Hilal ve Miran...
Birbirlerinin çıkarları için hayatını birleştirmek zorunda kalan iki insandı. Miran Bey'in o bebeğe, Hilal'in ise annesine ihtiyacı vardı.
Bir teklif.
Bebek karşılığında annesinin tedavisi.
--
Yaş farkı içermektedir.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🦋
Gözlerim yavaş yavaş kendini aydınlığa kavuştururken derince yutkundum. Gözlerimi tamamen açtım. İlk yaptığım şey ise yanıma dönüp gidip gitmediğini kontrol etmek oldu.
Gitmemişti. Bir süre yüzünü incelemeye koyuldum. Uzun sayılabilecek kirpikleri vardı. Çenesi güzeldi. Sakalları uzun değildi ve ona bu boyut çok yakışıyordu. Kahverengi saçları dağılmıştı. Kaslı bedeninin sadece beline kadarki kısmı açıktı. Göğsü bir şaheser gibi duruyordu. Birkaç dövmesi vardı. Miran gerçekten çok yakışıklı bir adamdı.
Kirpikleri oynamaya başlayınca uyanacağını anlamıştım. Bir iki kıpırdamadan sonra ise gözlerini açmıştı. Bana dönük olduğu için gördüğü ilk şey ben olmuştum. Birkaç saniye bakıştıktan sonra yattığı yerden doğrulmuş sırtını yatak başlığına yaslamıştı. Ben de onun gibi doğruldum ve sırtımı başlığa yasladım. Tek kişilik yatağımda iyice sıkışık durmuşmuştuk
"Saat kaç?" diye sordu. Duvardaki saate baktığımda henüz yedi olduğunu gördüm.
"Yedi." dedim.
"Derse gidiyorsun değil mi?"
"Evet gideceğim ama daha erken."
"Ne zaman başlayacak dersin?" diye sordu. Biraz düşünür gibi yaptım.
"Onda falan. Sen git işine. Ben okula geçerim tek." dedim.
Bakışları bende takılı kalırken yanıma iyice yaklaştı ve boynumu öptü. Dudaklarım hafif aralandığında dokunuşlarına izin vermiştim. Dudakları yüzüme çıktığında yanaklarımı öptü ve alnıma doğru ilerledi.
Üstümden kalktığında yorganı açtı ve bana baktı. Merakla ne yapacağına bekliyordum. Pijamamı aşağıya doğru çekiştirdiğinde kalçamı kaldırdım ve daha rahat çıkarmasını sağladım. Vücudumdan çıkartıp yere attığında tekrar bana döndü. Sırtımdan tutup beni yatakta oturur pozisyona getirdiğinde üstümü de çıkarttı.
Sütyenim ve çamaşırım da aynı hızla yeri bulduğunda kendi de tamamen soyunmuş ve üstüme gelmişti.
"Sabah sabah?" dedim, sorarcasına. Sırıttı ve kafasını salladı.
"Sabah sabah. Durabilirim eğer ağrıların devam ediyorsa." dedi. Kafamı olumsuz anlamda salladım. "Durma, devam et."
