu bilmiyor.

Fang Jingwei'nin içinde bir hareketlilik oldu. Bilinmeyen bir sır...Arzu ettiği bir şey olmadığı için sır konusu ilgisini çekmişti. Kule bunları nasıl biliyordu ki? Dünyaya kapalı bir yer değil miydi?

Fang Jingwei, şimdi daha da merak etmişti. Hafifçe gülümsedi. Şuanda yapacağı şey bir yıl daha burada kalmak ve ondan sonra da Hayal Şehrinin kapısına gitmekti.

Fang Jingwei, hızla bağdaş kurdu ve gelişim yapmaya başladı. Hayatta kalmak için güçlenmesi gerektiğine inanıyordu.

Bir kaç saat sonra bir el omzuna dokundu.

-Çocuk..burada ne arıyorsun? Neden oğlumun yanında değilsin?

Buraya gelen kişi Mo Xinqiu idi. Mo Zai'nin yanına gittiğinde Fang Jingwei'yi bulamamıştı. Onu aramıştı ve en sonunda da burada yani uçurumun kenarında gelişim yaparken bulmuştu.

Fang Jingwei, kafasını döndürdü ve ustasına baktıktan sonra konuştu.

-Usta, orada kalmaya dayanamadım. Üzgünüm. Bir haber var mı?

Fang Jingwei, asıl suçlunun Mo Zai olduğunu bilse de Mo Xinqiu bilmiyordu. Ölen oğlunun Mo Zai ve yaşayan oğlunun da Mo Dao olduğunu sanıyordu.

-Bir taraflara gönderdiğim casuslardan iyi bir bilgi bulamadım. Kimse Tarikata kimin girdiğini bilmiyor. Sanki buhar olup uçtu.

Fang Jingwei'nin yüzünde tuhaf bir gülümseme belirdi. Ayağa kalktı ve konuştu.

My Name's BiTcH! [BL] [TAMAMLANDI]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin