Bu bugün attığım ikinci bölüm bir önceki bölümü okumayı unutmayın :) Bölümlerdeki kelime adeti Erkek Oyunu hikayesinde 1500-2000 arası tutuyorum ama bu hikayede 1000-1200 arasına indirdim ki daha çabuk yazabileyim haberiniz olsun
"Erkekliğimi içine sokup seni çığlık attırmamı tercih edersin sanırım."
Suyumdan içerken neredeyse boğuluyordum. Öksürerek nefes almaya çalıştım. "N-neden okudun ki onları?"
Kısık bir sesle güldü. "Ah... bu kadar seksi bir kızın hakkımda böyle fantaziler kurması gururumu okşadı."
"Ben diğer üyelerle ilgili de yazıyorum..." diye mırıldandım. "Y-yani rahatsızsanız kaldırabilirim videoları."
"Benim için sorun yok. Hem seninkileri kaldırtsak internette binlerce aynı şekilde hikaye ve video yok mu zaten?"
"Army senin bunları gördüğünü bilse kalp krizi geçirir."
"Gerçekten çok azgın armyler var." maskesini indirdi ve gülümsedi. "Senin gibi."
"B-ben... beni sapık gibi mi görüyorsun?"
"Hayır. Beni böyle düşünmen hoşuma gitti."
Gözlerimi kaçırdım ve sıcak çikolata fincanıyla oynadım.
"Tavşan kulaklarını takman lazım bence." çantasından geçen akşam taktığım tavşan kulaklı tacı çıkarıp kafama yerleştirdiğinde şaşırarak ona baktım.
"Bunun sende ne işi var?"
"Çaldım."
"Çaldın mı?"
"Yani... ödünç aldım da denebilir."
"Ah ödünç demişken." yanımda getirdiğim torbayı ona uzattım. "Sweatshirtün ve montun."
"Sende kalmasını söylediğimi hatırlıyorum." tek kaşını kaldırdı.
"Evet ama üşüdüğüm için bana vermiştin. Şu an üstümde mont var ben de iade ediyorum."
"Hani benim kıyafetim olduğu için reddetmezdin almayı?"
"Yüzsüzlük etmek istemedim." diye mırıldandım torbanın ipleriyle oynarken. "Bu kıyafetler pahallı markalar hep."
"Öyleyse ne olmuş? Söylesene gece kokumu içine çekerek kıyafetlerimle uyudun mu?"
Bir kez daha kıpkırmızı olarak duraksadım. Odama kamera falan mı taktırmıştı? "Ne alakası var?"
"Uyudun değil mi?" güldü. "Benim kokumla uyumaya devam et. Onlardan bende bir sürü var zaten."
Boğazımı temizledim ve poşeti tekrar sandalyemin koluna astım. "Şey..." ona nasıl hitap etmeliydim ki? Ne diyeceğimi bilemeyerek duraksadım.
"Jungkook?" dedi devam etmemi söylercesine.
"Sana Jungkook demem sorun değil mi? Benden büyüksün."
"Kaç yaşındasın ki sen? Senden büyük müyüm cidden?"
"23 yaşındayım, sen 24 sün."
"Global yaşla 24'üm evet..." duraksadı. "Seni daha büyük sanmıştım."
"Yaşlı görünüyorum yani?"
"Olgun görünüyorsun." göz kırptı. "Bunları sevdim." uzanıp kulağımdaki büyük kalka küpelerden birine dokundu.
"Böyle biraz spor giyiniyorum." diye mırıldandım. "Sana istediğim gibi hitap edebilir miyim peki?"
"Ne gibi mesela? Aslında oppa demen lazım ama büyüklük bende kalsın hadi."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BIAS MI BİR GECE Mİ?
FanfictionBu hikaye profilimdeki Erkek Oyunu Maknae Line hikayesinin devamı niteliğindedir ancak ayrı da okunabilir. Yine de ayrıntılar için oradan buraya geçmenizi öneririm. Deniz Bts hayranlığı ve izlediği dramalar sayesinde Kore'de yaşamayı tecrübe etmek i...